Reklam
Kategoriler: PusulaPUSULA 215

Çelişki mi, malumun ilamı mı?: “Seni başkan yaptırmayacağız”dan başkanın yanına

Reklam

Neşe Deniz Babacan

“EDİRNE’DEKİ İMRALI’DAKİNE HESAP VERDİ Mİ?”

Yakın geçmişin tartışılan konularından bir tanesi Kürt siyasi hareketi içerisinde Selahattin Demirtaş’ın yeni bir çizgiyi temsil ettiği ve adım adım Abdullah Öcalan’ın yerine yerleşeceği yönünde idi. Güncel olarak bu beklentinin boşa düştüğü, yeni çözüm süreci ile birlikte yeniden zemin ve pozisyon kazanan Öcalan’ın çizgisine Kürt siyasi hareketinin aşağı yukarı tüm unsurlarının biat ettiğini söylemek mümkündür.

Bu ikiliği bilen ve oraya oynamayı tercih eden Tayyip Erdoğan 2022 tarihinde Selahattin Demirtaş’ı kast ederek, “Edirne’deki İmralı’dakine hesap verecek” diye bir açıklama yaparak kafaları karıştırmıştı. Ancak bu açıklamanın arka planında Kürt sorunu bağlamında burjuva çözümü yeniden gündeme getirmek ve Ortadoğu’da Amerikan barışına meyletmek olduğu yaklaşık iki yıl sonra ortaya çıktı. AKP ve MHP’nin başı çektiği bu “yeni çözüm süreci” kendisine tek ve büyük muhatap olarak Öcalan’ı seçerken, yaklaşık dokuz yıldır cezaevinde bulunan Selahattin Demirtaş ise çözüm sürecini destekleyen bir pozisyona yerleşmiş ve sonrasında sessizliğe gömülmüştür.

Bu durum Erdoğan’ın bahsettiği tarzda bir hesaplaşma mıdır onu bilemeyiz ancak DEM Partililer’in “Başkan’ın yanında” verdikleri pozların şans eseri olmadığını ve siyasi bir arka plana dayandığını bilmek durumundayız. Bu arka plan ise Erdoğan’ın 2022 yılındaki bu söylemine dönemin HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın verdikleri “O zaman İmralı’nın kapılarını açın açıklamaları duyalım” mealindeki yanıtlarında gizliydi.

Kapılar 2024 yılında açıldı, İmralı’nın açıklamaları duyuldu ve her ne oldu ise başta Buldan ve Sancar olmak üzere Kürt siyasetçiler soluğu Erdoğan’ın yanı başında aldı.

LİBERALİZM NELERE KADİR?

2015 yılında dağılan bir önceki çözüm masasının “çözülmesinde” o dönemin HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Seni başkan yaptırmayacağız” çıkışının etkili olduğu bugüne kadar çokça yazılıp çizildi. 2010 yılı itibariyle AKP iktidarı ile buzların çözülüşü dönemi yaşayan Kürt siyasi hareketinin gerek 2010 referandumundaki pozisyonu gerekse Gezi direnişine yaklaşımı sayesinde o dönemki “çözüm süreci”nin taşları döşenmişti.

2015 yılında köprülerin atılmasında etkili olan önemli bir faktörün ise Suriye gündemi olduğunu, Eşme Ruhu’nun ABD’nin Suriye’de Kürt siyasi hareketi ile kurduğu yeni denklem nedeniyle buharlaştığını bu noktada hatırlatmak isabet olacaktır. Dolayısıyla köprülerin atıldığı bir uğrakta Demirtaş’ın Erdoğan’ın başkanlığına karşı yükselttiği söylemin arka planında librallerin Erdoğan ile yaşadıkları sıkıntıların olduğunu da bir kenara not etmek yanlış olmayacaktır. Bu durum aynı zamanda Öcalan’ın artık sessizleştiği ve geri çekildiği, Türkiye sermaye devletinin yeni rejimin tesisi yönünde adımlarını sıklaştırmaya başladığı bir konjonktüre denk düşmektedir.

2016 ve 2017 uğrakları da hatırlanır ise, daha öncelerinde “başkanlık sistemine karşı değiliz Erdoğan’a karşıyız” diyen Demirtaş’ın doğrudan hareketin merkezine yerleşmeye başlaması, CHP’nin Millet İttifakı’nı kurması vb… gelişmeler de hesaba katıldığında düzen mahalefetinin “sol liberal” kanadının ulusalcı Kürt siyasi hareketi ile liberallerin işbirliği üzerinden şekillendiği gözler önüne gelecektir.

