TKH: 12 Eylül ile hesaplaşma AKP ile hesaplaşmaktır!

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) 12 Eylül Askeri Darbesinin 44. yıldönümüne dair yaptığı açıklamada "12 Eylül, işçi sınıfına ve Türkiye’nin ilerici birikimine karşı girişilen Amerikancı kanlı bir askeri darbe olarak tarihe geçmiştir. Bu darbenin karakteri NATO’culuk, Amerikancılık, neo-liberalizm; ideolojisi ise Türk-İslam sentezi olarak kodlanan gerici ve faşist zihniyettir." ifadelerine yer verildi. 

TKH: 12 Eylül ile hesaplaşma AKP ile hesaplaşmaktır!

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) 12 Eylül Askeri Darbesinin 44. yıldönümüne dair yaptığı açıklamada “12 Eylül, işçi sınıfına ve Türkiye’nin ilerici birikimine karşı girişilen Amerikancı kanlı bir askeri darbe olarak tarihe geçmiştir. Bu darbenin karakteri NATO’culuk, Amerikancılık, neo-liberalizm; ideolojisi ise Türk-İslam sentezi olarak kodlanan gerici ve faşist zihniyettir.” ifadelerine yer verildi.

12 Eylül ile hesaplaşma AKP ile hesaplaşmaktır! başlığıyla yayımlanan açıklamanın tamamı şöyle:

12 Eylül, işçi sınıfına ve Türkiye’nin ilerici birikimine karşı girişilen Amerikancı kanlı bir askeri darbe olarak tarihe geçmiştir. Bu darbenin karakteri NATO’culuk, Amerikancılık, neo-liberalizm; ideolojisi ise Türk-İslam sentezi olarak kodlanan gerici ve faşist zihniyettir. 12 Eylül cuntası, bugün, AKP-MHP ittifakının temsil ettiği gerici emek düşmanı iktidarda cisimleşmiş haldedir. Hatta cunta lideri Evren’in bile sahip olmadığı yetkiler bugün başkanlık adıyla Erdoğan’da bulunmakta, AKP eliyle kurulan istibdat rejimi ile 12 Eylül cunta rejimi arasında ise doğrudan bir süreklilik bulunmaktadır.

AKP’nin temsil ettiği Türk-İslam sentezi ideolojisi, 12 Eylülcülüktür!

“Milli irade” diyerek milletin iradesini tek adam rejimine bağlamak, 12 Eylülcülüktür!

AKP’nin ekonomi siyaseti, 24 Ocak kararlarının devamı olduğu için, 12 Eylülcülüktür!

AKP, 12 Eylül cuntasının has çocuğudur!

12 Eylül faşist askeri cuntasının üzerinden geçen 44 yıl, cunta düzenin bugün adım adım müesses nizam haline gelme sürecinden başka bir şey değildir. Özal ile başlayan bu süreç bugün Erdoğan ile mantıki sonucuna vardırılmak, 12 Eylül’ün hedeflediği devlet ve toplum biçimi Erdoğan tarafından anayasal bir düzene kavuşturulmak istenmektedir.

12 Eylül’den 44 yıl sonra bugün karşımızda olan 12 Eylül anayasasının değiştirilip sivil anayasa haline getirilmesi değil, 12 Eylül anayasasından bile daha geri ama 12 Eylül’ün ruhunu taşıyan gerici-faşist bir iktidarın, rejim değişikliğini tasdikleme girişimidir.

44 yıl önce gerçekleşen 12 Eylül askeri darbesiyle hesaplaşmak bugün AKP-MHP iktidarıyla hesaplaşmaktan geçmektedir.