RÖPORTAJ | TKH'nin Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı Ali Tutuş Yurtsever Haber’e konuştu

Türkiye Komünist Hareketi'nin adayı Ali Tutuş, Şanlıurfa'da sol bir seçenek için yola çıktı. Yoksulluğa ve ekonomik krize karşı mücadelesini Yurtsever'e anlattı.

RÖPORTAJ | TKH'nin Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı Ali Tutuş Yurtsever Haber’e konuştu

Türkiye Komünist Hareketi’nden Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Başkanı adayı Ali Tutuş, Yurtsever Haber’e özel açıklamalarda bulundu. Çiftçi kökenli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Tutuş, aday olduğu bölgenin sorunlarına ışık tutarak yurttaşları sol bir seçenek etrafında birleşmeye ve bölgenin sorunlarına karşı mücadele etmeye çağırıyor.

Yurtsever Haber okurlarının sizi daha iyi tanıyabilmeleri için biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

Şanlıurfa İlinin Suruç ilçesine bağlı Karahöyük köyünde 1987 yılında çiftçi bir ailenin 4.üncü çocuğu olarak doğdum. İlköğretim hayatıma Suruç Ölçektepe ilköğretim okulunda başladım. Ancak o yıllarda ve takip eden diğer yıllarda Suruç’ta sulama suyunun olmaması sebebi ile kuru tarım yapan çiftçilerin tarım ile uğraşması her geçen gün zorlaşıyordu. Suruç’ta tarım dışında iş olanaklarının olmaması buralarda yaşayan birçok çiftçi ailenin çeşitli Metropollere göç etmesine neden olmuştur. Benimde çiftçi olan Ailemin Gaziantep’e taşınması ile birlikte ilköğretimimi Gaziantep Aydınlar ilköğretim okulunda tamamladım. Gaziantep Mimar Sinan lisesinden(Eski adı Devrim Lisesi) 2008 yılında mezun oldum. 2009 yılında girdiğim Iğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Anabilim Dalından 2013 yılında mezun oldum. Üniversiteden mezun olduktan sonra Van ili Muradiye ilçesine bağlı bir köyde 1 yıl süre ile ücretli öğretmenlik yaptım. Daha sonra Van Merkezde özel bir şirket bünyesinde Çiftçi Danışmanlığı görevini üstlendim. 2015 yılında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi bahçe bitkileri anabilim dalında yüksek lisans eğitimime başladım. Yüksek lisans yaptığım süre içerisinde hem çalıştım hem de eğitimime devam ettim. Ayrıca bu süre zarfında Tarih Boyunca Van İli ve Çevresinde Bağcılık Kültürü hakkında yazmış olduğum makalem çeşitli mecralarda yayımlandı. 2019 yılında Yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Şu an Suruç’ta kendi iş yerimi işletiyorum. Ayrıca evliyim ve bir kız çocuğum var.

Türkiye Komünist Hareketi’nden Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’na aday oldunuz. Biraz adaylık sürecinizden bahseder misiniz?

Türkiye Komünist Hareketi ile yollarımız birleşmeden önce somut olarak içinde bulunduğum herhangi bir siyasi parti yoktu. Ancak çok uzun yıllardır ülkenin tam bağımsızlığı, halkların kardeşliği, dünyada savaşların son bulması, sosyalizm düşüncesinin dünyaya ve özellikle ülkemize yerleşmesi noktasında çok büyük çabalar sarf ettim. Yaklaşık 6 yıldır Şanlıurfa’da yaşıyorum ve hem Şanlıurfa’nın hem de ilçelerinin gerçek bir belediyecilik anlayışı ile yönetilmediğini gözlemledim. Şanlıurfa’da mevcut belediye başkanlarının halkın sorunlarını çözmede yetersiz kaldığı kanaatindeyim. Şanlıurfa ve ilçelerinde mevsimlik işçi sorunu, eğitim sorunu, alt yapı sorunu gibi birçok sorun mevcuttur. Türkiye Komünist Hareketi ile halkın yerel yönetimlere katılımı sağlanarak bu sorunların üstesinden gelebileceğimize olan inancımdan dolayı TKH saflarında yerel seçimlere girmeye karar verdim.

Başta düzen muhalefeti olmak üzere Türkiye’deki ekonomik krizin, hayat pahalılığın ve yoksulluğun temelinde iktidar sorununun olduğunu söylüyorlar/ifade ediyorlar. Gerçekten de öyle mi sorun sadece iktidar sorunu mu sistemin/düzenin bu koşullarda hiç mi etkisi yok mu?

Ülkemizde ekonomik krizin, hayat pahalılığının, yoksulluğun, halkın sömürülmesinin, işçi ve emekçi sınıfının açlık sınırının altında bırakılmasının en önemli sorumlusu AKP ve AKP’nin kokuşmuş zihniyetidir. Mevcut iktidar halkı fakirliğe mahkûm ederken düzen muhalefeti de bu duruma çanak tutmuştur. Düzen muhalefeti, bu kokuşmuş zihniyet karşısında yeterince varlık gösteremediği gibi bu zihniyetin değirmenine su taşımıştır. Mevcut düzen değişmediği müddetçe ülkede her zaman ezilen kesim işçi ve emekçi sınıfı olurken düzen muhalefetleri bozuk zihniyetli iktidarların ekmeğine bal-kaymak sürmeye devam edeceklerdir.

Türkiye’de gericilik her geçen gün toplum yaşamına nüfus etmekte. Muhalefet partileri kürsüden laiklik ihlali açıklamalarını görmekteyiz. Bu konu hakkında siz ne söylemek istersiniz?

Yaklaşık olarak çeyrek asırdır iktidarda olan AKP hükümeti öncelikle ülkenin eğitim sistemini çökerterek insanların cahil bir toplum olarak yaşamasını sağlamaya çalışmıştır. Eğitim sisteminin çökmesi ile birlikte toplumda gericilik ve yozlaşma ileri seviyelere ulaşmıştır. AKP hükümeti din ve devlet işlerini birbirine karıştırarak laiklik ilkesini tamamen ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Laiklik ilkesinin varlığı toplumun muasır medeniyetler seviyesine ulaşmasını sağlamaktadır. Ancak AKP ve AKP zihniyetine sahip olan iktidarlar gelişmiş toplumlardan korkarlar. Çünkü gelişmiş toplumların onların kurduğu saltanatlarını onların başlarına yıkacaklarını çok iyi bilirler. Muhalefet partileri her ne kadar meclis kürsülerinden AKP’nin laiklik ihlalini dile getirseler de bu ihlal karşısında yeterince somut adım atmadıkları kanaatindeyim.