Bu anlamıyla liberaller yeni rejimin tesisi esanasında iktidar bloğunun dışında itilmiş ya da daha doğru bir ifade ile düzen muhalefeti içerisinde kendilerine bir yer açmışlardır. Sermaye düzeninin bekası bağlamında arayış içerisinde olan bu kesimlerin aracılığı ile Kürt siyasi hareketi, adım adım ayakları üzerinde doğrulan İkinci Cumhuriyet rejimine entegre edilmiştir.

Bu çerçeveden bakıldığında çatışma-uzlaşma arasındaki diyalektik ilişki bu noktada işlemiştir. “Seni başkan yaptırmayacağız” çizgisinden bugün Başkan’ın yanında verilen pozlara geçişi irdelerken bu noktaları da hatırlamak yerinde olacaktır.

DEM PARTİ OYUNA MI GELDİ?

Meclis açılış töreni vesilesiyle Cumhur İttifakı’nın ve Tayyip Erdoğan’ın düzen muhalefetini parçaladığını göstermek istediği anlaşılır hale geldi. Bir yanına DEM Parti Eş Başkanları’nı, diğer yanına Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Fatih Erbakan ve Müsavat Dervişoğlu’nu oturtmayı başaran ve bu fotoğraflar üzerinden gündemi belirleyen Erdoğan’ın bir anlamda amacına ulaştığı söylenebilir.

Ancak oralara oturanlara ne demeli?

Meclis resepsiyonunda verilen fotoğraflardan ve bu fotoğraflardaki gülücüklü yüzlerden sonra özellikle düzen muhalefeti unsurlarına farklı yönlerden eleştiri dalgası başladı. Ancak bu eleştirilerin bir kısmı resepsiyonu protesto eden CHP’yi de vurmuyor değil. Çünkü Millet İttifakı aracılığı ile siyaset lüksü tanınan sağcı unsurlar bugün “Başkan’ın adamları” fotoğrafında yer almaktan çekinmediler.

Diğer taraftan, geçmişteki yanlışları her ne olursa olsun Selahattin Demirtaş cezaevinde istibdat rejiminin mengenesi içinde iken böyle pozlar veren DEM Partililer, özellikle kendilerine umut bağlayan sol kesimler ve Kürt emekçileri açısından büyük bir hayal kırıklığına şimdiden imza atmış durumdalar.

Savunma argümanları ise zayıf görünüyor. O fotoğraflarda şans eseri yer aldıklarını, bir anda altlarına sandalyeler yerleştirildiğini  ve aslında AKP iktidarının en büyük muhalifi kendilerinin olduğunu ifade etseler de, ne yazık ki “gözler yalan söylemiyor.” Fotoğraflar da bunu açık bir şekilde gösteriyor.

Bir yıl önceki Meclis açılış töreni, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Parti sıralarına giderek el sıkışması ile gündeme gelmişti. Son bir yıl içerisinde yeni çözüm süreci adı altında büyük bir burjuva çözüm sürecinin gündeme getirildiğini gördük. Diğer taraftan, Suriye’de Esad yönetiminin yıkılması ve şeriatçıların iktidara gelmesi ile birlikte ortaya çıkan güncellenmiş BOP ve Amerikan barışının ayak sesleri bu çözüm sürecinin arka fonunu oluşturan bir diğer büyük olgu olarak değerlendirilmeli. Tüm bu gelişmelerin gölgesinde, Bahçeli’nin açtığı kapıdan oldukça ihtiyatlı bir şekilde geçen Erdoğan’ın bu yılki Meclis açılışındaki “one man show”unun yanına dizilenler aynı zamanda istibdat rejimine meşruiyet kattıklarını açık bir şekilde ifade etmek durumundayız.

SERMAYE VE EMPERYALİZM KARŞITLIĞI OLMADAN ANCAK BU KADAR OLUR

Meclis açılışı vesilesiyle “Başkan’ın adamları” görüntüsünün içerisinde yer almak ne tek başına devlet terbiyesi ne de “yeni çözüm süreci”nin bekası gibi argümanlar ile açıklanabilir.

Bu açıdan Millet İttifakı’nın içinden çıkan sağcıların Erdoğan’ın bize göre sağına dizilmelerinde bir çelişki bulunmuyor. Bilinen bir sol atasözü burada yazılmalı: Aynılar aynı yere.

Diğer taraftan, Erdoğan’ın bize göre soluna dizilen DEM Parti mensupları “Seni başkan yaptırmayacağız” siyasetinden bu noktaya gelmiş durumdalar. Öncelikle büyük çelişkiye işaret etmek durumundayız. İstibdat rejimi Kürt siyasi hareketi üzerinde büyük bir baskı kurarak bugünlere geldi. Altılı masanın ayağı, HDP kapatılacak, CHP terör işbirliği gibi söylemler şimdiden unutulmuşa benziyor.

