TKH’den açıklama: Partimiz daha da güçlenecek

Türkiye Komünist Hareketi son zamanlarda basına yansıyan iç sorunları hakkında bir açıklama yayımladı.

TKH’den yapılan açıklamada “Yaklaşık iki ay süreyle partinin merkezi kurullarını meşgul eden bu sorun bizler açısından bugün itibariyle geride kalmıştır” ifadeleri kullanıldı.

“Parti hukuku dışında ortaya çıkan bu durum tespit edilir edilmez, gerekli adımlar atılmış, yoldaşlık ilişkileri, parti hukuku ve tüzüğü dışına çıkan hiçbir duruma izin verilemeyeceği açıkça ortaya konmuş ve hizip faaliyetinin doğrudan ya da dolaylı parçası olan bütün üyeler parti hukuku zeminine çağırılmıştır” denilen açıklamada “Bu aşamada, söz konusu hizip faaliyeti Partimizin politik, ideolojik ve programatik hattıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan tezler ile ortaya çıkmış, Partinin merkezi kurulları ve örgütünde karşılık bulamayınca doğrudan parti itibarını yok etmek üzere harekete geçmiştir. Bu durum açıkça Partimize dönük bir saldırıya dönüşmüştür” ifadeleri kullanıldı.

TKH’den yapılan açıklama şu şekilde:

Partimiz Türkiye Komünist Hareketi (TKH), son günlerde basına da yansıyan bir iç sorunla karşı karşıya kalmıştır. Yaklaşık iki ay süreyle partinin merkezi kurullarını meşgul eden bu sorun bizler açısından bugün itibariyle geride kalmıştır.

Devrimci ve sosyalist partilerin özellikle belirli dönemlerde yaşayabileceği ve bir iç tartışma olarak tüketilmesi gereken tartışmaların solun birikimine zarar vermeden aşılması, anti-komünist çevre ve kişiler için malzeme haline gelmemesi önemlidir. Partimiz, bunu sağlamaya çalışmış ve söz konusu süreç boyunca olgunluk göstermiştir. Ancak buna rağmen ne yazık ki provokasyona varan bir tarzla karşı karşıya kalmış; sosyal medya gibi mecralar üzerinden gerçek dışı, karalama ve manipülasyon içeren yöntemlere başvurmaktan çekinmeyen bir anlayış nedeni ile konu parti içi bir tartışma olmaktan çıkmış, kamuoyuna yansımıştır.

Geleneğimizin ve kurulduğumuz günden bu yana yapmış olduğumuz tüm Kongre ve Konferanslarda aldığımız kararların bir gereği ve sonucu olarak; gericiliğe karşı laiklik mücadelesini yaygın ve etkili ayaklarını örmesi, Cumhuriyet’in kazanımlarına dönük AKP’nin düşmanlığını sosyalist siyasetin mücadele alanı ve konusu olarak ele almaktan kaçınmamasının yanı sıra işçi sınıfının değişik bölmelerinde doğrudan parti öncülüğünde gerçekleşen örgütlenme pratiklerinin artması, başta seçimler olmak üzere hiçbir başlıkta düzen aktörlerine bel bağlamamış olması ve ilkesiz ittifaklara girmemesi Partimizin yolunu açmış ve bir ilgi görmesini sağlamıştır. Ancak tam da böyle bir dönemde Partimiz, kendini örgütsel kaygılar ile ifade eden bir hizip faaliyeti ile karşı karşıya kalmıştır.

