“Vadedilmiş Topraklar” yolunda cihat yapanlar

Siyonizmin temel ilkelerinden olan “Vadedilmiş Topraklar” mitini bir motivasyon kaynağı olarak kullanan İsrail rejiminin iç politikasını tahkim etmek için gericilikten beslendiğini belirtmek gerek. Bu gerici söylemle Gazze’de son bir buçuk yıldır deyim yerindeyse taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmayan İsrail’in, laik rejimleri tağut ilan edip cihada soyunan çetelerden bir farkı olmadığını belirtelim.

“Vadedilmiş Topraklar” yolunda cihat yapanlar

ALEV DOĞAN

Haber kanallarında, köşe yazılarında utangaç Siyonizm destekçilerinin “Küçücük İsrail dünyaya kafa tutuyor” önermesini sık sık işitmiş, okumuşuzdur. Arkasında, başını ABD’nin çektiği koca bir emperyalist blok olan bir ülkenin ne kadar küçük olduğunu okuyucunun takdirine bırakarak, son günlerdeki gelişmelere biraz bakalım.

Bilindiği gibi emperyalizmin tam boy desteğini alan Cihadist-Siyonist koalisyonun Şam’ı devirmesinin ardından İsrail kendisinden beklendiği üzere Suriye’ye yönelik saldırılarını arttırdı. Fırsattan istifade diyemeyeceğiz zira Suriye’nin cihatçı çeteler eliyle parçalanması hedefi, tam da İsrail’in güvenliğinin alınması için tayin edilmişti. Emperyalizm, Kaidecileri şirin göstermekle meşgulken, cihatçı çeteler ve Siyonist İsrail yönetimi; aralarındaki ittifakı gizlemekte beis görmedi.

“YABANCI ÜLKELERİN KORKMALARINI GEREKTİRECEK BİR ŞEY YOK”

Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) Lideri Ebu Muhammed el Colani hatırlanacağı üzere Şam’a girer girmez asıl düşmanın İran, Hizbullah ve Esad olduğunu söylemişti. Colani Sky News muhabiri ile gerçekleştirdiği röportajında ise ‘’Korkularımızın kaynağı İranlı milisler, Hizbullah ve bugün gördüğümüz katliamları gerçekleştiren Esed rejimiydi. Dolayısıyla Suriye için çözüm onların ortadan kaldırılmasıdır.” İfadelerini kullandı. Colani, İsrail’in Suriye’yi işgal adımlarından bahsetmezken grubunun daha fazla çatışma istemediğini belirterek, Siyonistlerin saldırılarına karşı herhangi bir adım atmayacaklarının sinyallerini de vermiş oldu.

Röportajında “Yabancı ülkelerin Suriye’den korkmalarını gerektirecek bir şey yok. Allah’ın izniyle korkuları yersiz. Ülke yeniden inşa edilecek. Ülke kalkınma ve yeniden yapılanma yolunda, istikrara doğru ilerliyor.” diyen Colani, Batı’ya da göz kırpmış oldu.

Colani’nin bu açıklamalarının, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun yeni yönetimle barış isteğini açıklamasından bir gün sonra geldiğini de not düşmek gerek.

SMO KOMUTANINDAN İSRAİL’E AÇIK ÇEK

Suriye’yi parçalayan bir diğer cihatçı oluşum olan AKP destekli Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) İsrail sevgisinde HTŞ’den geri kalmadığını ifade etmek gerek. Halep işgal edildiğinde bir SMO komutanının Times of Israel’e verdiği demeçlere bakalım.

Times of Israel muhabirinin ”İsyancılar Esed rejimini devirme hedeflerine ulaşırsa, Suriye ve İsrail arasındaki ilişkilerin geleceğini nasıl görüyorsunuz?” sorusuna karşılık olarak SMO komutanı, ”İsrail ile tam barış için çalışacağız, komşu olarak yan yana yaşayacağız.” demişti.

