DEM Parti'li Temelli, İmralı ziyaretinin tarihini açıkladı
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, DEM Parti heyetinin bu hafta içerisinde “büyük ihtimalle” İmralı Adası’na gideceğini söyledi.
TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun Öcalan ile düzenli temas kurması gerektiğini belirtti.
Temelli, “Bu hafta içinde İmralı heyetimizin Ada’ya gitme olasılığı çok yüksektir ama günü henüz belli değil” dedi.
Sezai Temelli TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündemle ilgili açıklamalarda bulundu.
Üniversite öğrencilerinin barınma ve burs sorunlarına dikkat çeken Temelli, eğitim bütçesinin artırılması ve karşılıksız bursların yaygınlaştırılması gerektiğini belirtti. “Bu yoksulluk koşullarında öğrenci olmak gerçekten zor” diyen Temelli, bütçe planlaması çağrısında bulundu.
Malazgirt Zaferi’nin yıldönümü ile ilgili konuşan Temelli, “Evet, Malazgirt bir kardeşlik kapısıdır ama bu kapıdan bin yıla yakın bir zaman oldu geçileli, hâlâ bu kardeşliğin hukuku, hukuk kültürü, hukuk anlayışı hayata geçmiş değil” ifadelerini kullanarak, eşit yurttaşlık ilkesine vurgu yaptı.
Kürt halkının tarih boyunca büyük baskılara maruz kaldığını söyleyen Temelli, “Tüm Kürt düşmanlığına, tüm saldırılara, zulme rağmen bu duygusallık hala ayaktadır. Bu ülkede 25 milyon Kürt yaşamaktadır. Kürt ve Türk evliliklerinde aile sayısı 5 milyonu geçmiştir” şeklinde konuştu.
Malazgirt’in bir sembol olarak barış ve birlikte yaşama iradesini temsil ettiğini kaydeden Temelli, bu sembolün artık somut adımlarla desteklenmesi gerektiğini ifade etti. “Bu kardeşlik duygusu hâlâ ayakta ama bunun bir hukuku yok. Bu hukuk eşit yurttaşlık hukukudur. Şimdi öyle bir zamandan geçiyoruz ki tam da bunu hayata geçirecek fırsatları yakalamak üzereyiz” diyen Temelli, iktidarı ve Meclis’i bu yönde adım atmaya çağırdı.
Temelli, TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu ile ilgili şunları kaydetti:
“Burada bu hukuku var edebilecek bir olanak vardır. Güçlü bir müzakere masası vardır ama şekil şartlarını sağlamak yeterli değildir. Bunun muhtevasını güçlendirmek, içeriğini güçlendirmek ve bu yönde çalışmalar yapmak büyük önem arzetmektedir.
Şimdi tam zamanıdır. Komisyon meseleyi ciddiye almalıdır. Komisyon ne denli ciddi bir iş yaptığının artık farkına varmalıdır. Esas meseleye odaklanma zamanı gelmiştir. Evet çok önemli bir fonksiyonu vardır. Bunu hayata geçirebilmek için odaklanarak, atması gereken adımları atarak yol almak zorundadır. Oyalanmamalıdır. Evet heyetler geliyor. Geçen hafta da heyetler geldi. Bu hafta da heyetler gelecek.
Sayın Numan Kurtulmuş’un açıklamasını öğrendiğimiz üzere Eylül ayının ortasına kadar heyetleri dinlemeye devam edecek. Heyetlerin dinlenmesi önemlidir. Toplumun komisyona katılımı önemlidir. Hatta komisyon da çeşitli kesimlere gidip ulaşıp görüşleri, önerileri alması gerekir. Ama komisyonun esas işi bu değildir.
Bu bir alt komisyonla yapılabilirdi. Ya da farklı bir komisyonu hayata geçirerek bu süreç ilerletilebilirdi. Komisyonun esas yapması gereken iş bu dönemin ihtiyaç duyulan hukuki düzenlemelerini bir an önce hayata geçirecek olan taslakları hazırlamaktır. Bu taslakları hazırlamak için de özverili, özenli bir çalışmaya ihtiyaç var. Oysa ne yapıyor komisyon? Geçen hafta da gördük. Bu heyetleri dinleme süreciyle vakit kaybediyor diyebiliriz.”
