105. yaşın sorumluluğunda Mustafa Suphi'lerin yolunda!
Partimiz 105 yaşında.
10 Eylül 1920’de Bakü’de kurulan Türkiye Komünist Partisi, 105 yıllık birikimi ile mücadelesini kesintisiz sürdürebilmiş yegâne partidir.
Yegâneliği bundan ibaret değildir elbet.
Kurulduktan çok kısa bir süre sonra parti kararlarını hayata geçirmek için ülkeye dönen kurucu kadrolarının katledilmesine rağmen, parti yürüyüşünü sürdürebilmiştir. Mustafa Suphi’ye ülkeyi terk etmesi için yapılan telkinlere ve tehditlere karşı verdiği cevap partililere bırakılmış en büyük mirasın, öğüdün ve dersin başında gelir. “ Parti kararıdır. Dönmeyiz!”
Yolundan dönmeyenler, Türkiye’deki solun, devrimci mücadelenin ilk çıkış noktasını yaratmış, silinmeyecek bir izin ilk adımını atarak partiyi ülkeye ve işçi sınıfına armağan etmiş oldular.
İşçi sınıfının iktidarını kurma hedefini başa yazan parti, süreç içerisinde en büyük işçi grevlerini, eylemlerini ve direnişlerini örgütleyerek, Türkiye’de de bir hayaletin dolaşmasını sağlamıştır. “ Komünizm hayaletini”…
Egemen sınıfların, işbirlikçi iktidarların memlekete ve halka ihanetlerini büyük bir ustalıkla anlatan, fabrikalarda, köylerde, okullarda “NATO’ya hayır!” diyen, ABD üslerinin kapatılmasını savunan yurtseverlik ile devrimciliği birbirine bağlayarak ülkenin devrimci damarına kimlik kazandıran partiden başkası değildir.
Saltanat ve hilafetin yıkılması, emperyalist işgalin sonlanması, cumhuriyetin kurulmasını büyük bir ilerleme olduğunun farkında olan parti, aydınlanmanın, tam bağımsızlığın, eşitliğin ve özgürlüğün yolunun sosyalist mücadeleden geçtiğini hiç bir zaman gizlemeden, çekinmeden ve daha da önemlisi bunu söylemekten korkmadan yolundan yürümüştür. Sosyalist iktidar mücadelesi koşulların uygun olup olmadığına göre hiza alarak değil, partiyi koşulları yaratacak bir ölçeğe kavuşturmak üzerine verilmiştir.
105 yıllık bir çınar, ülkenin toprağını havalandırmıştır. O topraktan beslenen ve partiden aldığı besinle sanatta, edebiyatta, akademide, bilimde, işçi sınıfının mücadele tarihinde, gençliğin devrimci mücadelesinde, kadınların varlık mücadelesinde kilometre taşlarını oluşturan komünistlere sahip olmuştur.
Bin türlü uğraşa rağmen boyun eğdiremedikleri Nâzım Hikmet Ran.
Sazının sesinden korktukları Ruhi Su.
Sivas’ta herkesin gözü önünde yakmaya çalıştıkları Aziz Nesin.
Tüm halkın kahkahalarla izlediği Hababam Sınıfı’nın yaratıcısı Rıfat Ilgaz.
Orhan Kemal, Enver Gökçe, Ahmed Arif…
6.Filo’yu denize döken koskoca bir gençlik…
Harun, Mahir, Ulaş, Deniz-Hüseyin-Yusuf…
Tütün işçileri, tersane işçileri, tramvay işçileri, demiryolu işçileri…
15-16 Haziran’ı, dev 1 Mayısları, sayısız grevi direnişi yaratan güçlü bir işçi sınıfı….
Şefik, Reşat, Zeki, İsmail, İdris, Zehra, Mehmet, Hikmet, Talip, Mustafa, Hüseyin ve daha binlercesi…
Dünümüz, bugünümüz ve yarınımız olan partimizin bıraktığı izler derindir.
Ve şimdi 105. Yaşımızda, 10 Eylül 1920 tarihinde olduğu gibi, yine ülkenin bir yol ayrımını girdiği bir dönemde tarih komünistleri çağırmaktadır.
AKP iktidarı Cumhuriyeti tasfiye etmiştir. Ülkeye yeni bir Cumhuriyet gerekmektedir o da Sosyalist Cumhuriyetten başkası değildir. Partimiz bu göreve soyunmuştur ve mutlaka başaracaktır.
Sermaye sınıfı, istibdat rejiminden şikayetçi değildir, bizzat onun ortağıdır. Geleneksel burjuvazisiyle, yeşil sermayesi ile uluslararası şirketlerle bir bütün olarak işçi sınıfını daha fazla sömürmenin her gün yeni yollarını bulan sermaye sınıfının tarihsel korkusu tekdir. O da işçi sınıfının birliği ve örgütlülüğüdür. Partimiz işte bu örgütlülüğü sağlama görevini üstlenmiştir ve bunu mutlaka başaracaktır.
Yobazlar, tarikat şeyhleri, cemaat yuvalanmaları, laikliğe düşman, insanlığa düşman, ilerlemeye düşman olan gerici güçler, ülkenin ilericileri, laiklik mücadelesi verenleri, aydınlanmadan yana olanları karşısında yenilmeye mahkumdurlar. Partimiz, laiklik mücadelesinin öncülüğünü sürdürmeye devam edecektir.
ABD, AB, NATO, İsrail ve onların tüm işbirlikçileri, savaşların, işgallerin, toplu katliamların karar vericileri, halkların kan emicilerine karşı, güçsüz değiliz! Ülkemizin yurtseverlik damarı kurumuş da değildir. Emperyalizme karşı mücadelenin büyümesi, emekçilerin ekmek kavgasından, gençlerin gelecek mücadelesinden, kadınların özgürlük mücadelesinden ayrı değildir. Partimiz Ortadoğu’nun yeniden emperyalistler eli ile tasarlandığı süreçte ülkemizin koç başı olmasının önüne geçmeyi, tüm emperyalist anlaşmaları yırtıp atmanın gerekliliğini siyasetin konusu ve mücadelesi haline getirmekten vazgeçmeyecektir.
Türkiye Komünist Hareketi, 105 yıl önce temelleri atılan iradesinin, kararlılığının ve haklılığının izinden gitmenin, bir bütün olarak bu tarihi sahiplenmenin ve bu tarihin güncel temsilcisi olmanın sorumluluğunu taşımaktadır.
105. yaşımız kutlu olsun.
Bu haber en son değiştirildi 10 Eylül 2025 11:26 11:26
31 büyükşehirde taksi, dolmuş ve servis araçları vergi kapsamına alındı. Kararla birlikte ulaşım ücretlerine zam…
İsrail'in ablukasını kırmak için Gazze'ye doğru hareket eden Küresel Sumud Filosu'ndaki bir gemiye daha insansız…
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) 105'inci kuruluş yıldönümünde yaptığı açıklamada "Anadolu coğrafyasındaki emekçi halkın kurtuluşu için…
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, eski CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin ile yaptığı görüşmeye…
Muğla Adliyesi Ek Hizmet Binası’nda hukuk mahkemelerinin duruşmaları yemekhanede yapılmaya başlandı. Avukat Didem Alaca, “Soğanlı…
ABD Yüksek Mahkemesi, Başkan Donald Trump yönetiminin milyarlarca dolarlık dış yardımı durdurmasına geçici olarak izin…