TKH, Toplumcu Yerel Yönetimler Bildirgesi'ni açıkladı: Yağma yok, sosyalizm var
TKH tarafından hazırlanan 'Toplumcu Yerel Yönetimler Bildirgesi' açıkladı.
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) tarafından hazırlanan Toplumcu Yerel Yönetimler Bildirgesi açıkladı. TKH’nin hazırladığı bildirgede kamu kaynaklarının yandaşa peşkeş çekmek için kullanılan ihale sisteminin kaldırılacağı ve belediyelerin kendi öz kaynakları ile kamu hizmetlerinin gerçekleştirileceği vurgulandı.
Bunun yanı sıra ev işlerini kamusallaştırarak, kadın özgürlüğünü sağlamak için adımlar atılacağı vurgulandı.
TKH tarafından hazırlanan Toplumcu Yerel Yönetimler Bildirgesi şu şekilde:
Düzen değişmeden asla! Yağma yok, sosyalizm var!
Bu düzen emeğin sömürülmesine dayanan patronların düzenidir.
Emekçilerin ürettiklerine el koyarak, onların zenginliklerini çalarak var olan sermaye düzeni bugün bir kez daha emekçileri kriz yüküyle karşı karşıya bırakıyor. İşsizlik, enflasyon ve döviz kurları doludizgin artarken emekçilerin tüm hakları gasp ediliyor. Zenginler daha da zenginleşirken emekçiler daha da yoksullaşıyor.
Yerel yönetimler bu çarkın en önemli dişlilerinden biri olarak çalışıyor. Tüm topluma ait olan kaynaklar yerel yönetimler üzerinden sermayeye ve temsilcilerine aktarılıyor. Çünkü, yerel yönetimler, bu düzende ekonomik ve siyasal olarak sermayenin belirlediği sınırlarla çevrelenir. Rant üzerinden sermaye ve siyaset erbaplarının zenginleştiği, rantın bu çevrelerde sürekli el değiştirdiği mekanizmalara dönüşür.
Yerel yönetimlerin sermayenin egemenliğinden, kamu kaynaklarının patronların yağmasından ve kamu hizmetlerinin ticarileşmeden kurtarılması gerekiyor. Fakat biliyoruz ki, tüm bunların yapılabilmesinin önkoşulu kurulu çarkı bozmaktan, sermaye düzenini topyekûn karşıya almaktan geçiyor.
Sermaye düzenini karşıya almadan yerel yönetimlerin halk yararına bir işleyişe kavuşturulması, yaşanan sorunların çözülmesi mümkün değildir.
Nasıl ki, gericiliğin ve bağımlılığın egemen olduğu, patronların düzeninde emekçiler için insanca bir yaşam mümkün değilse, bu düzenden kurtulmadan halkı gerçekten temsil eden bir yönetimin oluşturulması da mümkün değildir.
Herkesin eşit ve özgür olduğu, insanca yaşadığı bir düzen ancak ve ancak sermaye düzeninden kurtulmakla mümkündür.
1-) HALKIN YEREL YÖNETİMLERE KATILIMI SAĞLANACAK!
Mevcut düzende halkın yönetime katılımı göstermelik ve kâğıt üzerindedir. Yapılan seçimler de sermaye düzeni açısından göstermelik demokrasi oyunundan başka bir şey değildir.
İl, ilçe ve büyükşehir belediye meclisleri halkın yönetime katılımı için değil, rant, ihale ve siyasi nüfuz elde etmenin aracı olarak işlev görmektedir. Sermaye partilerinin listelerinde buralara aday olanlara bakmak bile işin rengini anlamaya yeter de artar. Çünkü niyet işçinin, emekçinin yönetime katılımı değil, seçim oyunuyla kendi talan düzenlerinin işçiye, emekçiye onaylatılmasıdır.
