Dilek İmamoğlu’ndan Bahçeli'ye “Silivri-İmralı” tepkisi
19 Mart operasyonlarının ardından mağdur yakınları tarafından kurulan Aile Dayanışma Ağı (ADA), 15. buluşmasını, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in çevrimiçi katılımıyla, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Saraçhane’deki ana yerleşkesi önündeki alanda gerçekleştirdi.
Buluşma; CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya, CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İBB Başkanvekili Nuri Aslan ve 250 gündür Silivri’de tutuklu bulunan İBB Başkanı, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun eşi ve sivil toplum gönüllüsü Dr. Dilek Kaya İmamoğlu ile birlikte kalabalık bir vatandaş topluluğunun katılımıyla gerçekleştirildi.
Türkiye’nin 81 ilinden binlerce kadınının, Silivri tutuklularına atfen “kırkyama” tekniğiyle oluşturduğu, üzerinde “Önce Adalet, Önce Hürriyet” yazılı Türkiye haritasının, CHP’li milletvekilleri tarafından İBB binasına asıldığı buluşmaya çevrimiçi bağlanan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, şunları söyledi:
“‘Önce Adalet, Önce Hürriyet’ çalışması, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Saraçhane’deki binasına asılmış. 81 ilde kadın kollarımızın, 81 ilde adalet isteyen ve arkadaşlarımız için hürriyet isteyen, kadınların emekleriyle yaptıkları ve özenle bir araya getirilen bu çalışmanın, Saraçhane’deki sembol binaya asılması çok kıymetli. Bütün darbelerin bir hedefi var. Siyasi hedefleri ve mekansal hedefleri oluyor. 19 Mart darbesinin siyasi hedefi, Türkiye Cumhuriyeti’nin bundan sonraki cumhurbaşkanına ve bundan sonraki hükümetine, iktidarına darbe yapmaktı. Darbeciler bunu yaparken, kendilerine bazı sembolleri hedef alırlar. Genelde bu, askeri darbelerde Türkiye Büyük Millet Meclisi olur. 19 Mart sabahı, İl Başkanımız Özgür Çelik’e telefonda bunun bir darbe olduğunu söylediğimde ve ‘Her darbenin hedefleri arasında sembol binalar olur,’ dediğimde, yaptığımız değerlendirmede bunun Saraçhane’deki tarihi İstanbul Büyükşehir Belediye binası olduğunu konuşmuş ve o binayı savunmanın demokrasiyi savunmak, o binayı savunmanın arkadaşlarımızı savunmak olduğunu söylemiştik.
Ben orada 7 gün 7 gece geçirdim. 19-26 Mart arası, sizin bulunduğunuz o meydanda, dünya siyasi tarihinde ilk kez, 7 gün üst üste aynı gece, aynı saatte ve artan kalabalıklarla, en son milyonları bulan mitingler yaptık. Aynı otobüs, aynı konuşmacı… Ve hedefimiz, İstanbul’un iradesini yargı darbesine bırakmamaktı. Sonuçta 7 gün sonra, Sayın Nuri Aslan’ın, kendisi de bir belediye meclis üyesi olarak seçilmiş bir Cumhuriyet Halk Partili Nuri Arslan’ın, Belediye Başkanvekili seçilmesiyle, darbenin mekansal hedeften püskürtülmesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmasının önüne geçilmesi sağlandı. İstanbul’un seçilmiş Belediye Başkanı, şu an tutsak ve bir mücadele veriyor. Kendi hürriyetinden mahrum. Ama adalet için bir mücadelenin önderliğini yapıyor. Siz de bu sembol binaya 81 ilden atan kalplerin ve 81 ilden göz nurunun aktığı bir ‘patchwork’ (yama) çalışmasını, şu anda o binaya asarak, çok anlamlı bir şey yaptınız.
Büyükşehir Belediye Başkanvekilimizden, şu anda binada asılan o çalışmayı, onların da rızasıyla İstanbul İl Başkanımızdan, cuma günü başlayacağımız ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin parti programının da değişeceği, iktidar yürüyüşünün somutlaşacağı, iktidara yürüyeceğimiz kadroların, partiyi bu sırada yönetecek kadroların şekilleneceği kurultayımıza bu çalışmanın getirilmesi çok anlamlı olur. İstanbul Büyükşehir binasına bu güzel mesaj verildi. Şimdi biz bunu bir siyasi mesaja evriltmek, bunu parti olarak sahiplenmek, mücadelenin bayrağını, mücadelenin kurultayına taşımak isteriz. Kadın Kollarımız ve İstanbul İl Başkanlığımızın bunu sağlaması durumunda, biz, bütün Türkiye’ye canlı yayınlanacak kurultayımızda, şu anda İBB binasını süsleyen bu emek emek çalışılmış ve mesajı da çok değerli, kendisine verilen emeğin de çok değerli olduğu bu çalışmayı görmek isteriz. Eğer uygun görülürse, büyük bir memnuniyetle biz bu çalışmayı Ankara’ya bekliyoruz.”
