Bursa Nutku Davası’nda karar: Laiklik Meclisi sözcüsü Özkan Rona beraat etti

İBB’ye yönelik operasyonun ardından Atatürk’ün Bursa Nutku’dan bir paylaşım yaptığı için yargılanan Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona, beraat etti. Rona, Atatürk'ün Bursa Nutku’nun şiddet çağrısı değil, bir yurtseverlik ve devrimcilik manifestosu olduğunun altını çizdi.

Bursa Nutku Davası’nda karar: Laiklik Meclisi sözcüsü Özkan Rona beraat etti

19 Mart’ta İBB’ye yönelik operasyon sonrası Mustafa Kemal Atatürk’ün Bursa Nutku’dan alıntı yaptığı paylaşım nedeniyle yargılanan Laiklik Meclisi Sözcüsü, Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona, bugün üçüncü kez hakim karşısına çıktı.

Mahkeme tarafından ek güvenlik talebinde bulunulan ve daha büyük bir salonda görülen duruşmada, Rona’yı Laiklik Meclisi ve sendika yöneticileri yalnız bırakmadı.

Cumhuriyet’te yer alan habere göre, önceki duruşmada savcının “suç işlemeye alenen tahrik” suçlamasıyla 7 yıl 6 aya kadar hapisle ceza talebinde bulunması sonrası Rona ve avukatları savunma yaptı.

‘GERİCİLİĞE DİRENİŞ ÇAĞRISI’

Savunmasında bu davanın, bir bireyin ifade özgürlüğünden öte, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerini ve tarihsel mirasını tartışmaya açan kritik bir dava olduğunu belirten Rona, Atatürk’ün 1933’te Bursa’da yaptığı tarihi nutkun sözlerinin, Türk gençliğine devrimleri koruma ve gericiliğe karşı direniş çağrısı olduğunu söyledi.

Savcının “Sanık bu sözlerin Bursa Nutku’nda belirtilen bir söze atıf olduğunu belirtmiş ise de bu atıf herkesçe bilinmez, insanlarda bu atıf düşüncesi oluşmayabilir. Bu nedenle, sanığın ‘taş, sopa’ gibi sözleri, şiddet ve suç işlenmesi için insanları hareket ettirme düşüncesini barındırıyor” nitelemesine karşı çıkan Rona, “Bu yaklaşım, hukuki bir değerlendirmeden ziyade, siyasi bir bakış açısını yansıtmaktadır. Bir ülkenin kurucu liderinin sözlerinin “bilinmemesi” durumunun arkasına sığınmak, kabul edilemez bir tutumdur. Bu tutum, Atatürk’ün sözlerini dolaylı olarak suç unsuru haline getirerek Cumhuriyet’in temel ilkelerini de tartışmaya açacak bir yaklaşımdır” dedi.

“CEHALETİ TEŞVİK”

“Savcının bu argümanı, eğitim ve toplumsal bilinçteki eksiklikleri bahane ederek ifade özgürlüğünü kısıtlamakta, ayrıca tarihsel cehaleti teşvik edebilecek bir yönü de bulunmaktadır” diyen Rona, “Bu, kurucu liderin mirasını korumak yerine onu tartışmaya açan ve Cumhuriyet’in ruhuyla çelişecek bir yaklaşımdır – ki bu, yargı sürecinin objektifliğine dair kaygıları da büyütecek, bu yargılamayı siyasi bir taraf olarak konumlayacaktır. Bu mütalaa, bilinçli ya da bilinçsiz, Atatürk’ü dolaylı yoldan tartışmaya açmakla eşdeğer olup, tarih önünde kabul edilemez bir hatayı ortaya çıkarmaktadır” ifadelerini kullandı.