Sosyalist bir düzende işçi sınıfı ve emekçilerin yönetime doğrudan katılmasını sağlayacak araçlar inşa edilir. Komünistlerin yerel yönetimlerinde halk yönetime doğrudan katılır ve asıl söz sahibidir.
Komünistlerin yönetiminde halkın yerel yönetimlerde söz sahibi olması kalıcı hale getirilecek, yönetim üzerinde denetleme, söz, yetki ve karar hakkı güvence altına alınacaktır.
Her mahallede mahalle meclisleri kurulacaktır. Mahalle meclislerinden, işyerlerindeki örgütlü sendikalardan ve meslek örgütlerinden temsilciler ile ilçe meclisleri oluşturulacaktır. Emekçi halkın ihtiyaçları, talepleri ve sorunları yerel meclisler aracılığıyla aşağıdan yukarıya katılımla sağlanacaktır.
2-) KAMUSAL HİZMETLERDE İHALE YASAKLANACAK!
Bugün kamusal hizmetler ticarileştirilmiş, piyasanın insafına ve sermayenin kâr hırsına teslim edilmiştir. En küçük hizmetler bile ihalelerle patronlara para aktarmanın aracı haline dönüştürülmüştür. Aynı durum yerel yönetimler için de geçerlidir. Yerel yönetimlerin ihtiyaçları da yine ihaleler yoluyla patronlara kaynak aktarımının aracı haline getirilmiştir.
Gerek merkezi iktidarda gerek yerel yönetimlerde görülen eş, dost, akraba, yandaş zenginleşmelerinin en büyük kaynağı da bu ihalelerdir. En büyüğünden en küçüğüne tüm bu ihalelerle patronlara aktarılan kaynaklar emekçi halkın sırtına binen yük olmaktadır.
İhale sistemi hem yolsuzluk ve rüşvetin hem de kamu kaynaklarının yağmalanmasının teminatıdır. Bu sistem emeğin taşeronlaştırılmasının da yolunu açmaktadır.
Komünistlerin yönetiminde belediyelerde ihale yasaklanacaktır. Bütün yerel hizmetler, belediye eliyle sağlanacak, hiçbir kamusal hizmet ihale edilmeyecektir. Yolsuzluk ve rüşvetin kaynağı kurutulacaktır.
3-) RANTSAL DÖNÜŞÜM DURDURULACAK!
Kentlerin inşaat patronlarının kâr hırsına ve insafına terk edilmesi kabul edilemez. Kentsel dönüşüm adı altında emekçiler kentlerin dışına itilmekte, kent merkezleri piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda ticari amaçlarla ranta açılmaktadır. Bugün her yer betona boğulmuş, kentler yaşanamaz hale gelmiştir.
Komünistlerin yönetiminde bu rant ve yağma düzeni sona erdirilecektir. Kentlerin planlı şekilde gelişimi sağlanacaktır. Çevrenin korunması, arsa spekülasyonlarının önlenmesi, barınma ihtiyacının nitelikli ve ucuz bir şekilde karşılanması, kent merkezlerinin ve tarihi dokuların sermayenin yağmasından korunması ile ulaşım, kültür, sanat, spor gibi toplumsal ihtiyaçlara erişimin kolaylaştırılmasını sağlayacak önlemler alınacaktır.
Kamu ve tarım arazileri ile ormanların sermayeye rant sağlamak üzere imara açılması durdurulacaktır.
Kanal İstanbul başta olmak üzere doğanın talanı ve rantsal dönüşüm anlamına gelen bütün projeler engellenecektir. Atatürk Havalimanı yeniden açılacaktır.
Komünistlerin yönetiminde deprem felaketi yaşanan bütün illerde her yurttaşımıza insanca yaşanacak konutlar bizzat devlet eliyle ücretsiz olarak verilecektir. Deprem felaketi yaşayan bütün kentlerin yeniden imarı bizzat kamu kaynaklarıyla ve kamucu bir planlamayla hayata geçirilecektir.
