Antalya Müzesi'nin yıkımına başlandı

Antalya'nın güçlü simgelerinden biri olan Arkeoloji Müzesi’nde yıkım başladı. Meslek odalarının, siyasi partilerin ve yurttaşların tüm itirazlarına rağmen kepçeler kentin simgesine dayandı. Hukuksuz ve kapalı kapılar ardında yürütülen süreç, kamuoyunun bilgisi dışında ilerletildi. Avukat Tuncay Koç "Suç işleniyor" dedi.

Antalya Müzesi'nin yıkımına başlandı

Antalya’nın güçlü simgelerinden biri olan Antalya Arkeoloji Müzesi’nde yıkım başladı. Siyasi partilerin, meslek odalarının ve farklı oluşumların karşı çıkmasına rağmen müzenin duvarları kepçelerle yıkıldı. Antalya’da müzenin yıkımına karşı yaklaşık 2 aydır mücadele eden Müze Savunucaları’nın yaptığı eylemler yetersiz kaldı.

Depreme dayanıksız olduğu iddiasıyla yıkım kararı alınan müze için İnşaat Mühendisleri Odası başta olmak üzere meslek örgütleri “deprem performans raporu kamuoyuyla paylaşılmalı” çağrısı yaptı. Ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı raporu hâlâ açıklamadı. Bugün itibarıyla Antalya Arkeoloji Müzesi’ne iş makineleri girdi ve yıkıma başladı.

“SÜREÇ ŞEFFAF YÜRÜTÜLMÜYOR”

Akdeniz Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gül Işın, kararın önceden alındığını, sonradan raporla desteklendiğini söyledi. Işın, “Bir dönem ‘Restore edilecek’ denildi ama aslında yıkım yapılacak. Çalışmalar ‘yenileme’ adıyla yürütülüyor. Eserler paketlendi, taşındı ancak süreç şeffaf yürütülmedi. Kamuya açık takvim ya da şantiye tabelası paylaşılmadı. Halk 58 gündür medeni protestolar yapıyor ama bürokrasi kendi istediği gibi ilerliyor” dedi.

“RESTORASYON YAPILABİLİRDİ AMA TERCİH EDİLMEDİ”

Işın, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

“Müzenin deprem riski gerekçesiyle yıkım kararı alındı. İnşaat Mühendisleri Odası rapor istemişti ancak ulaştırılan rapor yıkım kararından sonraya ait. Yani karar önceden alınmış, sonradan raporla desteklenmiş görünüyor. Mahkeme süreci yavaş ilerledi, adli tatil de bakanlık tarafından değerlendirildi. Çalışmalar ‘yenileme’ adıyla yürütülüyor, fakat pencereler ve çiniler sökülmeye başlandı bile. Eserler paketlendi ve taşındı, ancak süreç şeffaf yürütülmedi; kamuya açık takvim ya da şantiye tabelası paylaşılmadı. Hukuki başvurular da sonuçsuz kaldı. Bürokrasi kendi istediği şekilde ilerliyor. Avukatlar da bu sürecin hukuksuz ve kapalı bir ihale üzerinden yürütüldüğünü söylüyor. Aslında restorasyon yapılabilirdi ama tercih edilmedi.”

“YETKİLİLER SUÇA ORTAK”

Avukat Tuncay Koç ise hukuki süreci başlattıklarını hatırlatarak şunları söyledi:

“İhale kamuya açık yapılmadı, EKAP’ta yayımlanmadı. Deprem performans analizi ihaleden ve müzenin kapatılmasından sonra yapıldı. Ruhsat yerine geçen ‘yıkım belgesi’ ve asbest raporu yok. Kültürel Varlıklar Müzeler Genel Müdürü ve Müze Müdürü suç işledi. Çevre ve Şehircilik İl Müdürü de bu suça ortak oldu. Antalya halkı bu suça ortak olmasın! Ayrıca kamuoyuna dayanak gösterilen ‘depreme dayanaksızlık’ işlemleri de eksik. Dosyaya gelen çalışmalar bilimsel kıstasları karşılamıyor. Kamu binası için yapılması gereken deprem performans analizi ise hem ihaleden sonra hem de müzenin kapatılmasından sonra yapılmış. Bu, açıkça bir usulsüzlük ve kamu zararına yol açıyor. Ayrıca eğer gerçekten çökme riski olsaydı, neden dört yıl beklendi? 2021’de yapılan zemin etütleri ve bazı çalışmaların ardından müze dört yıl boyunca faaliyet göstermeye devam etti. Buna rağmen şimdi ‘çürüktür, depreme dayanaksızdır’ dendi.”

Koç ayrıca müzenin mimari değerinden dolayı tescil edilmesi için dava açtıklarını, hukuki mücadelenin devam edeceğini vurguladı.