DEM Partili Temelli, Barış Anneleri’nin Kürtçe konuşma taleplerinin reddedilmesini “meclis ayıbı” olarak niteledi ve bu anlayışın değişmesi gerektiğini vurguladı.
Temelli, Meclis’te kurulan komisyonun Kürt meselesinin demokratik çözümüne hizmet etmesi gerektiğini vurguladı. Temelli, bu meselenin yalnızca Türkiye’nin değil, aynı zamanda Orta Doğu’nun da barış meselesi olduğunu söyledi.
“Bu komisyonun en önemli işlevi nedir? Kürt meselesinin demokratik çözümüne olanak sağlayacak adımlar atmaktır çünkü bu mesele, Türkiye’nin demokratikleşme meselesidir, barış meselesidir, toplumsal barış meselesidir” ifadelerini kullandı.
Kürt meselesinin önemli bir boyutunun Kürtçe olduğunu belirten Temelli, “Kürt meselesi aynı zamanda bir Kürtçe meselesidir” diyerek, Kürtçe’ye yönelik ayrımcı ve dışlayıcı tutumların terk edilmesi gerektiğini söyledi. Nefret söylemine karşı çağrıda bulunan Temelli, samimi ve eşitlikçi bir yaklaşımın zorunlu olduğunu vurguladı.
Komisyonun etkili olabilmesi için Abdullah Öcalan ile düzenli temas kurulması gerektiğini savunan Temelli, bu görüşmelerin yalnızca bir kez değil, sürekli biçimde gerçekleştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Temelli, “Bu konu önemli bir konudur çünkü meselenin asli muhatabı Sayın Öcalan’dır. Meseleyi ortaya koyan, çözüm yollarını gösteren ve bu komisyonun kurulmasının temel nedeni de budur. Öcalan’la görüşmeyen bir komisyonun yol alması mümkün olamaz. O yüzden bir an önce bu görüşmenin gerçeklemesi gerekiyor” dedi.
Temelli, böyle bir görüşmenin sadece komisyon çalışmalarını değil, geniş toplumsal ve siyasi sorunların çözümüne de kapı aralayacağını ifade etti.
Gazze’deki insanlık dramına da değinen Temelli, “İnsani koridor açılmalı, çözüm için somut adımlar atılmalı” dedi. Temelli, kayyum atamalarını da eleştirerek, “Kayyum rejimi ülkenin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engeldir. CHP’li belediyelere yapılan operasyonların altını çizdik. Bir barış süreci ancak böyle sabote edilebilir. Buna son verin, sabote etmeyin” şeklinde konuştu.
Ekonomiyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Temelli, Kur Korumalı Mevduat sisteminin maliyetinin 60 milyar dolar olduğunu belirtti ve bu yükün yoksullardan alınarak servet sahiplerine aktarıldığını savundu. Vergi adaletsizliğine dikkat çeken Temelli, “Gelir vergisi yüzde 95 artarken, kurumlar vergisi yalnızca yüzde 14 arttı” dedi. Toplu sözleşme sürecine değinen Temelli, hakem heyetinin tarafsız olmadığı görüşünü dile getirdi.
Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Temelli, “Bu hafta içinde İmralı heyetimizin Ada’ya gitme olasılığı çok yüksektir ama günü henüz belli değil” dedi. Temelli, heyetin süreçle ilgili gelişmeleri Öcalan’a aktaracağını kaydetti.
2025 yılı için 22 bin 104 lira olarak belirlenen net asgari ücret, açlık sınırının yüzde…
Suriye, İsrail’in Beyt Cinn bölgesinde düzenlediği askeri operasyonu 'tehlikeli bir tırmanış' olarak nitelendirerek şiddetle kınadı.…
Kanal İstanbul projesi hız kazanırken, Arnavutköy’deki tarım arazileri bir bir satışa çıkarılıyor. Şeyha Moza’nın aldığı…
BM’nin “terörist” listesinde yer alan HTŞ lideri Ebu Muhammed Colani’nin eylülde Genel Kurul’da konuşacağı yapacağı…
Filistin Gazeteciler Sendikası, İsrail'in Filistin basınını ortadan kaldırılması gereken stratejik bir tehlike olarak gördüğünü belirtti.
Suriye’deki HTŞ yönetiminin Süveyda'daki katliamları sonrası 30 Dürzi grubun birleşerek "Ulusal Muhafızlar" ordusunu kurdukları duyuruldu.