Deprem riski altında olan kentlerimiz yeniden yapılandırılacak, bunun için büyük bir kamulaştırma politikası devreye sokulacaktır. Deprem riski bulunan bütün illerde seferberlik ilan edilerek, riskli bütün binalar devlet tarafından yeniden yapılacaktır.
Bu çerçevede bugüne kadar saptanmış deprem toplanma bölgelerine verilen imar izinleri iptal edilecek, buralara inşa edilen binalar yıkılacak ve bu alanlar yeniden deprem toplanma alanı haline getirilecektir.
Kamu arazileri ranta değil tarıma açılacak, buradan elde edilen bütün ürünler halkın ihtiyaçları için ve doğrudan halkın kullanımına sunulacaktır.
4-) BÜTÜN KAYNAKLAR KAMU YARARI VE HALK İÇİN KULLANILACAK!
Bugün kamu kaynakları halk için değil bizzat patronlara kaynak aktarımı için kullanılmaktadır. Yerel yönetimlerin elde ettiği gelirler bir yandan sermayeye aktarılırken, bir yandan da tarikat ve cemaatlere peşkeş çekilmektedir.
Komünistlerin yönetiminde piyasa anarşisine ve sermayeye karşı bütün kaynaklar kamu yararı ve emekçiler için kullanılacaktır. Yerel yönetimlerin hiçbir kaynağı kamu yararı dışında kullanılmayacaktır.
Belediyelerden her yıl yüz milyonlarca liralık fon alan cemaat, tarikat ve vakıf adı altındaki gerici örgütlenmelere aktarılan bütün kaynaklar kesilecektir.
Cemaatlere, tarikatlara ve vakıflara tahsis edilen taşınmazlar geri alınacaktır.
Üniversite öğrencilerinin cemaat ve tarikat yurtlarına mahkûm edilmesinin önüne geçilecektir.
Cemaatlere, tarikatlara ve vakıflara tahsis edilen taşınmazların geri alınması ve kamusal kaynaklarla inşa edilecek yeni yurtlarla üniversite öğrencilerinin ücretsiz, sağlıklı ve güvenli barınma sorunu ortadan kaldırılacaktır.
Belediyelerde, danışmanlık hizmetleri adı altında yapılan soygunlara son verilecektir.
Belediyede çalışan hiçbir üst düzey yönetici, ortalama işçi maaşından daha fazlasını alamayacaktır.
Yerel yönetimlerin bütün gelir ve giderleri her ay düzenli olarak halka ilan edilecektir.
Kaynakların etkin olarak kullanılması ve toplumsal ihtiyaçların planlanması için bütün yerelliklerde planlama merkezleri kurulacaktır. Yerel yönetimler meslek örgütleri, üniversiteler, bilim insanları tarafından oluşturulacak planlama merkezleriyle şekillenecektir.
5-) KAMUSAL HİZMETLERİN ÖZEL SEKTÖR ELİYLE YÜRÜTÜLMESİNE SON!
Türkiye’de kapitalizm ciddi bir kriz yaşamaktadır. Türkiye kapitalizminin yaşadığı krizlere karşı, kamuya ait kaynaklar sermaye sınıfına aktarılmaktadır. Özellikle son 30 yıldır yapılan özelleştirmelerin nelere mal olduğu bugün açık biçimde görülmektedir. Türkiye yiyecekten giyime, kâğıttan teknolojiye üretebildiği hemen her şeyi bugün yurtdışından almak zorundadır.
Kaynakların etkin kullanımı ancak kamusal hizmetlerin yine kamu eliyle yürütülmesiyle mümkündür.
Komünistlerin yönetiminde piyasa anarşisi ve sermayenin yarattığı yıkım karşısında bütün hizmetler kamu eliyle yürütülecek, kamusal işletmeler kurulacaktır.
Kamusal hizmetlerin özel sektör eliyle yürütülmesine son verilecek, bu şekilde çalışan tüm özel işletmeler engellenecektir. Taşeron işçilik tamamen kaldırılacaktır.