Parti hukuku dışında ortaya çıkan bu durum tespit edilir edilmez, gerekli adımlar atılmış, yoldaşlık ilişkileri, parti hukuku ve tüzüğü dışına çıkan hiçbir duruma izin verilemeyeceği açıkça ortaya konmuş ve hizip faaliyetinin doğrudan ya da dolaylı parçası olan bütün üyeler parti hukuku zeminine çağırılmıştır. Tartışmaların sağlıklı bir biçimde yürütülebilmesinin yolu olarak daha önceden yapılması karar altına alınmış olan Türkiye Konferansı’nın toplanması ve bütün üyelerin parti hukuku doğrultusunda konferansa katılması çağrısı yapılmıştır. Bu aşamada, söz konusu hizip faaliyeti Partimizin politik, ideolojik ve programatik hattıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan tezler ile ortaya çıkmış, Partinin merkezi kurulları ve örgütünde karşılık bulamayınca doğrudan parti itibarını yok etmek üzere harekete geçmiştir. Bu durum açıkça Partimize dönük bir saldırıya dönüşmüştür.

Ağustos 2023’te yapılan Üçüncü Kongremizde oy birliği ile alınan kararların reddiyesi anlamına gelen bu girişim, başta gericiliğe karşı laiklik mücadelesi olmak üzere, Cumhuriyet’in kazanımlarının sosyalist siyasetin mücadele konusu olmasına itiraz etmiştir. Partinin gericilik karşıtı laiklik mücadelesinin yanı sıra yerel seçimlere girmesini de sınıf çalışmasından uzaklaşma olarak eleştirerek kendisine politik kılıf yaratmaya çalışan hizip faaliyeti, yeni bir cumhuriyet kavgası ile işçi sınıfının politik gücünü küçümseyerek liberal tezlere alan açmıştır.

Bu yaklaşımı sınıf siyaseti olarak sunmaya çalışan söz konusu görüşün, Partimizin politik, ideolojik ve programatik hattıyla uzaktan yakından ilgisi olmadığı saptanarak bu girişim parti tarafından mahkûm edilmiştir.

Bununla birlikte hizip faaliyetinin başını çeken isimlerin temsil ettiği statükocu anlayış, Partinin gelişimine karşı direnç oluşturmuştur. Partimizin Üçüncü Kongresinde almış olduğumuz örgütsel kararların hayata geçecek olması karşısında sorunların esas kaynağının açığa çıkacak olması bu çevrede telaş yaratmıştır. Bunun sonucu olarak partide olağanüstü bir hal yaratılmak istenmiştir. Partinin öncelikleri yerine kişisel hırs ve çıkarları gözeten bu anlayışa karşı parti hukuku ve kararları devreye girmiş, yabancısı olduğumuz bu tarz ve kültüre geçit verilmemiştir. Partiyi parçalama ve itibarsızlaştırma hedefiyle hareket edenler sonuçta Partinin dışına düşmüştür.

Hizip faaliyeti içinde bulunan, çoğunluğu İzmir ve İstanbul İl Örgütü’nden 72 kişi partiden ihraç edilmiştir. Bununla birlikte, söz konusu hizip faaliyetinin parçası olduğu tespit edilen 20 kişinin de üyelik başvurusu reddedilmiştir.

Türkiye Komünist Hareketi, yaşanan bu sürecin Partinin örgütsel ve siyasal gelişimiyle ilişkili bir sonuç olduğunu tespit etmekte ve Partimiz bugünden itibaren daha da güçleneceğini bilmektedir.

Üçüncü Kongre kararlarının tümünün hayata geçirilmesi konusunda Partinin ezici çoğunluğu gerekli kararlılığı göstermiştir ve Merkez Komitemiz, Merkez Yürütme Kurulumuz ile Parti Meclisimiz başta olmak üzere tüm kurullarımız görevinin başındadır.

Partimizi itibarsızlaştırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

Türkiye Komünist Hareketi “açılan yollardan” değil, geleneğinin tarihsel birikimiyle, kültürüyle ve deneyimiyle, büyük emeklerle oluşturduğu, kendi gücü ve yoldaşlık ruhuyla açmış olduğu yolundan mücadeleye devam etmektedir.

Parti dostlarımıza, sol, sosyalist ve devrimci kamuoyuna saygıyla duyurulur.