Avukat Hareketi: Yaşamak için adalet

Avukat Hareketi mobbing ve haksız uygulamalara dayanamayarak intihar eden iki genç avukat için "Yaşam için adalet" başlığıyla bir açıklama yayımladı., Yaşananların tesadüfü ya da sıradan olmadığına dikkat çekilerek, 22 yıldır iktidar olan anlayışın ülke bütününde yarattığı iklimin bir parçasıdır. Denildi.

Avukat Hareketi: Yaşamak için adalet

Avukat  Hareketi, avukat Mert Akdoğan’ın ve hemen ardından Mithat Can Yalman‘ın uğradıkları haksızlık ve baskılara dayanamayarak intihar etmelerinin ardından bir açıklama yayımladı.

Yaşanan iki üzücü olayın “sıradan” intiharlar olarak değerlendirmesinin mümkün olmadığı belirtilen açıklamada, 22 yıldır yönetimde olan siyasi iktidar tarafından ülke bütününde yaratılan iklim, genç meslektaşlarımızın hayattan kopmasına sebep vermektedir. Bu üzücü tablo, geldiğimiz içinde bulunduğumuz karanlığın maalesef bir özetidir. Denildi.

Açıklamanın tamamı şöyle :

Ülkemizde yıllardır yaşamakta olduğumuz adaletsizlikler, hepimizce bilinen bir gerçektir. Rüşvetin artık bir kural haline geldiği, tüm atamaların siyasi iktidar ilişkileri ve torpil ile kurulduğu ülkemizde geldiğimiz durum, artık yaşamımızı da doğrudan etkileyen bir düzeydedir.

Son bir haftada yaşadıklarımız bu gerçeği acı bir biçimde bir kez daha gözler önüne getirmiştir.

Meslek hayatının henüz başında olan iki hukukçu arkadaşımız, bu adaletsiz düzenin bir sonucu olarak maalesef hayatlarına son vermişlerdir. 8 Ocak Çarşamba günü İstanbul Barosu üyesi meslektaşımız Av. Mert Akdoğan, 115. olduğu hakimlik savcılık sınavının ardından nasıl yürütüldüğünü kimsenin bilmediği bir mülakat sonucunda elenmesine, uğradığı haksızlığa dayanamayıp yaşamına son vermiştir. Yalnızca iki gün sonra ise Adana Adliyesi’nde Cumhuriyet Savcısı Adayı olarak görev yapmakta olan Mithat Can Yalman, sosyal medya hesabı üzerinden bir paylaşım yaparak süreç içerisinde yaşadığı mobbing ve tehditleri ifade etmiş, paylaşımının ardından da yaşamına son vermiştir.

Yaşanan bu iki üzücü olayı, “sıradan” intiharlar olarak değerlendirmek mümkün değildir. 22 yıldır yönetimde olan siyasi iktidar tarafından ülke bütününde yaratılan iklim, genç meslektaşlarımızın hayattan kopmasına sebep vermektedir. Bu üzücü tablo, geldiğimiz içinde bulunduğumuz karanlığın maalesef bir özetidir.

Gerek mülakatlar gerekse de adliye içindeki ilişkiler sonucu genç hukukçularımızın hayatlarına son vermesine neden olan kişiler mutlaka yasalar önünde hesap vermelidir. Yaşanan olaylar araştırılmalı, sorumlular hakkında soruşturma başlatılmalıdır. Bir meslektaşımız daha yaşamına son vermeden liyakat ile işleyen, adaletten yana bir düzen sağlanmak zorundadır.

Meslektaşlarımızın ailelerine ve yakınlarına baş sağlığı diliyor, sorumluların hesap vermesi için ilgili kurumları harekete geçmeye çağırıyoruz.

Hayatımızı elimizden alan bu düzen mutlaka değişmelidir!