Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde işçiler toplu sözleşme haklarını istiyor
Data Net isimli taşeron firma bünyesinde çalışan işçiler, sendikalaşarak Sağlık-İş’te örgütlendi. Sağlık-İş firmayı toplu sözleşme masasına çağırdı ancak yapılan görüşmelerde olumlu bir adım atılmadı.
Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde bir araya gelen işçiler adına açıklama yapan Sağlık-İş Örgütlenme Uzmanı İbrahim Koç, Data Net’e toplu iş sözleşmesi taslağını ulaştırdıklarını, iki aylık sürede işverenin hiçbir mali konu hakkında görüşme yapmak istemediğini aktardı.
60 günlük yasal sürenin dolduğunu, arabulucu başvurusu yapıldığını belirten Koç, “Fakat biliyoruz ki işveren Data Net işçilerini Yüksek Hakem Kuruluna mahkum etmek istiyor” dedi.
Data Net şirketinin, hastanedeki görüntüleme merkezlerini çalıştırmaya başladıklarından beri işçilere ücretlerde iyileştirme yapma sözü verdiğini hatırlatan Koç, “Bugün gelinen noktada ise işveren vekilleri işçilerin sendikalı olduğunu bahane ederek zam yapılmadığını, sendikasız işçilere zam yapılacağını söylüyorlar. Yapılan sendikasızlaştırma politikalarına birlikteliğimizle cevap veriyoruz. Senelerdir işçilerin emeğini sömürenler, birliğimizden korkmakta haklılar. Data Net işçileri emeğinin karşılığını istiyor. Emeğimizin karşılığı sefalet ücretleri değildir. Bu ay zorunlu mesailer yüzünden gelir vergisi dilimine giren arkadaşlarımız asgari ücretin altında maaşlar aldı. İstanbul gibi bir kentte yaşamanın maliyeti 96 bin liralara çıkmışken, açlık sınırı 26 bin liralara dayanmışken işçilerin talep ettiği ücretleri ütopik bulanlara sesleniyoruz: Bizler insanca yaşanabilecek bir ücret talep ediyoruz” dedi.
İşçilerin denetimsizliğin kol gezdiği koşullarda kurallı çalışmak istediğini ifade eden Koç, şöyle devam etti:
“İnsan üstü bir enerji ile her gün sayısız hastanın radyolojik çekimlerini yapılıyor, radyasyonlu alanlarda işçilerin ömrü geçiyor. Dünyanın her yerinde pandemide, depremde, selde, savaşta canıyla bedel ödeyen sağlık işçileri haklarını almak istiyor. Haklarımızı alana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. İşverene çağrımız toplu iş sözleşmesi sürecini oyalamadan masada tamamlamasıdır. Aksi halde ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden doğan yasal haklarımızı kullanacağımızı hatırlatmak istiyoruz. Tüm hocalarımızı, çalışanları, vatandaşlarımızı verdiğimiz haklı mücadeleyi sahiplenmeye davet ediyoruz.”
Kadınların Sesi'nin 39. sayısı "Yoksulluğun, gericiliğin, şiddetin karşısında biz varız!" başlığıyla yayınlandı.
Cumhuriyetin 102. yılında bugün hala 102 yıl önce aşıldığı varsayılan tartışmaların aşılamamış olması, bu 102…
MESEM programına katılan çocuk işçiler, işyerinde eğitim olmaksızın verilen her işi yapmak zorunda bırakılmaktadır. MESEM’ler…
10. Yargı Paketi ve hemen ardından gündeme gelen 11. Yargı Paketi’nde çocuklara ilişkin düzenlemeler, çocukların…
11. Yargı Paketi ile tartışmaya açılan yasa taslağı yalnızca LGBTİ yurttaşları hedef almıyor, doğrudan tüm…
Kadınları geleneksel rollerine hapsetmeye çalışan, ısrarla aile içerisinde tanımlayan, cinsiyet eşitsizliğini düstur edinmiş gerici rejim,…