YÖK sahte diploma skandalını incelemek adına Kıbrıs'ta
MHP Milletvekili Levent Uysal’ın eşi Ece Uysal’ın üniversitesindeki sahte diploma soruşturmasına dair haftalar sonra konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Gereği yapılacak” dedi. Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Feyzioğlu ise “Adaya gelen YÖK heyetinin çalışmalarına başladığını” açıkladı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, haftalar sonra “Son yılların en büyük skandalı” olarak adlandırılan “sahte diploma ve yolsuzluk” skandalına dair konuştu.
BirGün’de yer alan habere göre MHP Mersin Milletvekili Levent Uysal’ın eşi Ece Uysal’ın kurduğu Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’ne yönelik “sahte diploma ve yolsuzluk” soruşturması kapsamında çok sayıda kamu görevlisi gözaltına alındı.
Birçok bürokratın, polisin ve siyasetçinin adının karıştığı skandala dair konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Yükseköğretim Kurulu’ndan (YÖK) destek talep ettik. YÖK’ün Yükseköğretim Planlama, Denetleme ve Akreditasyon Kurumu (YÖDAK) ile çalışmasıyla sıkıntılar giderilecek. Gereği neyse yapılacak” dedi.
25 Mart itibariyle Kuzey Kıbrıs’ın talebiyle Ada’ya gelen YÖK heyetinin çalışmalarına başladığını söyleyen Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu ise şunları söyledi: “Yaşananlar üzerine KKTC Başbakanı Türkiye’ye, Cumhurbaşkanımıza yazı yazdı ve YÖK’ün burada sistem kurmasını istedi. YÖK heyeti de görüşmek üzere buraya geldi. YÖK, YÖDAK’a bu sistemi kurduğunda tek bir ekrandan, her bir öğrencinin ders seçiminden derslere devam edip etmediğine; ödevden teze tüm bilgileri görülecek ve her bir diplomaya da barkod verilecek.”
Ana muhalefet partilerinden Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay ise konuya ilişkin şunları kaydetti:
“Sadece bu diplomayı verenler açısından değil, yozlaşma toplumun her düzeyine sirayet etmiş durumda. Yani müdür, müsteşar, milletvekili, eski bakan, üniversitelerden sorumlu kurum başkanı, bu bir kategori. İkinci kategori öğretmen, polis, asker aldığı diplomayı da devlete verip kademe derece ilerlemesi, makam-mevki maaş artışı. Şimdi bütün bunları biz gördük şu ana kadar. Toplumdan bağımsız bir şey değil bu. Çürüme, sadece siyasal bir çürüme değil. Toplumun bazı kesimleri de buna ortak olmuş durumda.”