HARUN TUĞKAN
Suriye’de son on üç yılını emperyalizm ve taşeronlarına karşı direnerek geçiren, 61 yıllık Baas iktidarı 8 Aralık’ta cihatçı çetelerin başkent Şam’ı ele geçirmesi ve Beşar Esad’ın ülkesini terk etmesi sonucu, arkasında birçok ders bırakarak tarihe karıştı.
Suriye’de ortaya çıkan karşı devrimin tarihsel arka planını anlamak için, yakın geçmişten birkaç başlığı kısa notlarla birlikte hatırlamakta fayda var.
Sovyetler Birliği sonrası emperyalizmin ihtiyaçları
Arap coğrafyasındaki Baas iktidarları Sovyetler Birliği’nin etkisiyle ortaya çıkan, devletçi ve anti emperyalist ulusçu karakter taşıyan bağımsızlıkçı iktidarlardı. Sovyetler Birliği’nin çözülmesi sonucu tek kutuplu sisteme geçilmesi, ABD önderliğindeki batı emperyalizminin önüne yeni görevler getirdi: Sovyetler Birliği’nden birer kambur olarak miras kalan Baas İktidarlarının ortadan kaldırılması. Ortadoğu’nun batı dünyasıyla entegrasyonu/serbestçe sömürülmesi için Baas iktidarlarının devrilmesi emperyalizm açısından gerekliydi. Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında Sovyet döneminin bakiyesi olarak görülen Baas iktidarlarının ortadan kaldırılması, emperyalizmin için tamamlanması gereken görev olarak karşısında duruyordu. Bu görevi yerine getirmek üzere ABD merkezli proje hayata geçirildi: Büyük Ortadoğu Projesi.
Ortadoğu’da Sovyetler Birliği’nin etkisiyle kurulan, devletçi politikalara sahip Baas iktidarlarının yıkılıp; ülkelerin sınırlarının yeniden çizilmesi ve bölgenin küresel piyasa ekonomisine tam boy entegrasyonunu amaçlayan Büyük Ortadoğu Projesi, emperyalizmin Ortadoğu ve Arap coğrafyasında tam hakimiyetinin tesisi için hayata geçirilen, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eş başkanı olduğunu iddia ettiği emperyalist bir proje olarak hayata geçirildi.
BOP’un ilk adımı 2003 yılında ABD’nin Irak’a müdahalesiyle atıldı. Saddam Hüseyin’in devrilmesi ve binlerce Iraklının hayatını kaybetmesine sebep olan savaş, Irak’ta yıllarca süren istikrarsızlığa neden oldu. Savaş, bölgede emperyalizmle uyumlu yeni siyasi yapıların ortaya çıkmasıyla sonuçlandı.
2010 yılının Aralık ayında Tunuslu seyyar satıcı Buazzi’nin işporta tezgahının zabıtalar tarafından el konulması sonucu kendi hayatına son verdiği eylemle başlayan ve takip eden aylarda Arap coğrafyasına yayılan halk hareketleri siyasi literatüre Arap Baharı olarak geçti. Arap ülkelerinde ortaya çıkan halk hareketlerini yönlendirebilecek güçlü devrimci öncülerin olmamasının bir sonucu olarak çıkış noktasından koparılan, emperyalizm ve taşeronları tarafından manipüle edilen eylemler silsilesi Ortadoğu ve Arap coğrafyasında iki kutuplu dünyanın bakiyesi olarak görülen Baas iktidarlarına karşı kullanıldı. İlk olarak Libya’da Kaddafi iktidarı halk hareketinin emperyalizmin taşeronları tarafından suistimal edilip yönlendirilmesi sonucunda devrildi. Eylemler Suriye’ye de sıçradı.
Emperyalizmin bölge politikalarıyla uyumlu şekilde AKP iktidarı da 2009 yılından itibaren dış politikasını belirlemişti: Neo Osmanlıcılık. ‘’Stratejik Derinlik’’ olarak parlatılıp pazarlanan, Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içinde yer alan Balkanlar ve Ortadoğu’yu etki alanı olarak kabul eden Neo Osmanlıcılık, Ortadoğu’da AKP’nin yayılmacı politikalarıyla emperyalizmin çıkarlarını birleştiren kavramsal zemin görevi gördü.