Ve el yükselterek şunları kaydetmişti:

”Bizim tek odak noktamız Esed’den ve İranlı milislerden kurtulmak. Umarım uyum içinde bir arada yaşarız ve bu bölgeyi dönüştürerek savaş halinden, belki de yeniden yapılanma için İsrail ve Amerikan yardımlarıyla ekonomik bir ilerleme haline getiririz. Hizbullah’ın aksine, İsrail’e karşı hiçbir zaman eleştirel bir yorumda bulunmadık. Sadece İsrail’e Hizbullah’a ve Suriye’deki İran altyapısına yönelik saldırıları için müteşekkir olduğumuzu ve Esed’in düşmesinden sonra İsrail’in Suriye bahçesine bir gül dikeceğini ve bölgenin yararı için Suriye halkını destekleyeceğini umduğumuzu söyleyeceğim.”

Bir başka cihatçı komutan Suheyl Hammud ise İsrail’in Kamu Yayın Kuruluşu KAN’a verdiği röportajda şunları kaydetti:

“Sevgili İsrail halkı, endişelenmeyin, gözümüz İran ve Hizbullah’ın üzerinde. Onlarla ilgileneceğiz. Benim mesajım, İran ve Hizbullah söz konusu olduğunda bizden endişe etmemeniz gerektiğidir. Biz onlarla uğraşıyoruz… Dostum, sen Beşşar Esed, İran ve Hizbullah’tan korkmalısın, bizden değil. İran ve Beşşar Esed’in İslamcılardan çok daha yoğun bir şekilde nasıl çalıştığını biliyorsun.”

Aslında İsrail ve cihatçı çeteler arasındaki ilişki eskiye dayanıyor. 2019 yılında İsrail’in eski Genelkurmay Başkanı Gadi Eizenkot, İngiliz Sunday Times gazetesine verdiği bir demeçte, İsrail’in “kendilerini savunmaları için Suriye’deki bazı muhalif gruplara silah sağladığını ve Suriye’de binlerce operasyon gerçekleştirdiğini” açıklamıştı.

NETANYAHU’DAN CİHATÇI KARDEŞLERİNE MESAJ

Hatırlanacaktır, Şam düştüğünde Netanyahu “61 yıllık Baas rejiminin devrilmesi İsrail’in İran ve Hizbullah’a saldırılarının doğrudan bir sonucu” demişti.
Cihatçıların yaptığı mıntıka temizliğinin ardından, İsrail Suriye’ye yönelik 500’den fazla saldırı düzenledi. Şam’ın düşmesinin hemen ardından, Hermon dağının Suriye tarafında İsrail bayrağı açılırken, İsrail askerleri devlet binalarına girerek poz verdi. Suriye’nin askeri alt yapısı, Lazkiye Limanı yerle bir edildi. İsrail tankları herhangi bir direnişle karşılaşmadan Suriye’nin 10-12 kilometre kadar içine girdi.

Tüm bunlar olup biterken Colani de yüksek bir tepeden Şam’ın İsrail tarafından bombalanışını seyrediyordu.

SONUÇ YERİNE

Siyonizmin temel ilkelerinden olan “Vadedilmiş Topraklar” mitini bir motivasyon kaynağı olarak kullanan İsrail rejiminin iç politikasını tahkim etmek için gericilikten beslendiğini belirtmek gerek. Bu gerici söylemle Gazze’de son bir buçuk yıldır deyim yerindeyse taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmayan İsrail’in, laik rejimleri tağut ilan edip cihada soyunan çetelerden bir farkı olmadığını belirtelim. Yani El Kaide artıklarının, Vadedilmiş Topraklar için cihad ettiğini söylersek abartmış sayılmayız.

Belki birer Yahudi Cesaret Madalyası da Colani’ye ve başka cihatçı komutanlara verilir…Ne dersiniz? Sizce de hak etmiyorlar mı?