Reklam
Kategoriler: Sol Şerit

TKH’den sefalet zammına karşı tencere tava eylemi: İngiliz Mehmet asgari ile sen geçin!

Reklam

Türkiye Komünist Hareketi (TKH), Genel Başkan Aysel Tekerek’in katılımıyla 22.104 TL olarak açıklanan asgari ücret zammını protesto etmek için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul İl Bölge Müdürlüğü önünde, tencere tava eylemi gerçekleştirdi.

Eylemde gerçekleştirdiği basın açıklamasında kapitalist düzenin yoksulluğa çare bulmaya değil yönetmeye niyetli olduğunu ifade eden Tekerek’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

AKP’NİN HALK DÜŞMANI KARARLARINA ŞAŞMIYORUZ AMA ALIŞMIYORUZ DA

Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan birkaç gün önce asgari ücretin 22.104 TL olduğunu duyurmuştu. Bu rakam bugün yayınlanan resmi gazetede ile de resmileşmiş oldu.

İktidara yakın Türkiye Gazetesinde çıkan bir habere göre bu kadarlık bir asgari ücrete bazı AKP’li vekiller dahi şaşırmış, gelen tepkileri iletmişler, belki Cumhurbaşkanı bir dokunuş yapar diye beklemişler ama olmamış.

Şunu açıkça söyleyelim ki biz komünistler AKP’nin işçi düşmanı halk düşmanı işlemlerine kararlarına şaşırmıyoruz ama alışmıyoruz da.

AÇLIĞIN VE YOKSULLUĞUN EŞ BAŞKANLIĞINI DA YÜRÜTMEKTEDİR

Çünkü ortada 22 yıldır sistematik bir biçimde zenginin daha zengin yoksulun ise daha yoksul olması, ülkenin fakirleşmesi, emperyalist planların payandası olması projesi vardır. BOP’un eş başkanlığını yürüttüğünü söyleyen AKP, mesele Türkiye olunca Türkiye’de yaşayan emekçiler olunca, açlığın ve yoksulluğun eş başkanlığını patronlarla birlikte yürütmektedir.

Ortada artık AKP’nin cevap verme gereği bile duymadığı bazı gerçekler vardır.

Bugün burada elimizde boş tencerelerle bu gerçekleri haykırmaya geldik.

İlki şudur devlet, kendi alacakları söz konusu olunca yani, vergi, harç ve cezalar örneği söz konusu olunca 2025 yılı için tam %44 oranında zam yapmıştır. Ama asgari ücrete %30 zam yapmıştır, üstelik patronlara asgari ücret için verdiği desteği ise %43 oranında arttırmıştır. 2025 yılı asgari ücret rakamından bir tek patronlar memnundur.
İkincisi, ülkemizde bir müstemleke bakanı bir müstemleke başkanı gibi davrananlardan geçilmemektedir.

Asgari ücret açıklanmadan birkaç ay önce merkez bankası başkanı Fatih Karahan ABD’de yatırımcılarla yaptığı toplantıda asgari ücret artışı konusuna da değindi ve bu konuda oran dahi verdi. %25 gibi bir artışın 2025 enflasyon görünümü ile uyumlu olacağını söyledi. Ne de olsa artık ülkemizde bir resmi rakamlar bir de gerçek rakamlar var. Bu sözde zam oranını kitabına uydurmasını bilirler, ancak çarşıda pazarda, %100 e yakın zamlar var ve bu zamların sorumlusunu da utanmadan sıkılmadan hükümet dışında herkes olduğunu söylemekten geri durmuyorlar.

Bakan olduğu ülkemizde, Türkiye halkı için yerel halk cümlesini kullanan İngiliz Mehmet lakaplı Mehmet Şimşek’in de söylemleri de bu yönde. Hedeflenen enflasyona uyumlu bir zam yapılacağını söylemişti İngiliz Mehmet, Türkiye’de asgari ücretin çok olduğunu hatta enflasyonun sebebinin asgari ücret zamları olduğunu söylemişti. Emekçilerin aldığı 3 kuruş ücrete dahi göz diken bu bakanlar bu başkanlar, patronların ve emperyalistlerin ağzı ile konuşmaya devam ettikçe daha da fakirleşiyoruz.
Bizler fakirleşirken, sermaye sınıfı ise karlarına kar katıyor. En düşük asgari ücret uygulamasının olduğu ülkemiz, ultra zenginlerin sayısı en fazla artan ülke oldu aynı zamanda. Oysa TÜİK verilene göre bile, son bir yılda on binlerce kişi daha da yoksullaştı. TÜİK böyle söylüyorsa gerçek rakamları varın siz düşünün.

AKP İKTİDARI YOKSULLUĞU DA YOLSULUĞU DA ARŞA ÇIKARMIŞTIR

Asgari ücretin bir istisna değil kural haline geldiğini biliyoruz. Milyonlarca işçinin asgari ücretten çalıştırıldığını biliyoruz. Demek ki ülkemizde, yoksulluk sınırı 66 bin civarında, asgari ücret ise 22 bin civarında ise milyonlarca yurttaşımız sadece yoksulluk sınırının değil açlık sınırının çok çok altında yaşamak zorunda bırakılıyor. İşsizlik de cabası.
Gelinen noktada, 3 y ile mücadele edeceğini söyleyen AKP iktidarı, yani yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar ile mücadele edeceğini söyleyen AKP iktidarı, yoksulluğu da yolsuzluğu da yasakları da 23 yılın sonunda arşa çıkarmıştır.