Suriye’de 2011 yılında başlayıp kısa sürede ülkenin geneline yayılan halk hareketleri iç savaşa dönüşerek ülkeyi günümüze kadar süren 13 yıllık kaotik karşı devrim dönemine soktu. 13 yıllık direnişin ardından 8 Aralık’ta Cihatçı çetelerin Şam’ı ele geçirmesi sonucu Suriye’de Baas iktidarı sona erdi.
Suriye ve Filistin’in sahadaki en büyük destekçilerinden Hizbullah’ın komuta kademesi İsrail tarafından yok edildiği ve gerçekleştirilen saldırılar sonucu İran’ın bölgede etkisinin kırıldığı sırada Suriye’de cihatçı çeteler başkent Şam’a doğru yürümeye başladı. Türkiye tarafından desteklenip finansmanı sağlanan Suriye Milli Ordusu’nun bir komutanı, Filistin ve Lübnan’da İsrail’in katliamları sürerken İsrail merkezli haber sitesine 6 Aralık’ta verdiği röportajda ‘’İsrail dahil bölgedeki herkesle dostluğa açığız. Esad rejimi, Hizbullah ve İran dışında düşmanımız yok’’ diyordu.
HTŞ lideri Colani, batı ülkelerine bölgede ılımlı bir partner olacağı yönünde mesajlar verirken; İsrail, Suriye toprakları ve askeri depolarını havadan bombalayıp karadan Suriye topraklarına girdi ve Şam’a 25 km kadar yaklaştı. Cihatçı karşı devrimcilerden tek bir açıklama dahil hiçbir karşılık gelmedi.
HTŞ, Suriyeli iş adamlarına rekabete dayalı serbest piyasa sistemine geçilip ihracatın önündeki engellerin kaldırılacağı sözünü verirken, SDG Suriye petrollerini ABD’ye aktarıyor karşılığında Suriye’nin geleceğindeki yerini garanti altına alıyordu.
Yakın geçmişte Irak, Libya ve Afganistan’da görüldüğü gibi emperyalizm müdahale ettiği coğrafyalara bağımsızlık yerine sömürü, istikrar yerine kaos, demokrasi yerine şeriat, insan hakları yerine katliamlar taşıyor.
Adını doğru şekilde koymak lazım. Suriye ve Suriye’nin kuzeyinde devrim olarak adlandırılan, ABD’nin hamiliğinde hayata geçirilen değişiklikler emperyalizmle tam boy uyumu sağlamayı garanti eden, emperyalizmin çıkarları doğrultusunda konumlanan karşı devrimlerdir. Amerikan gölgesinde yapılan karşı devrim ise manda yönetiminin bayrağını göndere çektirir.
13 yıllık direnişin sonunda kaybeden senelerdir ölüm ve yoksullukla karşı karşıya bırakılan, ülkesinden koparılıp sürgün hayatına mecbur edilen yoksul halktır.
Emperyalizm şüphesiz ki kazanandır.
Suriye tecrübesinden öğrenmemiz gerekenler açıktır.
Ortadoğu’da yaşananlar açık şekilde göstermektedir ki güçlü bir devrimci öncünün eksikliği halk hareketlerinin pusulasının ibresini emperyalizmine döndürüp taşeronlarından ‘devrim’ beklentisine sokmaktadır.
Laiklik mücadelesi, sınıf mücadelesinin vazgeçilmez bir parçası olarak antiemperyalist mücadelenin tam da merkezindeki konumunu bir kez daha tarihi tecrübelerle ortaya koymuştur.
Antakya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün "öğrenci servislerinde ön koltukta kız öğrencilerin oturmaması için bilgilendirme yapılmasını"…
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde (AYBÜ) öğrencileri kampüslerindeki bir ağacı yılbaşı ağacı gibi süslemeye başlayınca etrafları…
Reuters'in haberine göre, Suriye Devlet Başkanlığı Telegram kanalı Beşar Esad'a ait olduğu iddia edilen 16…
Eğitim İş'ten ücretli öğretmenlerin ödenekleri hakkında yapılan açıklamada "Ülke ekonomisi öğretmenin üç kuruş ücretini ödeyemeyecek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, SGK'ye en fazla prim borcu bulunan 6 belediyeye haciz işlemi uyguladı yönündeki…
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani ile bir araya geldi.