TKH'den Kobani Davası açıklaması: İstibdat rejiminden kurtuluş emekçilerin ortak devrimci mücadelesinde

Türkiye Komünist Hareketi'nden (TKH) Kobani Davası sonrasında yapılan açıklamada, " verilen kararın siyasi olduğu ve bu kararın kabul edilemeyeceği" vurgulandı.

TKH'den Kobani Davası açıklaması: İstibdat rejiminden kurtuluş emekçilerin ortak devrimci mücadelesinde

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Kobani Davası hakkında verilen karar sonrasında bir açıklama yayımladı.

TKH’den yapılan açıkalamada mahkemenin siyasi karar verdiği ve ülke tarihinde yargının bir sopa olarak kullanılmasının yeni örneği olduğu vurgulandı.

Verilen kararın kabul edilemeyeceği ifade edilen açıklamada “AKP’nin “12 Eylül Anayasası’na karşı sivil anayasa” propagandasıyla gündeme getirdiği yeni anayasa hedefi, işte böylesi bir istibdat rejiminin anayasası anlamına gelmektedir. Kobani Davası karaları ile birlikte bu durum bir kere daha tescillenmiştir” denildi.

TKH’den yapılan açıklama şu şekilde: 

Kobani Davası’nda mahkemenin verdiği ağır kararlar açık bir şekilde siyasi kararlardır ve ülke tarihine yargının sopa olarak kullanılmasının yeni bir örneği olarak geçmiştir.

Bu açıdan, yargı sopasıyla verilen bu siyasi kararlar kabul edilemez.

Mafya-çete-tarikat-müteahhit devleti kuran ve yeni rejimi böyle yargı kararları üzerine inşa eden AKP-MHP iktidarından hukuk normlarına saygı göstermesini beklemek mümkün değildir. Bugün yargı, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını yok sayanları Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na atayanların elinde siyasi bir araçtan başka bir şey değildir.

AKP’nin “12 Eylül Anayasası’na karşı sivil anayasa” propagandasıyla gündeme getirdiği yeni anayasa hedefi, işte böylesi bir istibdat rejiminin anayasası anlamına gelmektedir. Kobani Davası karaları ile birlikte bu durum bir kere daha tescillenmiştir.

Mahkemenin verdiği kararlar aynı zamanda AKP’den demokratik bir açılım ve normalleşme süreci beklenemeyeceğinin göstergesi olmuştur. Seçimlerden önce Kürt sorununun çözümünde Erdoğan ve AKP’ye yönelik beklenti içinde olmak ve seçimlerden sonra normalleşme adı altında Türkiye’de yeni bir sürecin başlayacağını varsaymak karşılıksız bir politik beklenti olarak mahkeme duvarına çarpmış bulunmaktadır.

Türkiye’nin özgür, eşit ve aydınlık yarınları ancak bütün emekçilerin ortak devrimci mücadelesinin eseri olacak, istibdat rejiminin yenilmesinin yolu da buradan geçecektir.