Reklam

Yurtseveriz ama salak değiliz

Reklam

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis kürsüsünden İsrail’in Türkiye’ye saldıracağını, İsrail saldırganlığının Türkiye’yi de içine alacağını söyledi. Erdoğan tarafından dile getirilen sözlerin can alıcı kısmı tam olarak şöyle: “Vadedilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer, açık söylüyorum, bizim vatan topraklarımız olacaktır.”

Dile getirilenler, AKP tabanına yönelik sözler olsa belagat deyip geçeceğiz. Ancak Meclis’in açılış günü Meclis kürsüsünden ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından dile getiriliyorsa, meseleyi ciddiye almak gerekir: “İsrail’in gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacaktır!”

Şimdi bu yazının başlığının kopya edildiği bir konuyu hatırlatmama izin veriniz. “Özgürlükçüyüz ama salak değiliz” başlığı, Melih Pekdemir tarafından yazılan zamanın ÖDP’sinde yaşanan tartışmalara yönelik bir polemik yazısının başlığı idi. Özgürlükçülük namına gericiliğe sahip çıkan politik ve ideolojik yaklaşıma yönelik bir polemik yazısı. ÖDP’de bu tartışmalar yürütülürken, gericiliğin ve özelde AKP’nin karşı-devrimci misyonu bizler açısından netti. Hatta AKP iktidara gelmeden önce Sosyalist İktidar Partili Öğrenciler olarak “Türban neyi örtüyor?” başlığıyla üniversitelerde broşürler dağıtıyor, gericiliğe karşı net tavır almak gerektiğini söylüyor, ülkenin devrim-karşı devrim sarkacında bulunduğunu yazıyorduk. Yaklaşık 25 yılın üzerinde bir zaman geçti ve bugün AKP’de cisimleşen ve karşı-devrim sürecinin tekabül eden gerici, emek düşmanı ve işbirlikçi bir rejimle karşı karşıya kaldığımızı, o gün gericiliğe hayır diyenlerin bu görüşünün haklı çıktığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Şimdi bu rejim kendi anayasasını yazmak, 1923 Cumhuriyeti ile de bağları koparıp Cumhuriyet’in bütün kazanımlarını anayasadan çıkarmak ve gerici-dinci rejime yasal dayanak oluşturmak istiyor.

Öte yandan 2024 Ekim’inde Meclis açılışında rejimin restorasyon siyasetine uygun adımlar da görüyoruz. CHP’nin artık tek adamlığın, istibdat rejiminin ve “sarayın” simgesi Erdoğan’ı Meclis salonuna girişinde ayakta karşılaması yeni bir dönemin işareti. Yine benzer şekilde, Bahçeli’nin DEM Parti sıralarına giderek el sıkışmasının CHP’li Özel’in “normalleşmesi”ne benzer yeni bir süreç olup olmayacağını ise göreceğiz. Fakat AKP ve MHP’nin yanı sıra CHP’nin de Meclis’te kapalı oturum talep ederek “İsrail Türkiye’ye saldıracak” gündeminde bilgi talep etmesinin bu propagandaya dolaylı olarak destek verdiği anlamına pekâlâ gelebileceğini belirtmek gerek.

Yazının girişine geri dönersek Erdoğan ya da müesses nizam tarafından söylenen şu: “İsrail’in hedefinde Türkiye var. Çünkü dini bir fanatizmle hareket ediyor. Vaat edilmiş topraklara ulaşmak istiyor. Bunun aracı olarak da yanı başımızdaki terörü ABD ile birlikte destekliyor, Türkiye’nin bölünmesi hedefleniyor, gözünü vatan topraklarına dikiyor.” İsrail’in hedefinde Türkiye toprakları var tezinin son kertede işaret ettiği şey Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyindeki ABD destekli Kürt siyasi hareketleri!

ABD emperyalizmin Irak’tan sonra Suriye’ye diz çöktürmek istemesinin temel amacı bu iki ülkenin bölünmesi ve İran’ı kuşatma siyasetidir. Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir hedefi İran’ın diz çöktürülmesi diğer amacı da İsrail’in güvenliğidir. Burada gerek Barzani’nin gerekse YPG’nin doğrudan ABD tarafından desteklendiğini ve silahlandırıldığını bilmeyen yok.

Öncelikle, bugün Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri anlamak için merkeze emperyalizmi yerleştirmek gerektiğini bir kez daha vurgulamamız gerekiyor. Sonra emperyalizmin planlarını, onun vekil devleti İsrail’in rolünü, İran’ın neden hedef alındığını, Rusya ve Çin’in bu tabloyla ilgisini daha geniş bir açıyla anlama şansımız olabilir.

Ancak Erdoğan’ın, İsrail’in Türkiye’ye saldıracağı şeklindeki ifadesini abartılı ve kurgusal bulmakla birlikte, bu sözlerin asıl sorunlu noktası bizzat Erdoğan tarafından dile getirilmiş olmasıdır. İşin saçma ve çelişik tarafı burasıdır!

İlk olarak, “dini fanatizm” kavramıyla başlamak gerekiyor. “Minareler süngümüz” diyen, bir müze olan Ayasofya’yı camiye çeviren, Taksim’e cami yapan, sabah akşam ümmet, ensar, rabia diyen Erdoğan’ın İsrail’i dincilik yapmakla eleştirmesi sizin de tuhafınıza gitmiyor mu? Aslına bakılırsa Netanyahu’nun İsrail’deki otokratik yönetimi ile Erdoğan’ın Türkiye’deki istibdat yönetimi arasında ciddi benzerlikler bulunuyor ve her ikisi de dinci bir politik çizgiyi temsil ediyor.

