Ayşe Barım: 240 gündür kabus yaşıyorum, ani ölüm riski altındayım
Televizyon sektöründe tekelleşme suçlamasıyla gözaltına alınan, daha sonra 12 yıl önceki Gezi Parkı Direnişi’nde sanatçıları yönlendirerek “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüse yardım etme” suçlamasıyla tutuklanan menajer Ayşe Barım, bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı.
Duruşma saat 11.00’de başladı. Yaklaşık 4 saat süren duruşmanın ardından mahkeme, 8 aydan uzun süredir cezaevinde bulunan Ayşe Barım hakkında ev hapsi kararı verdi.
Barım’ın ilerleyen saatlerde cezaevinden çıkması bekleniyor.
Tanıkların dinlenmesinin ardından Ayşe Barım’ın savunmasına geçildi. Detaylı savunmasını ilk duruşmada yaptığını belirten Barım, yaşadığı sağlık sorunlarını anlattı:
“Adaletin varlığına inanmak ve güvenmek istiyorum. Çaresizim ve zorlanıyorum. Tek başına bir hücrede beyin ve kalp sorunlarıyla savaşıyorum. Biraz da yorgunum. 30 kilodan fazla kilo verdim. Sunulan tüm somut veriler, kimseyi hasta olduğuma ikna edemedi. Ben tedavi olmayı reddetmiyorum. Bayılmalarımla ilgili devlet hastanelerine sevklerim başladı. Çok zor bir şekilde sevk oldum. En az 12 kere çeşitli hastanelere gittim. En son Çam ve Sakura Hastanesi’nde kurula girdim. İnfaz koruma jandarma memurları eşliğinde muayene oldum. Ben tedavi olmak istiyorum, olmak zorundayım.
Tüm hastane raporları acilen ameliyat olmam gerektiğini söylerken bu gözardı edildi. Tedaviyi kendi tanıdığım doktorlarımla devam ettirmek istiyorum. O ameliyatları doktorlarımın kontrolü ve gözetiminde yaptırmak istiyorum. Temel hakkım olan yaşam hakkımı elimde tutmak istiyorum ve kendim karar vermek, kendi şartlarımda ameliyat yaptırmak istiyorum. Daha sonraki nekahat dönemini cezaevi şartlarında geçirme imkanım yok. Bütün bunların neden başıma geldiğini anlayamıyorum. Neden yaşam hakkımdan yoksun bırakılıyorum? Artık ben tutuksuz yargılanmak istiyorum. Bu temel hakkımı bana vermenizi istiyorum. Sağlığıma kavuşmak istiyorum.”
Müdafi avukatlar, Barım’ın sağlık durumu hakkında konuşması için doktor Ahmet Gökçer’in dinlenilmesini talep etti. Mahkeme, bu talebi dosyada doktorun beyanları yazılı olduğu için oy çokluğu ile reddetti.
Ayşe Barım hakkında şikâyetçi olan Sedat Gül ise duruşmaya SEGBİS’le katıldı. Sedat Gül, ‘İhbarının içeriğini hatırlamadığını ve sadece görüşlerini aktardığını söyledi ve “Ayşe Barım’ı tanıyorum. Benim ihbarım direkt Ayşe Barım’ı suçlamak için değildi. Ne dediğimi hatırlamıyorum. Vatandaş olarak sosyal medyadan gördüklerim üzerine görüşümü yazdım sadece” dedi.
Daha sonra söz alan müdafi avukat Deniz Ketenci, Sedat Gül’ün ‘Resmi Belgede Sahtecilik ve Dolandırıcılık’tan suç kaydı olduğunu, her yere mail göndererek Ayşe Barım hakkında ihbarda bulunduğunu söyledi:
“Sedat Gül isimli ihbarcı, neden ihbar ettiğini ve ne dediğini bile hatırlamıyor. Her yere mail göndermiş ve müvekkilimizle ilgili ihbarda bulunmuştur. Sedat Gül’ün, ‘Resmi Belgede Sahtecilik ve Dolandırıcılık’tan suç kaydı var. İhbara dayanarak müvekkilimiz, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca göz altına alınmıştır ve daha sonra tutuklanmıştır. Bu olayda şüpheliden delillere gidilmiştir. Deliller bulunmaya, üretilmeye çalışılmıştır. Müvekkilimiz 9 aya yakındır bu iddialar sebebiyle tutukludur.”
