Anayasa Mahkemesi'nden otizmli çocuğun eğitim hakkının ihlali kararı

AYM bir babanın otizmli çocuğunun yeterli eğitim alamadığı gerekçesiyle yaptığı başvuruda, çocuğun eğitim hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Anayasa Mahkemesi'nden otizmli çocuğun eğitim hakkının ihlali kararı

Anayasa Mahkemesi, otizmli çocuğunun yeterli eğitim alamadığı gerekçesiyle bir babanın yaptığı başvuruda, eğitim hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Yüksek Mahkemenin Resmi Gazete’de yayımlanan kararına göre, daha önce otizm tanısı konulmuş lise çağındaki çocuğunu, 2012 eğitim-öğretim yılının başında bir eğitim ve uygulama okulunda otizmli bireyler için açılan sınıfa kaydettirdi.

Eğitim dönemi başladıktan sonra sınıf öğretmenin uzun süreli rapor alması üzerine bu sınıf, geçici olarak kapatıldı. Bunun üzerine kaydı silinerek rehberlik merkezine yönlendirilen çocuk, bu rehabilitasyon merkezinde eğitim görmeye başladı ve 2012 eğitim-öğretim yılını bu merkezde eğitim alarak tamamladı.

Yetersiz eğitimin çocuğun durumunda gerilemeye yol açtığını belirtildi
Başvurucu, rehabilitasyon merkezinde verilen eğitimin gerek saat gerekse de içerik bakımından yetersiz olduğunu, yetersiz eğitimin çocuğun durumunda gerilemeye, bu gerilemenin de ailede ciddi üzüntüye yol açtığını belirterek 17 Eylül 2013 tarihinde manevi tazminat davası açtı.

2013 eğitim-öğretim yılı başında otizmli bireyler için açılan sınıfın yeniden faaliyete geçmesi üzerine okul, yeniden kayıt yaptırabileceği yolunda başvurucuya bildirimde bulundu. Bu bildirim üzerine başvurucunun çocuğu 2013 eğitim-öğretim yılının ikinci döneminde okula yeniden kayıt olarak eğitim görmeye başladı.

İDARE MAHKEMESİ DAVAYI REDDETTİ

İdare Mahkemesi, manevi tazminat davasını reddetti. Başvurucunun çocuğunun rehabilitasyon merkezinde 7 Eylül 2012-30 Ocak 2014 tarihlerinde eğitim gördüğünü, başvurucunun bu eğitim için herhangi bir harcama yapmadığını, eğitim giderlerinin Millî Eğitim Bakanlığınca karşılandığını belirten İdare Mahkemesi, çocuğun 2012-2013 eğitim-öğretim yılında eğitim almaması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, bu süreçte başvurucunun nasıl bir manevi zarara uğradığını somut olarak ortaya koymadığını, uygulamanın sadece başvurucunun çocuğuna yönelik olmadığını ifade etti.

İdare Mahkemesi kararının temyiz edilmesi üzerine, Danıştaya gelen ret kararı, Danıştay’ın temyiz ve karar düzeltme incelemelerinden geçerek kesinleşti.

Mahkemelerden sonuç alamayan baba, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunarak, otizmli bireyin yeterli eğitim görememesinden doğan manevi zararın karşılanmaması nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiğini öne sürdü.

AYM İHLAL VE YENİDEN YARGILAMA KARARI VERDİ

Anayasa Mahkemesi, başvurucunun eğitim hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin eğitim hakkı ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Samsun 1. İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verdi.

Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, somut olayda başvurucunun çocuğunun belirli bir süre okulda eğitim görememesinin nedeninin, otizmli bireyler için açılan sınıfın sonradan ortaya çıkan bir nedenle kapatılması olduğu belirtildi.

”ÇOCUK ÜZERİNDE OLUMSUZ BİR ETKİSİNİN OLUP OLMADIĞINI BELİRLENMEDEN KARAR VERİLEMEZ”

Çocuk için verilmesi planlanan eğitimin, okul çatısı altında örgün eğitim olduğu, çocuğun bir sonraki yıl okulda eğitim görmeye devam etmesinin de bu bulguyu desteklediği aktarılan gerekçede, şu tespitler yapıldı: “Sonuç olarak çocuk, bir yılı aşkın bir süre idareden kaynaklanan bir nedenle kendisi için planlananın dışında bir eğitime tabi tutulmuştur. Başvurucu da bu kapsamda verilen eğitimin yetersizliğinin çocuğun durumunda gerilemeye yol açtığından yakınmaktadır. Eldeki uyuşmazlıkta ilk yapılması gereken; başvurucunun çocuğuna idarece verilmesi planlanan eğitim ile verilen eğitim arasında nicelik ve nitelik olarak bir fark olup olmadığını tespit etmek, bir farklılığın tespit edilmesi halinde ikinci aşama olarak bunun çocuk üzerinde olumsuz bir etkisinin olup olmadığını belirlemektir. Bu hususlar tespit edilmeden manevi bir zararın doğmadığını söylemek oldukça güçtür.

Ancak Mahkemece bu hususlara ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Bu bağlamda mahkemelerce ilk olarak kişilerin savunulabilir nitelikteki iddialarının değerlendirilmesi, yapılan değerlendirmede talep edilen şeyin koşullarının oluşmadığı sonucuna ulaşılması durumunda ise bu durumun ilgili ve yeterli gerekçelerle açıklanması gerekir. Ancak somut olayda Mahkemece başvurucunun manevi tazminat talebi reddedilirken buna ilişkin bir değerlendirme yapılmadığından, ilgili ve yeterli bir gerekçenin sunulmadığı sonucuna ulaşılmıştır.”