Birleşik Metal-İş Sendikası'ndan NATO'nun askeri harcamaların arttırılması kararına tepki
Birleşik Metal-İş Sendikası, NATO’nun 2025 Lahey Zirvesi’nde alınan savunma harcaması kararlarına tepki gösterdi. Yapılan açıklamada "Savaş için değil halkların refahı için bütçe!" vurgusu yapıldı.

NATO’nun 2025 Lahey Zirvesi’nde alınan savunma harcaması kararlarına tepki gösteren Birleşik Metal-İş Sendikası, askeri bütçelerin artırılmasının sosyal haklardan, eğitimden ve sağlıktan feragat anlamına geldiğini belirterek, “Savaş için değil, halkların refahı için bütçe” çağrısı yaptı.
Birleşik Metal-İş Sendikası, NATO’nun 2025 Lahey Zirvesi’nde kabul edilen kararlar ve üye ülkelerin savunma harcamalarını artırma taahhüdüne tepki gösterdi. Sendika, kararların işçi sınıfı ve tüm dünya halkları için ciddi kayıplar anlamına geldiğini belirtti. Özellikle, GSYİH’nın yüzde 5’inin savunma harcamalarına ayrılmasının, sosyal politikalardan ve kamu hizmetlerinden kaynak çalınması anlamına geldiği vurgulandı. Sendika, bu artışların ekolojik tahribata ve silahlanma yarışına yol açacağını ve halkların refahı için harcanması gereken kaynakların savaş ve ölüm araçlarına gideceğini savundu.
Sendika açıklamasında, artan savunma harcamalarının işçi ücretlerinden, emekli maaşlarından, sosyal yardımlardan ve halkın temel ihtiyaçlar için ayrılan bütçeden kısıntılar yapılmasına yol açacağı uyarısında bulundu. Ayrıca, bu harcamaların eğitim ve sağlık gibi temel haklara da darbe vuracağını belirtti.
Birleşik Metal-İş Sendikası, savaş harcamalarının arttırılmasının yerine barış ve emek için çözüm arayışına gidilmesi gerektiğine inandığını ve NATO’nun militarist politikalarına karşı durduğunu belirterek, halkların kardeşliği ve dayanışmasının savunulması gerektiğini ifade etti.
Sendika, 2026 yılında yapılacak bir sonraki NATO toplantısında işçi sınıfının sesini daha gür çıkaracaklarını ve hükümetleri militarist politikalardan vazgeçmeye çağıracaklarını belirtti.
Birleşik Metal-İş’in açıklamasının tamamı şu şekilde:
“SAVAŞ İÇİN DEĞİL, HALKLARIN REFAHI İÇİN BÜTÇE!
NATO’nun 2025 Lahey Zirvesi’nde kabul edilen kararlar, bizleri derinden endişelendirmiştir. Üye ülkelerin “bir milyar vatandaşını koruma”, “özgürlük ve demokrasiyi savunma” gibi söylemlerle süslenen bu bildirinin, özünde militarizmi ve savaş harcamalarını körükleyen bir yaklaşımı benimsediği açıkça görülmektedir. Özellikle 2035 yılına kadar GSYİH’nın yüzde 5’inin savunma harcamalarına ayrılması taahhüdü, Türkiye ve tüm dünya işçi sınıfının geleceği adına ciddi kayıpların habercisidir.
NATO’nun, Rusya ve terörizm tehditlerini gerekçe göstererek savunma harcamalarını artırma kararı, zaten ağır koşullar altında ezilen işçi sınıfı için yeni yükler anlamına gelecektir. Bu tür devasa askeri harcamalar, kamu kaynaklarının sosyal politikalardan, eğitimden, sağlıktan çalınması demektir. Ekolojik tahribat demektir.