Duruşmanın ardından adliye önünde açıklama yapan Barım’ın avukatı Ketenci, şunları söyledi:
“Bu taleplerimizde müvekkilimizin beyninde iki adet stent bulunduğu, anevrizma hastalığının bulunduğu, cezaevinde bulunduğu sürede bu anevrizmanın stendin dibinde nüksettiği ve patlama riski altında olduğunu, aynı zamanda kalbinde altı ayrı hastalığı mevcut olduğunu ve kalp nakli ameliyatına gidebilecek derecede ağır hastalığının bulunduğunu belirttik. Biz bunları sadece ifade etmedik. Aynı zamanda Silivri Devlet Hastanesi’nden, Başakşehir Çam Sakura Hastanesi’nden, Adli Tıptan ve Türk Tabipler Birliği’nin verdiği raporlarda da bu hastalıkların hepsi teşhis edilmişti. En son Adli Tıp Kurumu verdiği raporda, kendisinin tedavi edilmesi, derhal hastaneye gönderilmesi gerektiği hususunda görüş bildirdi. ‘Cezaevinde kalmasında sakınca yoktur’ şeklinde bir görüşü yoktu. Mahkeme, tüm delillerin toplanmış olması, tanıkların dinlenmiş olması ve sağlık sebeplerini göz önüne alarak adli kontrol hükümleriyle ev hapsi ve de yurt dışına çıkmama kararıyla birlikte tahliyesine karar verdi. Bundan sonra müvekkilim ve ailesi sadece sağlığıyla ilgili gereken girişimlerde bulunacak, sağlıkla ilgili tetkik ve tedavilerin yapılmasına başlayacak.”
Ayşe Barım’ın istediği hastanede, istediği doktorda tedavi olabileceğini söyleyen Avukat Ketenci, şöyle devam etti:
“Kendisi yaşamsal riskine ilişkin kararları kendisi alabiliyor. Hangi hastaneye gitmek istediğini söyleyecek. Zaten elektronik kelepçe olduğu için onun takibi çok kolay. Bu hastanelere gidip gelecek ama evde bulunacak. Bir kere her şeyden önce bu hastalıklardan dolayı göreceği tedavi için hazırlanması gerekiyor. Cezaevi koşullarında buna hazırlanması mümkün değil. Beslenme açısından ciddi bir kas kaybı vardı. 34 kilo kaybı mevcuttu. Dolayısıyla yani beyin ve kalple ilgili bir ameliyatın olabilmesi için her şeyden önce vücudunun daha sağlıklı hale gelmesi gerekiyor. Dolayısıyla evde, en azından Kendisine bu ortam bir şekilde yaratılmış olacak.”
Ketenci, Ayşe Barım’ın tahliyesini beklediklerini ifade etti. Ketenci, “Tanıkların hepsi dinlendi. Hepsi kendi kararlarıyla orada bulduklarını ifade ettiler. Ve de kendi sosyal medya paylaşımlarını kendilerinin kullandıklarını, Ayşe’nin sadece menajer olduğunu, işleriyle ilgili konuda kendilerine sadece yardımcı olabileceğini, kendi özel hayatlarında ve bu tarz kararlarda Ayşe’nin etkin bir rolü olmadığını açıkça belirttiler” açıklamasında bulundu.
Mahkemede tanık olarak dinlenen oyuncu Ceyda Düvenci, şunları söyledi:
“Gezi Parkı’na 3 gün katıldım. Emine Ayşe Barım beni gönlendirmedi. Kendi insiyatifimle katıldım. 23 yıldır beraber çalışıyoruz. Emine Ayşe Barım’ı Gezi Parkı’nda görmedim. Sosyal medyadan da asla yönlendirme olmadı. Eğer basınla iş kapsamlı bir görüşme olursa menajer de yanında olur. Özel görüşmelerde olmaz. Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara’da oyuncular olarak görüşme olduğunda sanatçı arkadaşım Yavuz Bingöl aradı öyle gittim. Ayşe Barım’ı kayırmak için ifade vermedim. Ben soruşturma aşamasında durum neyse onu anlattım. Korumak değil, kişiliğini anlattım. Ben 23 yıldır Ayşe ile çalışıyorum, sadece menajerim değil dostum.”
Tanık olarak dinlenen bir başka oyuncu Rıza Kocaoğlu da Gezi Parkı’na kendi iradesiyle gittiği, Barım’ın yönlendirmediğini söyledi:
“Olaylara katılmadım, Gezi Parkı’na gittim. Kendi özgür irademle gittim. Ayşe Barım’ı bir kez gördüm. Önce ben gittim, Ayşe Barım’ı orada herkesi gördüğüm gibi gördüm. Sosyal medyada paylaşım yapmak için yönlendirmesi olmadı. Kendi evimden çıktım gittim.”
Nejat İşler ise “Ayşe Barım’ı çok iyi tanırım. Tesadüfen gittim Gezi Parkı’na. Bodrum’da yaşıyordum, iş görüşmesi için İstanbul’a gelmiştim, gelmişken baktım. 20 yılı aşkın süredir beraber çalışıyoruz. Devrimci İşçi Sendikası’na üyeyim normalde Gezi Parkı’nda direkt onların çadırına gittim” dedi.
Avukatların sorularını da yanıtlayan İşler, “Ayşe Barım beni yönlendirmedi. Birinin beni yönlendirmesini kendime hakaret sayarım, Ayşe en fazla beraber yemek yediysek hesabı ödemek için ısrar eder en fazla” dedi.
Oyuncu Dolunay Soysert de Ayşe Barım ile uzun yıllardır dost olduklarını, Gezi Parkı’na gitmesi için kendisini yönlendirmediğini belirterek “Kesinlikle Ayşe Barım apolitiktir” dedi.
