TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek: Yobazın karanlığına geçit vermeyelim
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Genel Başkanı Aysel Tekerek, 1 Ocak sabahı gericiler tarafından organize edilen ve adeta şeriat ve hilafet propagandasına çevrilen, Gazze mitingi hakkında bir açıklama yayımladı.
TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek 1 Ocak günü düzenlenen miting ve çeşitli çevreler tarafından yapılan hilafet çağrıları ile ilgili yazılı basın açıklaması yaptı.
Tekerek’in yaptığı açıklamada “Gazze ve Filistin davası söz konusu olduğunda iktidarın gözyaşlarının sahteliği, doğrudan AKP kadrolarının işgalde dahi İsrail’den esirgemediği ticari ilişkileri ile açığa çıkmış, iki ay ara ile önce Atatürk Havalimanı ardından Galata Köprüsü’nde düzenlenen gösteriler İsrail’den çok laikliğe, Cumhuriyet’e karşı yapılmıştır” denildi.
Miting bahane edilerek terör örgütü kapsamına alınmış olan gerici örgütlerin şeriat ve hilafet çağrıları yaptığını belirten Tekerek, ortaya çıkan tablonun Cumhuriyet’e ve laikliğe meydan okuma olduğunu vurguladı.
“Yaklaşan her seçim sürecinde, örneğin daha önce İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesinde olduğu gibi, tarikat ve cemaatlerin istekleri, yerine getirilmiştir” denilen açıklamada “istedikleri Türkiye’yi onlara vermeyeceğiz” ifadeleri kullanıldı.
TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek’in açıklaması şu şekilde:
1 Ocak sabahı, onların STK dediği bizim ise tarikat, cemaat ve laiklik düşmanları olarak tanımladığımız Milli İrade Platformu bileşenlerinin Galata Köprüsü’ndeki yürüyüşü, tarihe Filistin’e destek yürüyüşü olarak değil hilafete destek yürüyüşü; yapılan miting ise AKP iktidarının ve sermaye sınıfının İsrail’le yürütülen ticari ilişkilerin üzerini örtme mitingi olarak geçmiştir.
Gazze ve Filistin davası söz konusu olduğunda iktidarın gözyaşlarının sahteliği, doğrudan AKP kadrolarının işgalde dahi İsrail’den esirgemediği ticari ilişkileri ile açığa çıkmış, iki ay ara ile önce Atatürk Havalimanı ardından Galata Köprüsü’nde düzenlenen gösteriler İsrail’den çok laikliğe, Cumhuriyet’e karşı yapılmıştır. 28 Ekim ve 1 Ocak tarihleri bu açıdan özel olarak tercih edilmiştir.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu TÜGVA ve İlim Yayma Vakfı Yöneticisi Bilal Erdoğan’ın, huzur hakkı adı altında çifter maaşa doymayan Fatmanur Altun’un, İsrail için çelik üretimine hız veren patronların üyesi olduğu MÜSİAD’ın başkanın, 1 Ocak sabahı uyuyanlara lanet okuyan Memur -Sen başkanın konuşma yaptığı bu gösteri; tencerenin buharını almaktan ziyade, tencerenin altını daha fazla harlayarak çıkan buharın yoğunluğundan AKP’nin ikiyüzlülüğünün görülmesinde önüne geçilmesi çabası ve ötesidir.
“MEYDAN OKUMA SAYILMALIDIR”
Yürüyüşte ve mitingde ortaya çıkan görüntüler, terör örgütü kapsamına alınmış olan gerici örgütlerin bu miting aracılığı ile rahatlıkla şeriat ve hilafet çağrıları yapmaları boy göstermesi, sokak arasında provokasyon peşine düşmeleri, Gazze’ye destek görüntüsü altında açıkça laikliğe ve Cumhuriyet’e meydan okuma sayılmalıdır.
AKP, birlikte yürüdüğü bu gerici yapılanmalara meydan sizin demiştir. İstanbul’da gösteri, yürüyüş, basın açıklaması konusunda yasaklarla, engellemelerle gündeme gelen İstanbul Valiliği miting alanları içerisinde yer almayan Galata Köprüsü’nü miting alanı ilan etmiştir. Bunun adı “kişiye özel meydan tahsisi”dir. İşçiler 1 Mayıs’ı aynı şekilde Beyazıt’tan yürüyüşlerle Galata Köprüsü üzerinde kutlamak istese emin olun ki izin verilmeyecektir.
“NASIL BİR TÜRKİYE İSTEDİKLERİ BİR KEZ DAHA İLAN EDİLMİŞTİR”
Yaklaşan her seçim sürecinde, örneğin daha önce İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesinde olduğu gibi, tarikat ve cemaatlerin istekleri, yerine getirilmiş, bu defa yerel seçim öncesinde başlangıcı bu gösteri ile yaparak “Nasıl bir Türkiye” istediklerini bir kez daha ilan etmelerine izin verilmiştir.
Hilafet geri gelecek, laiklik kalkacak, tarikat ve cemaatler tekrar yasal hale gelecek, kadınların adı anılmayacak, karma eğitim kalkacak, Anayasa istedikleri gibi olacak, yurttaşlık yerine ümmet geçecek…
İstedikleri Türkiye’yi onlara vermeyeceğiz
“TÜRKİYE’NİN İSTEDİKLERİ KABA SIĞMAYACAĞINI GÖSTERECEĞİZ”
İktidardan aldıkları para desteği ve dokunulmazlık zırhı ile kendilerini Türkiye sanan bu gericilere Türkiye’nin istedikleri kaba sığmayacağını göstereceğiz.
“Tarihi yürüyüş” masalını anlatanların değil, milyonların katıldığı Gezi Direnişi’nin, 1 Mayıs’ların, 15-16 Haziran Direnişleri’ni görenlerin ülkesidir Türkiye…
İşte bu Türkiye’yi, böyle bir Türkiye’yi artık hatırlamak değil yeniden yeniden göstermek zorundayız. Laiklik mücadelesini yükseltmeli, emeğin kavgasını büyütmeli, yurtseverlik bayrağını dalgalandırmak zorundayız.
Yobazın karanlığına, yabancının roketine, paranın padişahlığına geçit vermeyelim.