Ancak İsrail’den şikâyet etmenin ya da Türkiye’ye saldıracak diye İsrail’i işaret etmenin en büyük, en kuvvetli, en sağlam çelişkisi ve saçmalığı ise Erdoğan’ın 22 yıllık iktidar sürecinin bizatihi kendisidir!

Çünkü ABD’nin Irak’ı işgal günlerinde 80 bin ABD askerinin Türkiye üzerinden Irak’a girmesi için 3 Mart tezkeresini en çok Erdoğan desteklemedi mi? Erdoğan ve Gül, tezkere Meclis’e gelmeden önce ABD’ye söz vermemişler miydi? Ya da Ecevit hükümetinin ipi çekilip AKP’nin iktidar edilmesi sürecini kimse hatırlamıyor mu?

Daha ortada Suriye savaşı yokken Suriye Türkiye arasındaki mayınların temizlenmesi AKP döneminde de olmadı mı? Mayınları İsrailli firmaya temizletip sonra buradaki toprakları tarım yapmak için İsraillilere verme niyetini kimse hatırlamıyor mu?

Yine İsrailli pilotların uçuş eğitimi bizzat AKP iktidarı döneminde Konya’da yapılmadı mı, bu izni ve anlaşmaları AKP vermedi mi, yapmadı mı?

Kuşadası ve İzmir limanları ile Tüpraş’ın İsrailli şirketlere satışını Erdoğan yapmadı mı? Bugün Türkiye’de 500 üzerinde İsrailli şirket faaliyet yürütmüyor ve Türkiye’den İsrail’e ticaret devam etmiyor mu?

Kürecik radar üssü İran’ı izlerken buradan elde edilen verilerin İsrail’e gitmediğini mi düşünüyorsunuz?

ABD ve İngiltere cihatçı çeteleri eğitip donatarak Suriye’ye sokarken, emperyalizmin bu yıkım ve parçalama siyasetinde AKP’nin nasıl bir rol üstlendiğini, cihatçı çetelerin hamiliğini yaptığını unutacak mıyız? BOP eşbaşkanlığını övünerek anlatan Erdoğan’ın bugün İsrail’i düşman ilan etmesinde bir tuhaflık yok mu?

Bütün bu gerçekler bir şeyi ifade ediyor: O da 22 yıllık AKP pratiği, bizzat İsrail’in çıkarlarına hizmet eden adımlardan oluşmaktadır.

İran’ı “Şii Hilali” kurmakla suçlayan AKP, 22 yıldır İran karşıtlığını merkeze koymuş, cihatçı çeteleri desteklemiş ve İsrail ile aynı saflarda yer almıştır. Bugün namlular İran’a dönünce, “İsrail bizim vatan topraklarımıza göz dikti” demek sizce çelişki değil mi?

Kürt siyasi hareketinin bu tabloda hangi eksende durduğu belli ve bu başka bir yazının konusu. Ancak emperyalizminin Ortadoğu’daki niyet ve hesaplarına karşı durmanın ilk koşulu, emperyalizmin taşeronluğunu üstlenen, BOP eşbaşkanlığını yapan, İsrail ile ticareti el altından yürüten AKP’den Türkiye’nin kurtulmasıdır.

AKP milli ve yerli değil; Amerikancı ve objektif olarak İsrailci, tamamıyla uluslararası sermayenin çıkarlarını savunan bir Siyonist İslamcı partidir.

Emperyalizminin taşeronluğunu yürütenlerin söylediklerine değil yaptıklarına bakalım!

Her şey ortada!

Kimse halkı aptal yerine koymasın!

Bu haber en son değiştirildi 8 Ekim 2024 16:04 16:04

Reklam

Önceki Haberler

Nasuh Mahruki’nin tutuklanma gerekçesi belli oldu

İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği'nin Nasuh Mahruki'nin tutuklama kararında paylaşım içerikleri ve görüntülenme sayılarını da…

21 Kasım 2024 15:08

Bakan Tunç, istifa ettirilen MHP’li vekiller hakkında konuşmaktan kaçındı

Gündeme ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Tunç, muhalefeti hedef aldı. Tunç, MHP'den istifa…

21 Kasım 2024 15:01

ABD, Ukrayna’nın 4,65 milyar dolarlık borcunu iptal edecek iddiası

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Ukrayna'nın 4,65 milyar dolarlık borcunun iptaline ilişkin kararın Kongreye…

21 Kasım 2024 14:56

Merkez Bankası 8 aylık faiz serisini sürdürdü

Merkez Bankası, kasım ayında da faiz oranını değiştirmeyerek yüzde 50'de sabit tuttu. Banka böylece üst…

21 Kasım 2024 14:33

Kerem Kınık’ın kızı, “teminat ödeyip” yurtdışı çıkış yasağını kaldırtmak istedi!

Bir gencin ölümüne ve iki kişinin yaralanmasına neden olduğu için yargılanan eski Kızılay Başkanı Kerem…

21 Kasım 2024 14:27

Laiklik Meclisi tarafından hazırlanan ‘Ekim Ayı Laiklik İhlalleri Raporu’ yayımlandı

Laiklik Meclisi tarafından 150 kapsamlı başlıkta hazırlanan Ekim 2024 Laiklik İhlalleri Raporu yayımlandı.

21 Kasım 2024 14:14
Reklam