Ünlü oyuncu Selma Ergeç ise şunları söyledi:
“Gezi’de Ayşe Barım’ı bir kere gördüm, ‘Nasılsın, iyi misin’ dışında bir şey konuşmadık. Ayşe Barım’ın herhangi bir konuda hiçbir zaman bana talimat verme hakkı yok. Biz Ayşe ile işle ilgili görüşürüz. O dönemde, 3 yıl süren bir diziden ayrılmam söz konusuydu, ayrıca bir reklam ve film görüşmesi vardı, o nedenle Barım’la çok görüşmemiz olağan. Orada ID ile çalışmayan çok oyuncu vardı.”
Oyuncu Zafer Algöz ise şu ifadeyi verdi:
“Gezi’ye 3 defa hür irademle gittim. Zaten çalıştığım kurum devlet tiyatrosu ve yeri AKM’deydi. Bana asla bir talimat ya da yönlendirmesi olmadı. Ben Ayşe Barım’ı apolitik bir insan olarak tanırım. Asla böyle bir içgüdüsü olmadı.”
Halit Ergenç ise mahkeme heyetinin sorularını şöyle yanıtladı:
“Ayşe Barım beni yönlendirmedi. Kendim katıldım ya 3 ya 4 gün gitmişimdir. Oradayken gördüm, karşılaştım ama benden önce mi sonra mı geldi bilmiyorum. 23-24 senedir birlikte çalışıyoruz. İş ilişkisi dışında asla böyle bir yönlendirmesi olmadı.”
Mahkeme Başkanının söz konusu bildiriyi kimin verdiğine yönelik soruyu da yanıtlayan Ergenç, “Oradaki yazıya baktım, bana uyduğu için okudum. Kim hazırladı bilmiyorum” diye konuştu.
Oyuncu Mehmet Günsür de Gezi Parkı eylemlerine kendi iradesiyle gittiğini, sosyal medya paylaşımlarına da kimsenin karışmadığını söyledi: “Gezi Parkı’na gitmem veya orada nasıl davranacağıma ilişkin Ayşe Barım beni yönlendirmedi, sosyal medya hesabımdaki paylaşımları kendim yaparım, Ayşe Barım yapmaz.”
Menajerliğini yaptığı birçok oyuncu ve sanatçıyı Gezi Direnişi’ne yönlendirdiği gerekçesiyle 24 Ocak’ta gözaltına alınıp 27 Ocak’ta tutuklanan Ayşe Barım’ın ilk duruşması, 7 Temmuz’da İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüştü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 171 sayfalık iddianamede, Ayşe Barım’ın 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapsi isteniyor.
İlk duruşmada Ayşe Barım’a destek olmak için çok sayıda sanatçı da Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’ne gelmişti. Barım’a destek için adliyede bulunan sanatçılar arasında Zerrin Tekindor, Serenay Sarıkaya, Birce Akalay, Halit Ergenç, Ezgi Mola, Merve Dizdar, Hande Erçel, Ceyda Düvenci, Miray Daner, Bergüzar Korel, Birkan Sokullu ve İpek Bilgin de vardı.
Savunma ve taleplerin ardından mahkeme heyeti, Barım’ın tutukluluğunun devamına karar vermişti.
Mahkeme heyeti ayrıca, tanıklar Enver Aysever, Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Mehmet Günsür, Dolunay Soysert, Nejat İşler, Nehir Erdoğan, Rıza Kocaoğlu, Hümeyra Adak, Selma Ergeç, Şükran Ovalı ve Zafer Algöz’ün ise zorla getirilmesine karar vermişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada Barım’ın 29 Mayıs – 2 Haziran 2013 tarihleri arasında şirketi bünyesindeki sanatçıları Gezi Parkı olaylarına katılmaları için yönlendirdiği iddia edilmişti. Barım’ın evinde ve iş yerinde aramalar yapılmıştı. Soruşturma kapsamında sanatçılar Halit Ergenç, Dolunay Soysert, Rıza Kocaoğlu, Mehmet Günsür, Ceyda Düvenci ve Nejat İşler polis eşliğinde adliyeye götürülerek ifade vermişti.
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi yandaş gazeteci Cem Küçük'ün "KAAN uçaklarının motorları hakkında Cumhurbaşkanı'mız bilgilendirilmedi" açıklamasını yalanladı.
Eğitim İş Sendikası Osmaniye Şube Başkanı Adem Yücel, "Korkut Ata Üniversitesi Hemşirelik Bölümü son sınıf…
Hatay’ın Antakya ilçesine bağlı Ürgen Paşa Mahallesi'nde 6 Şubat depremlerinde yıkılan binanın hak sahipleri, parsele…
TKH'den yapılan açıklamada "TBMM, İkinci Abdülhamit döneminin Meclis-i Mebusanı'ndan daha işlevsiz haldedir" ifadeleri kullanıldı.
Maraş Katliamı'nın bir numaralı sanığı Ökkeş (Kenger) Şendiller, tedavi gördüğü hastanede öldü. Şendiller, 1978’de yargılandığı…
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) tarafından düzenlene Ne Yapmalı toplantıları başlıyor. İlk toplantı 4 Ekim'de Kadıköy'de…