6-) HALK BİRLİKLERİ KURULACAK!
Sermayenin yarattığı kriz nedeniyle bugün halkımız giderek yoksullaşmakta, gelirleri enflasyon karşısında erimektedir. Gıda başta olmak üzere en temel ihtiyaçların pahalılaşması yoksulluğun kaynaklarındandır.
İşçi sınıfı ve emekçilerin yüksek enflasyon karşısında yoksullaşması ve gıda gibi en temel ihtiyaçların giderek pahalılaşması temel ihtiyaçlara erişimde büyük zorluklar doğurmaktadır. Bu zorlukları ortadan kaldıracak tedbirler, tüccara mahkûm edilen tarım üreticisinin yaşadığı zorluklar da gözetilerek, hayata geçirilecektir.
Komünistlerin yönetiminde her mahallede “Halk Birlikleri” kurulacaktır. Gıda başta olmak üzere halkın temel ihtiyaçları doğrudan üreticiden emekçi halka ulaştırılacaktır.
7-) KADINLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN EV İŞLERİ ÜCRETSİZ KAMU HİZMETİ OLACAK!
Kadınların üretim sürecine ve toplumsal yaşama katılımının önündeki en büyük engel, ev işlerinin kadınlarının üzerine yıkılmasıdır.
Çocuk, hasta, yaşlı bakımı başta olmak üzere, kadınların üzerine yıkılan ev işleri ve ev içerisine devredilen bütün bu yükler kamu hizmetleri olarak toplumsallaştırılacaktır.
Komünistlerin yönetiminde bütün yerelliklerde yeterli sayıda kreş, hasta ve yaşlı bakım evleri, çamaşırhane ve aşevleri hizmete açılacaktır. Bütün bu hizmetler ücretsiz olacaktır.
😎 SU VE KENT İÇİ ULAŞIM ÜCRETSİZ OLACAK! KENT İÇİ ULAŞIM KAMU TARAFINDAN SAĞLANACAK!
Bugün halkın en temel hakları ücretli hale getirilmiştir. Halkın ödediği vergilere rağmen bütün kamusal hizmetler paralıdır.
Komünistlerin yönetiminde deniz ve demiryolu taşımacılığı başta olmak üzere kent içi ulaşım kapasitesi merkezi planlama ile arttırılacaktır.
Maliyeti ödenen vergilerle fazlasıyla karşılanan ve en temel haklarından olan su ve kent içi ulaşım ücretsiz olacaktır.
9-) EMEKÇİ HALKA YENİ VE ÖZGÜR BİR YAŞAM SAĞLANACAK!
Bugünkü sömürü düzeninde emekçiler kendilerini geliştirme fırsatı bulamıyor. Her emekçi kendisini iş dışında geliştirme, yeni beceriler kazanma, dünyadaki gelişmelerden haberdar olma hakkına sahiptir.
Komünistlerin yönetiminde her semtte sinema, tiyatro, tartışma merkezi, beceri atölyeleri ve kütüphanelerin yer aldığı Halk Kültür Evleri kurulacaktır.
Emekçilerin bilimsel ve teknolojik gelişmelerden haberdar olması için ilçelerde bilim merkezleri açılacaktır.
Bütün bu hizmetler emekçilere ücretsiz olarak sunulacaktır.
Amatör spor branşlarının ve sporcuların desteklenmesi sağlanacaktır. Emekçilerin sağlıklı bir yaşam sürebilmesi için semtlerde ücretsiz spor kompleksleri kurulacaktır.
Emekçi halkın kültürel birikimini arttırmak için kent merkezlerinde ücretsiz internet ağları yaygınlaştırılacaktır.
Eşit ve özgür bir yaşam için,
Bağımsız bir ülke için,
Yaşanabilir kentler için,
Yağma yok, sosyalizm var!