Herhangi bir kapitalist iktidarın halkın en basit ihtiyaçlarını dahi karşılama, en basit sorunlarını dahi çözme ehliyeti yoktur. Hele hele ülkemizde, gıdaya ulaşım, barınma, eğitim ve sağlığa erişim gibi en temel haklar birer kriz başlığı haline gelmiştir.

Emekçi çocuklarında yetersiz beslenmeden kaynaklı olarak bodurluk baş göstermiştir, intihar oranları artmıştır, suç oranları artmıştır. Birileri saraylar, yalılar, köşklerde yaşarken halkın büyük kısmı, sürünmektedir.

YOKSULLUĞU BİTİRMEK DEĞİL YÖNETMEK İSTEMEKTEDİRLER

Bu eşitsizlik karşısında “sosyal yardım” aldatmacasının peşinden koşanlar ise yoksulluğu bitirmek değil yoksulluğu yönetmek istemektedirler.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı açıklamaya bakalım. Asgari ücrete yapılan söz de zamdan sonra İmamoğlu belli ki sorumluluk bize düşüyor diyerek sosyal yardımlar bütçesini yükselteceğini beyan etmiştir.

Bugün emekçilerin ihtiyacı sosyal yardımlar değil, sosyal yardımlara gerek olmayacak insanca bir yaşamdır. Eşitsizlikleri baştan kabul edenler, yardımlarla emekçilerin ağzına bir parmak bal çalıp, en az AKP kadar bu düzenin devamı için çalışmaktalar. Bir yandan bu düzenin değişmez olduğuna halkı ikna etmeye çalışırken bir yandan da sosyal yardımlar aldatmacası ile tencerenin buharını almaya çalışmaktalar. Sonuç mu? sonuç yine değişmiyor, kapitalist sistem devam ettikçe, yoksulların, “yardıma muhtaç” olduğunu söyleyenlerin sayısı giderek artıyor.

Halbuki yoksulluk bitebilir, bu eşitsizlikler bitebilir, bu sömürü bitebilir. Nasıl mı?

Özelleştirme değil, kamulaştırma ile, gericilik değil laiklik ve aydınlanma ile, emperyalist sömürü ile değil bağımsızlık ile, patronlarla değil emekçiler ile, bir ülke kalkınabilir ve insanca bir yaşama ulaşabilir.

KARİZİ SERMAYE SINIFI VE AKP YARATMIŞTIR

Biz komünistler bunun için varız ve eşitlik ve özgürlük için mücadele veriyoruz.
İşçilere reva görülen sefalet ücretini kabul etmiyoruz.

Krizin faturasını ödemek istemiyoruz.

Krizi de enflasyonu da emekçiler değil, sermaye sınıfı ve AKP yaratmıştır, ekonomik krizi kim yarattıysa faturayı da o ödemelidir. Emekçiler krizin faturasını AKP’ye ve patronlara kesmelidir.

Biliyoruz ki insanca bir yaşam ancak sosyalizmdedir. Emekçilerin, kadınların, gençlerin kurtuluşu sosyalizmdedir. Kahrolsun sermaye düzeni, yaşasın sosyalizm…

Reklam

Önceki Haberler

Sakarya Şehir Hastanesi şantiyesinde çalışan İYİ-SEN üyesi işçiler: Direne direne kazandık!

Sakarya Şehir Hastanesi şantiyesinde  ana firma ATR yapı, taşeron firmalar Çetik Elektrik ve SSY Elektrik…

27 Aralık 2024 21:57

“Yenidoğan çetesi” soruşturması: Firari Ali Dirik sahte kimlikle yakalandı

İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden olunduğu…

27 Aralık 2024 18:00

DİSK’ten vergide adalet çağrısı

DİSK Ege Bölge Temsilciliği, vergide ve gelir dağılımındaki eşitsizliği protesto etti. Emekçiler, insanca yaşayacak ücret…

27 Aralık 2024 16:18

SOL Parti’nin kullandığı konteynere saldıranlar yakalandı

SOL Parti'nin Malatya'da İl Örgütü olarak kullandığı konteynere düzenlenen, parti isminin karalandığı ve 'Ak Gençlik'…

27 Aralık 2024 14:52

Deutsche Bank’tan faiz indirimi yorumu

Merkez Bankası'nın faiz indirme kararı almasının ardından bir no yayımlayan Deutsche Bank, "Türkiye'de 2025 para…

27 Aralık 2024 14:02

Temel Conta’da grev kırıcılığına işçiler tepki gösterdi

Temel Conta grevi 18’inci gününde sürerken işverenin makineleri fabrikadan çıkarma girişimi, işçilerin kararlı direnişiyle engellenmeye…

27 Aralık 2024 13:48
Reklam