11. Yargı Paketi: AKP’nin ‘ahlak’ sopası

11. Yargı Paketi ile tartışmaya açılan yasa taslağı yalnızca LGBTİ yurttaşları hedef almıyor, doğrudan tüm toplumu hedef alıyor. “Genel ahlaka ve biyolojik cinsiyete aykırılık” gibi muğlak kavramların ceza kanununa eklenmesi birçok keyfi uygulamaya alan açabilir. ‘’

11. Yargı Paketi: AKP’nin ‘ahlak’ sopası

EZGİ ORAL

AKP tarafından hazırlanan 11. Yargı Paketi meclis gündemine geliyor. Meskun mahalde silah atma, trafikte yol kesme, bilişim suçlarının önlenmesi, sanal bahis ve kumar gibi düzenlemelerin yer aldığı ve 30 maddeden oluşan “11. Yargı Paketi” olarak adlandırılan taslakta çocukların suçtan korunması başlığı altında düzenlemeler de yer alıyor.

Yargı paketinin kamuoyu gündemini meşgul eden ‘Hayasızca Hareketler’ başlıklı 225. maddesine ilişkin düzenleme ise şimdilik geri çekilmiş görünüyor. Yakın zamanda TBMM’de görüşülmesi beklenen taslakta ilk haliyle “ailenin korunması” kılıfı altında LGBTİ yurttaşları doğrudan hedef alan düzenlemeler bulunuyordu. Basına yansıyan ilk taslakta, “Doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlâka aykırı tutum ve davranışta bulunan ya da bulunmayı alenen teşvik eden, öven veya özendiren kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” maddesi yer alıyordu.

225. maddeye ayrıca “Aynı cinsiyetteki kişilerin nişan veya evlenme töreni yapmaları halinde bu kişilere, bir yıl altı aydan dört yıla kadar hapis cezası verilir” denilerek bireylerin resmi olmayan kendi aralarındaki törensel toplanmalara da ceza öngörülüyordu. AKP’nin gündeme getirdiği bu düzenlemelerin gerekçeleri ise bilindik; ‘’Aile kurumunun korunması, toplumun genel ahlak ve değerlerine yapılan saldırıların önlenmesi, tek tipleştirme ve cinsiyetsizleştirme akımlarıyla daha etkin mücadele edilmesi amacıyla toplumsal yapıyı tahkim etmek ve insan onurunu korumak”

AKP, 23 yıllık iktidarı boyunca birçok alanda gerici müdahalelerle kadınları tahakküm altına almaya çalıştı. Toplumsal alanda eşitsizliği derinleştiren ve ayrımcılığı pekiştiren birçok adım atıldı. Bu düzenlemelerin sık sık gündeme gelmesinin yegane amacı toplumun gerici politikalarla dizayn edilmesi ve bu dizaynın yasal kılıfının hazırlanması.

Açık ki gündeme gelen yasa taslağı yalnızca LGBTİ yurttaşları hedef almıyor, doğrudan tüm toplumu hedef alıyor. “Genel ahlaka ve biyolojik cinsiyete aykırılık” gibi muğlak kavramların ceza kanununa eklenmesi birçok keyfi uygulamaya alan açabilir. Örneğin kılık, kıyafet, yaşam tarzı gibi başlıklarda gerici iktidarın “ahlak” anlayışına göre yeterince “ahlaklı” bulunmayanlar, bu madde ile yargılanabilir. Bu ifadeler aynı zamanda, eşit yurttaşlık hukukunun temeli olan laiklik ilkesinin bir kez daha altının oyulması, hukuki düzenlemelerin ise siyasal iktidarın ideolojik sopasına dönüştürülmesini hedefliyor.

Kadına yönelik şiddet her geçen gün artarken iktidarın sorumluluğu kadınların yaşam hakkını korumaktır. Ancak, şiddeti önlemeye yönelik adımlar atılması bir yana dursun, iktidarın yargı paketinden ‘ahlak sopası’ çıkıyor. Aile içi şiddet ve cinayetler ülke tarihinde olmadığı kadar artmışken AKP ailenin korunması diyerek bu gerçeğin üstünü örtüyor. Öte yandan aile kutsaması yapan AKP iktidarı emekçi ailelerini yoksulluğa mahkum ediyor, çocuk işçiliğini yaygınlaştırıyor, güvencesiz çalışmayı kural haline getiriyor, iş cinayetlerinde ölen kadın ve çocukları görmezden geliyor. Bütün bu gerçekler ortada iken LGBTİ yurttaşları hedef haline getirerek, aileyi koruduğunu iddia etmek ancak algı operasyonu olabilir. Gerçek şu ki AKP gerici politikaların kılıf arıyor. Gericiliği körükleyen ve laikliği yok sayan her adım ateşe bir odun daha atılmasına neden oluyor.
AKP’nin 11. Yargı Paketi’nden kadınlar için eşitlikten yana bir şey çıkmaması sürpriz değil. 11. Yargı paketinden bu düzenlemeler şimdilik çıkarılmış olsa da AKP kurduğu yeni rejimi başka mecralarda kurumsallaştırma girişimlerinin devam edeceğini öngörmek zor değil. Gerici rejim kurumsallaşırken, kadınlara mücadeleyi örgütlemek düşüyor.