Devamında ise yaşananların malumun ilamı olduğunu söylemekten de geri duramayacağız. Sermaye ve emperyalizm karşıtlığı olmadan yürütülen sistem muhalefeti sınırlarına gelmiştir. Sınırların ötesine geçemeyecekleri ise “Başkan’ın adamları” fotoğrafları ile tescillenmiştir. Bu açıdan DEM Parti yeni rejime eklemlenme bahsinde önemli bir aşamayı daha geçmiş bulunmaktadır. Oysaki devrimci siyaset başta istibdat rejimine karşı duruş ile kimlik kazanabilir.

Yazımızı 2022 yılında Yeni Ülke dergisinin 2022 yılı Şubat ayında çıkan 12. sayısında yer alan “İmralı Edirne Beştepe hattı: Hesaplaşma mı uzlaşma mı?” (*) yazısından bir alıntı ile bitirelim.

“Önümüzdeki seçimlere (2023 seçimlerinden bahsediliyor – yazarın notu) giderken HDP’nin, Millet İttifakı’na dışarıdan destek vermesi ihtimalinin oldukça güçlü bir şekilde ifade edildiği bu günlerde, aynı HDP’nin Kürt meselesi üzerinden yaşanan gelişmeleri kendi lehine nasıl değerlendireceği bir soru işareti olarak ortada duruyor.

Düzen muhalefetinin bir kanadı olan HDP’nin verili pozisyonunu belirleyen çokça faktör mevcut. Bu faktörleri ifade etmek gerekirse; sağ ya da İslâmcı bazı Kürt partileriyle yürütülen bölgesel ittifakları, Millet İttifakı ile kurulan ilişkiyi, Türkiye solu ile yapılan görüşmeleri, sermaye sınıfı ile kurulan bağları ve emperyalizmin bölgesel açılımlarına verilen desteği ilk akla gelenler olarak yazabiliriz. Bunların hepsinin Demokrasi İttifakı torbasına doldurularak nasıl yol alınacağı ise çok açık görünmemektedir.

Dolayısıyla, Erdoğan tarafından İmralı ve Edirne arasındaki hesaplaşmaya işaret edilerek atılan adım Kürt siyasi hareketinde yeni gelişmeler yaşanmasını beraberinde getirecektir. Meselenin Öcalan ile Demirtaş arasındaki hesaplaşmaya indirgenmesi ise işin görüntüsel boyutunu oluşturuyor. Öyle ki, bir hesaplaşma yaşansa dahi bunun devamında bir uzlaşmanın kaçınılmaz olacağı ve bu bağlamda Kürt siyasi hareketi açısından yeni bir sentez ihtiyacının kapıya dayandığı gerçeği değişmiyor. Kürt hareketinin bu sentezi yukarıda bahsettiğimiz torbanın içerisinden çıkartmaya çalışmak dışında bir seçeneği de bulunmuyor.”

Bugüne gelirsek: Torbadan tavşan çıkmadığı açık olsa gerektir…

(*) https://www.yeniulke.com.tr/imrali-edirne-bestepe-hatti-hesaplasma-mi-uzlasma-mi/

Bu haber en son değiştirildi 8 Ekim 2025 12:37 12:37

Reklam

Önceki Haberler

Erdoğan’a sunulacak yeni anayasa taslağı hazır!

AKP’nin “sivil anayasa” hazırlığı kulisleri hareketlendirdi. Nefes Gazetesi yazarı Nuray Babacan, Saray’da aylardır süren toplantılarda…

8 Ekim 2025 12:59

PUSULA: Erdoğan bu yolları yalnız yürümedi

Erdoğan’ın TBMM’de çoğu eski 6’lı masa ve DEM’li siyasetçilerle verdiği fotoğraf, yeni rejimin dolaylı dolaysız…

8 Ekim 2025 12:35

Meclis solunun çelişkisi nereye kadar devam edecek?

Bir yandan komisyon çalışmalarına katılarak "çözüm" sürecine destek vermekle, diğer yandan "yeni anayasaya hayır demek"…

8 Ekim 2025 12:29

CHP’nin 6’lı masa siyasetinin iflası

Bu ittifak sayesinde Meclis’e giren partilerin Erdoğan’ın yanı başına dizilmesi, CHP’nin “sağa karşı sağ cephe”…

8 Ekim 2025 12:14

CHP’li Yavuzyılmaz açıkladı: AKP’nin amacı paha biçilmez madenleri ucuz fiyattan ABD’ye peşkeş çekmek

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM'de yaptığı grup toplantısında AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep…

8 Ekim 2025 12:13

Hamas’tan ateşkes ve esir takası açıklaması: Süreçte olumlu gelişmeler var mı?

Hamas, Gazze'de ateşkes ve esir takası anlaşması sürecine ilişkin olumlu gelişmeler yaşandığını bildirdi. Hamas heyetinin…

8 Ekim 2025 11:58
Reklam