Nefes yazarı Nuray Babacan’ın aktardığına göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oluşturulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmaları, AKP kulislerinde önemli bir başlık haline geldi. Parti içinde yapılan değerlendirmelerde, bu sürecin hem güvenlik hem de siyasi boyutlarıyla ele alındığı ifade ediliyor.
AKP kurmaylarının verdiği bilgilere göre, izlenecek yol haritasında Milli Güvenlik Kurulu’nun aldığı kararlar ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nın hazırladığı raporlar temel çerçeveyi oluşturacak. Bu doğrultuda, güvenlik ve istihbarat verileri sürecin her aşamasında dikkate alınacak.
Parti kaynakları, daha önceki çözüm sürecinde yapılan hataların bu kez tekrarlanmayacağını vurguluyor. Önceki deneyimlerden yola çıkarak revize edilen planın, hem toplumsal hem de siyasi zeminde daha sağlam adımlar atılmasını hedeflediği belirtiliyor
Babacan’ın yazısında dikkat çeken bölümler şu şekilde:
TBMM’de kurulan çözüm süreci komisyonunun yolculuğunda Suriye, SDG ve ABD denklemini hesaba katmak gerekiyor. Kilometrelerce uzaklıktaki gelişmelerin birbirini tetikleme ve sonucu etkileme kabiliyeti var. İktidar partisinde, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’yla ilgili başlayan her sohbet, Suriye’deki gelişmelerle bitiyor.
AKP kurmayların birbirinin içine geçmiş bu konulardaki değerlendirmeleri, önümüzdeki dönemi anlamak açısından önemli:
Süreçle ilgili adım atacak kurumların yöneticileri, MGK kararları ve MİT raporlarını önemsiyor. Bu kurumların genel çerçeveyi çizeceğini, bürokrasinin de bunun içini dolduracağını anlatıyorlar. Bu aynı zamanda kendilerini güvenceye almayı amaçlıyorlar. Atılan adımları, dayandıracakları resmi belgeleri önemsiyorlar.
Kadük olan bir önceki açılım sürecine ilişkin yol haritası dikkate alınıyor. Hataları tekrarlamadan revize edilerek yol alınacağı anlatılıyor. ‘Moral ve umut beslensin’ diye psikolojik altyapının desteklenmesi amaçlanıyor. Toplumu alıştırmak ve sınamak için strateji yürütülüyor.
Komisyonun alacağı önerileri ete kemiğe büründürecek Adalet Bakanlığı’nın DEM yönetimiyle art arda yaptıkları görüşmelerdeki ifadeler de ilginç. Bu iki kurumun rolü, tren raylarının düzenli çalışmasını sağlayan demiryolu görevlilerine benzetilmiş. Mithat Sancar babasının eskiden yaptığı bu görevi anlatarak, ‘Bize düşen de rayları sürekli kontrol ederek, taşları temizlemek, trenin kaza yapmasını önlemek’ diye tanımlamış yaptıkları işi.
DEM’lilerin her fırsatta hem dağdaki hem de cezaevindeki örgüt militanlarının sürece inancını diri tutmak için olası yasal düzenlemelerle ilgili açıklama bekledikleri anlatılıyor. Henüz uzun bir yolu olmasına rağmen zaman zaman ‘af içerikli’ düzenleme haberlerinin bundan kaynaklandığı anlatılıyor.”
2025 yılının son gününde Türkiye Komünist Hareketi Genel Başkanı Aysel Tekerek’le röportaj gerçekleştirdik. 2026 yılına…
Özel Okmeydanı Hastanesi’nde 51 gün süren direniş, sağlık emekçilerinin kararlılığıyla zafere ulaştı. Ücret gaspına karşı…
Resmi Gazete’de yayımlanan düzenleme ile Sağlık Bakanlığına bağlı hastaneler, üniversite hastaneleri ve özel sağlık kuruluşlarında…
Anayasa Mahkemesi, yargılama sonunda verilen cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da…
Yalova'da düzenlenen IŞİD operasyonunda 3 polisin şehit olduğu çatışmada ölü ele geçirilen Zafer Umutlu ve…
RTÜK, 2025 yılında iktidarı eleştiren kanallara toplam 92,7 milyon TL ceza kesti. Kurul, iktidara yakınlığıyla…