TKH’den NATO karargâhı önünde eylem: Emekçi halkımız iktidarıyla, muhalefetiyle ABD'ye hizmet edenlere sırtını dönmeli
"NATO’nun genişlemesi barışın değil başta ortadoğu olmak üzere Avrupa’da ve dünyada savaşın zeminini güçlendirecektir. Emekçi halkımız bu gerçeği görmeli; iktidarıyla, muhalefetiyle ABD'ye hizmet edenlere sırtını dönmeli ve hesap sormalıdır."
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) bugün İzmir Buca’daki NATO karargâhı önünde bir eylem gerçekleştirdi. TKH İzmir İl Örgütü’nün gerçekleştirdiği eylemde okunan basın metninde “Dün akşam TBMM’de İsveç’in NATO üyeliğine yeşil ışık yakanlar emperyalist yayılmacılığa bir onay daha verdiler. Daha önce Finlandiya’nın NATO’ya üyeliğinin oylanıp onaylandığı Meclis Genel Kurulu’nda bu kez AKP-MHP-CHP-Gelecek ve DEVA partisinin evet oylarıyla İsveç’in üyeliğine evet denilmiştir. Her söze ‘yerli’ diye başlayıp sözü ‘milli’ diye bitiren Amerikan işbirlikçileri ile işbirlikçi düzen muhalefeti NATO’culukta buluşmuştur.” denildi.
NATO’nun genişlemesinin barışın değil başta Ortadoğu olmak üzere Avrupa’da ve dünyada savaşın zeminini güçlendireceği vurgulanırken, emekçi halkımız bu gerçeği görmesi; iktidarıyla, muhalefetiyle ABD’ye hizmet edenlere sırtını dönmesi ve hesap sorması gerektiği belirtildi.
Basın metninde şu ifadeler yer aldı:
Dün akşam TBMM’de İsveç’in NATO üyeliğine yeşil ışık yakanlar emperyalist yayılmacılığa bir onay daha verdiler. Daha önce Finlandiya’nın NATO’ya üyeliğinin oylanıp onaylandığı Meclis Genel Kurulu’nda bu kez AKP-MHP-CHP-Gelecek ve DEVA partisinin evet oylarıyla İsveç’in üyeliğine evet denilmiştir.
Her söze “yerli” diye başlayıp sözü “milli” diye bitiren Amerikan işbirlikçileri ile işbirlikçi düzen muhalefeti NATO’culukta buluşmuştur.
Sosyalizme karşı kurulan ve emperyalizmin bir saldırı örgütü olarak devreye giren NATO’nun sosyalizmin geri çekildiği 1990’lı yılların başından bu yana adım adım genişlemeye devam etmesi dünya emekçi halklarına barış değil daha fazla savaş ve acı getirmiştir.
Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılımı bu konseptin devamıdır. NATO Doğu Avrupa’ya yayılıp yerleşerek Rusya’yı çevreleme ve yeni provokasyonlara imza atma hedefini bir adım ileriye taşımak istemektedir.
AKP iktidarının dün Finlandiya ve İsveç’in üyeliği gündeme geldiğinde onay vermeye ayak direyen ”yerli ve milli” soslu politikasının sonu bir kez daha işbirlikçilikle bitmiştir. AKP’nin emperyalizmle işbirlikçilik tarihine yeni bir kısa film eklenmiştir.
AKP’nin göstermelik ayak direme politikası emperyalizmle pazarlıkta elini güçlendirme arayışından başka bir anlam taşımamış ancak F-16 krizi başta olmak üzere ABD ile ihtilaflı hiç bir konuda istediğini elde edememiştir.
Bugün Filistin’de devam eden savaş, işgal ve yıkımın arkasındaki güç NATO’nun başını çeken ABD, İngiltere, Fransa emperyalizmidir. NATO’nun genişlemesine onay vermek Filistin’i işgal siyasetine her türlü desteği veren emperyalizme onay vermektir!
Bu ülkenin devrimcileri, dün 6.filo gemileri önünde secdeye duranları da bugün 6.filonun amiral gemisi üzerinde poz veren damatlarını da yakından tanımaktadır. Filistin’e bombalar yağarken mitinglerinde boy gösteren iktidar mensuplarını da Türkiye’den İsrail’e giden beşyüzden fazla geminin ne taşıdığı konusundaki soruları yanıtsız bırakanları da iyi tanımaktadır.
Öte yandan NATO’nun caydırıcı bir güç olduğunu iddia ederek verdikleri evet oyunu meşrulaştırmaya çalışan CHP milletvekilleri ise emekçi halkımıza tıpkı AKP ve ortağı MHP gibi yalan söylemektedir.
NATO caydırıcı güçmüş!
Soruyoruz;
Yugoslavya’ya binlerce ton bomba yağdıran NATO uçakları değil miydi? Afganistan ABD tarafından işgal edildiğinde neredeydi o caydırıcı güç? Irak işgal edilip 1 milyondan fazla Iraklı katledildiğinde ABD’nin yanı başında değil miydi NATO? Libya operasyonu bizzat NATO eliyle yapılmadı mı? Suriye ABD öncülüğünde cihatçı çeteler eliyle bölünmeye çalışılıp işgal edilirken NATO neredeydi? Bugün Filistin’de çocukların üzerine bomba yağarken niye göremiyoruz o caydırıcı gücü?
Biz de siz de çok iyi biliyoruz bu soruların cevaplarını.
NATO emperyalizmin kurduğu saldırı, işgal ve terör örgütüdür. İşte bu yüzden ”caydırıcılığı” emperyalizme boyun eğmeyen ülkelere halklara karşı devreye girmektedir.
NATO’nun genişlemesi barışın değil başta ortadoğu olmak üzere Avrupa’da ve dünyada savaşın zeminini güçlendirecektir.
Emekçi halkımız bu gerçeği görmeli; iktidarıyla, muhalefetiyle ABD’ye hizmet edenlere sırtını dönmeli ve hesap sormalıdır.
Kahrolsun NATO, kahrolsun emperyalizm!
Yaşasın tam bağımsız Türkiye!