DEM Parti Sözcüsü Doğan'dan Öcalan ile görüşme çağrısı: Adım atılması gerekiyor

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun İmralı'da Abdullah Öcalan ile görüşmesi gerektiğini belirterek "Aylar, haftalar geçti. Bu kadar zaman geçti neden hala Sayın Öcalan ile görüşülmüyor? Adım atılması gerekiyor" dedi. Doğan, ayrıca, Selahattin Demirtaş'ın tahliye edilmesiyle ilgili sorulan soruya da yanıt verdi.

DEM Parti Sözcüsü Doğan'dan Öcalan ile görüşme çağrısı: Adım atılması gerekiyor

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, süreç ile ilgili TBMM bünyesinde kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun İmralı Cezaevi’nde tutulan Abdullah Öcalan ile görüşmesi ve Selahattin Demirtaş’ın tahliye edilmesi gerektiğini söyledi.

Doğan, partisinin dün gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı, iç ve dış gündeme ilişkin açıklama yaptı.

Sürece ilişkin sert açıklamalarda bulunan Doğan, TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun Abdullah Öcalan ile görüşmesi gerektiğini belirterek, “Aylar, haftalar geçti. Bu kadar zaman geçti neden hala Sayın Öcalan ile görüşülmüyor? Adım atılması gerekiyor. Bu sorunun aradan çıkması lazım. Komisyonun gelecek hafta toplanmasını bekliyoruz. İyi bir karar almasını umut ediyoruz. Kararın Türkiye için hayırlı olmasını umut ediyoruz” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Partili vekillerle tokalaşmasının ardından yaşananları anımsatan Doğan, “Şimdi geçenlerde tüm bunlar oluyor ancak yaprak kımıldamıyor dedik. Aksini ancak somut bir eylemle, adımla gösterebiliriz. Oysa ne oluyor? Hukuksal altyapıya ilişkin çalışmalar nelerdir? Kamuoyu bilmiyor. Bizler bilmiyoruz. Komisyon toplanamadı” diye konuştu.

“DOĞRUDAN İLETİŞİM” VURGUSU

Ayşegül Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Peki, komisyon neden hâlâ herkesin konuştuğu, herkesin bahsettiği, bu kadar önemli gelişmelerin yaşandığı bu gündemi değerlendirmiyor ve bu gündemle toplanmıyor, diye soruyoruz. Bunda bu kadar ısrar etmemizin nedeni şu; Sayın Öcalan yalnızca PKK’nin kurucu önderi değil. Etkili bir liderlik gücünden bahsediyoruz. Sınırlı koşullarda, sınırlı imkânlarla devasa bir sorunu eşit bir kardeşlik hukuku temelinde, silahları tümden ve kalıcı bir biçimde devre dışı bırakarak, stratejik bir değişim ve dönüşümle bir süreç yürütmeye çalışıyor. Şimdi asıl aktörü, ana muhatabı duymadan, görüşleri komisyona ulaşmadan, doğrudan iletişim olanakları sağlanmadan patinaj yapmaya devam mı edilecek? Yoksa sürecin ivme kazanması için cesur adımlar mı atılacak? Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu şey çok açık: siyasetin cesur davranması ve cesur adımlar atması.

“İKTİDAR, TUTUTMUNU NET İFADE ETMELİ”

Sorumluluk üstlenmeli, cesur olmalı demiştik. Bu çağrıyı yineleme ihtiyacı hissediyoruz. Meclis Komisyonu’nun, toplumun çeşitli kesimlerinin tartıştığı bu konuyu artık gündeme almasını öneriyoruz. İktidar Partisi; bu konudaki tutumunu herhangi bir tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde net bir biçimde ifade etmeli. Aksi başka tartışmalara neden oluyor. Siyasi irade burada cesur da davranmaya dönük gayretini göstermeli. Duyulmak istenen ses ve ihtiyaç duyulan ses de tam olarak bu. Yani şimdi artık Sayın Abdullah Öcalan’ı dinleme zamanı. Silahların devre dışı bırakılması, bunun kalıcı hâle gelmesi için bunun yapılması lazım.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili verdiği hak ihlalı ve Türkiye’nin talebini reddetmesine ilişkin konuşan Doğan, şunları söyledi:

“Artık gecikmesin. Şu dakikalara kadar bize ulaşmış bir bilgi yok. Artık hukuksuzluk son bulsun istiyoruz. Çağrımızı hukuksuz şekilde Türkiye hapishanelerinde tutulanların tamamı için yapıyoruz. Barış ve demokrasi mücadelesi onun için mücadele edenlerin omzunda yükselir.

Bu bir intikam davası dedik. Bunun hukukla yargıyla izah edilebilecek herhangi bir tarafı yok dedik. Burada suç yok, makul şüphe yok. Hiçbir şey yok. Olmayan bir şey ne olabilir? Siyasi bir rövanş olabilir. Neticede bugün geldiğimiz noktada hem iç hukuk, hem dış hukuk, hem toplumsal kanaat neyi gösteriyor? Bizim söylediğimizin adeta bir teyidi çıktı ortaya.

Kaybedilen zaman, onlşarca insan, bu süede yaşananlar… Beklenen tek şey adaletin tesis edilmesi. Buna dair umudun büyütülmesi ve demokratik siyasete yapılan darbelerle yüzleşme. İşte bu yüzleşmeyi adaletle sağlayabiliriz. Kaybedilen bu zamanı nasıl onarabiliriz? Hukukun gereğini yerine getirerek. Türkiye’nin normalleşmesi ve toplumsal barışın tesisi de bu hukuka uymaktan geçer. Artık vicdanda bu davanın bir hükmünün kalmadığını, zaten olmadığını hep söyleye gelmiştik.”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un AİHM kararına ilişkin yaptığı açıklamalara tepki gösteren Doğan, şöyle konuştu:

“Bunu söylediği andan bu ana saatler, günler geçti. Tahliyeler için daha ne bekleniyor? Niye tahliye edilmiyor onlarca yıldır haksız, hukuksuz bir biçimde hapsedilenler. Ki bu konuda siyasi bir dava bahsediyoruz. Bu konuda siyasetçiler de o dönem tam karşısında yer alanlar da görüşlerini açıkladılar. Yani siyaseten de verilmesi gereken talimat verildi. Açık söyleyeceğiz, bunu gizlemeyeceğiz. Ne yazık ki bu ülkede yargı siyasi talimatlarla işliyor. Bugüne kadar böyle oldu. Bunca saat, bunca gün bir mahkeme kararının tebliği nasıl ulaşamıyor buraya.”