Dahası tarihten biliyoruz ki, savunma bütçelerine ayrılan payların artırılması dünya çapında silahlanma yarışını körüklemekte ve dünyanın yoksul, ezilen halklarının refahı için harcanacak kaynaklar ölüm ve yıkım araçlarına gitmektedir. Asıl amacın emperyalist ülkelerin savaş örgütü olan NATO eliyle sermayenin ve silah baronlarının çıkarlarının korunması olduğu apaçık ortadadır.
“Savunma” adı altında savaş harcamaları artışı, işçi sınıfının ve tüm insanlığın kaybıdır.
NATO Lahey Bildirisi’nde belirtilen %5’lik savunma harcaması hedefine Türkiye’nin de uyacağı bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da teyit edilmişti. Birleşik Metal-İş Sendikası olarak soruyoruz:
•Sosyal Refahımız Azalacak!
Savunma harcamalarındaki bu artış, işçi ücretlerinden, emekli maaşlarından, sosyal yardımlardan, işsizlik ödeneklerinden ve halkın temel ihtiyaçları için ayrılan bütçeden kısıntılar yapılmasıyla mı karşılanacaktır? İşçi sınıfımız ve tüm halkımız zaten yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı altında, OVP dayatmalarıyla ezilirken, bu ek yükün bedelini nasıl ödeyecektir?
•Eğitim ve Sağlık Hakkından Feragat Edilecek!
Silaha ayrılacak devasa bütçeler, nitelikli eğitim ve erişilebilir sağlık hizmetleri için ayrılması gereken kaynakları gasbetmektedir. Çocuklarımızın geleceği ve halkımızın sağlığı, silah sanayisinin kâr hırsına kurban mı edilecektir?
•Emeğin Yararına İstihdam ve Ekonomik Kalkınma Politikaları İzlenmeyecek!
Savunma harcamalarının artırılması, gerçek ve sürdürülebilir bir ekonomik kalkınmayı değil, aksine silah üretimi ve ticaretine dayalı bir yapıyı destekleyecektir. Bu durum, nitelikli iş alanlarının yaratılması yerine, savaş endüstrisinin taleplerinin önceliklendirilmesi anlamına gelecektir.
•Sendikal Haklar ve Demokrasiye Darbe Vurulacak!
Militarizmin yükseldiği ortamlarda, sendikal haklar ve demokratik kazanımlar genellikle baskı altına alınır. İfade özgürlüğü kısıtlanır, toplumsal muhalefet susturulmaya çalışılır. Bu durum, işçi sınıfının hak arayışını ve örgütlenme özgürlüğünü de olumsuz etkileyecektir.
•Savaş İçin Değil, Barış ve Emek İçin Mücadeleye!
Bir savaş örgütü olarak NATO’nun bu kararının, “caydırıcılık ve savunma” adı altında aslında yeni çatışma ve gerilim alanları yaratma potansiyeli taşıdığı unutulmamalıdır. Biz Birleşik Metal-İş Sendikası olarak, savaş harcamalarına karşı duruyor, uluslararası barış ve işbirliğini, halkların kardeşliğini ve dayanışmasını savunuyoruz. Kamu kaynaklarının, emekçilerin yaşam standartlarını yükseltmek, sosyal adalet ve eşitliği sağlamak için kullanılması gerektiğine inanıyoruz.
Bilinmelidir ki Türkiye’de 2026 yılında yapılacak bir sonraki NATO toplantısında, işçi sınıfı olarak sesimizi daha gür çıkaracağız. Hükümetleri, bu tür militarist politikalardan vazgeçmeye, barışçıl ve sosyal adil bir dünya için çabalamaya çağırıyoruz.
Unutulmamalıdır ki, işçi sınıfının çıkarı, savaş ve çatışmadan değil, barış, dayanışma ve ortak refahtan yanadır. Bizler, Birleşik Metal-İş Sendikası olarak, “Savaşa değil, emeğe bütçe!” şiarıyla mücadelemizi sürdüreceğiz!
BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI GENEL YÖNETİM KURULU”