Dr. Dilek Kaya İmamoğlu da “Tam 250 gündür büyük bir kararlılıkla, azimle ve her geçen gün daha da büyüyen bir kalabalıkla mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu buluşma, toplum vicdanının ve adalet arayışının sesi ve simgesidir. Türkiye’nin dört yanından; eşitsizliğe, adaletsizliğe, zulme karşı bir haykırıştır. Burada olan ve mücadelemize sesiyle, duruşuyla güç katan herkese teşekkür ediyorum. Bizim taleplerimiz çok açık ve haklı taleplerdir. Demokrasinin gereği olan taleplerdir. Biz ayrıcalık istemiyoruz, bir hukuk devletinde olması gerekenleri istiyoruz. Bir; masumiyet karinesi ihlal edilmesin. İki; tutuksuz yargılama esas alınsın. Üç; adil ve şeffaf yargılama yapılsın istiyoruz.” dedi. Dilek İmamoğlu şöyle devam etti:
“Dün iddianame mahkeme tarafından kabul edildi. Bundan sonraki süreçte artık hukukun ve adaletin işlemesini bekliyoruz. Her şey milletin gözü önünde olsun, mahkeme TRT’den canlı yayınlansın istiyoruz. Ama aynı zamanda 86 milyonun vergileriyle yayın yapan kamu yayıncısı TRT, anayasal tarafsızlık yükümlülüğüne uygun yayın yapmalı; 15.5 milyonun oylarıyla belirlenmiş cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun ve çalışma arkadaşlarının lekelenmeme hakkını ihlal etmeyi derhal durdurmalıdır. Ve masumiyet karinesine saygı göstermelidir. Tüm bunlar adil, demokratik ve huzurlu bir Türkiye’de olması gereken isteklerdir.
Geçtiğimiz günlerde bir siyasi büyüğümüz, Silivri’ye gitmekle İmralı’ya gitmek arasında bir fark olmadığını belirten açıklama yaptı. Bu ülkede yaşayan bir vatandaş ve de Ekrem İmamoğlu’nun eşi olarak bu sözleri duyduğumda inanamadım, anlamakta çok zorlandım ve çok üzüldüm. Tekrar tekrar okudum, şok geçirdim. Duyduğum bu sözlere inanmak istemedim. 8 aydır yaşadığımız haksız ve hukuksuz süreçten sonra bu çok ağır geldi bana ve aileme… Bu kadarı da artık çok fazla… Yıllarını, emeğini, hayat mücadelesini bu ülkeye ve bu millete adamış, bu adanmışlığın bedelini ödemekte olan Ekrem İmamoğlu’nun ve dolayısıyla ailesi olarak bizlerin böylesi bir karşılaştırmanın muhatabı olmamızı büyük bir şaşkınlık içinde izledim.
Bu söz üzerine Sayın Bahçeli’ye izniyle şu soruları yöneltmek isterim: Madem ki “Silivri’ye gitmekle İmralı’ya gitmek arasında bir fark yoktur”, o halde neden eşime ve yüzlerce çalışma arkadaşına yapılan bu haksızlığı ve hukuksuzluğu yerinde görmek için kendi partinizden temsilcilerin de olduğu bir heyeti Silivri’ye göndermeyi hiç düşünmediniz? Burada yaşanan haksızlıklara ve hukuksuzluklara karşı neden hep beraber ortak bir duruş sergileyemedik? Bu soruları, böylesi bir kıyaslamaya rağmen bir sitem eşiğinde değil; aksine dayanışmanın ve adalet arayışının güçlenmesi adına içten bir çağrı olarak dile getiriyorum. Mahkemenin TRT’den canlı yayınlanması yönündeki konuşmanız ve verilen destek bizim için çok kıymetli ve anlamlıdır. Öyleyse buyurun, adil ve şeffaf yargılamayı, demokratik hukuk düzenini, hukuk devletinin gereği tutuksuz yargılamayı ve en temel adalet ilkelerini de omuz omuza savunalım. Eğer bu ülkede gerçek bir barış, güçlü bir demokrasi, toplumsal huzur ve samimi bir kardeşlik atmosferi isteniyorsa, bunun yolu tam da buradan, herkes için her yerde önce adaletten geçmektedir. Bizim tek dileğimiz, adaletin bir an evvel tecelli etmesidir. Herkesi bu haksız ve hukuksuz sürece karşı birlikte ses yükseltmeye davet ediyoruz.
19 Mart’tan bu yana yaşanan adaletsizlikler tüm Türkiye’de büyük bir duygusal kırılma yarattı. Kadınlar bu süreçte dayanışmanın ve umudun taşıyıcısı oldular. Her şehirden kadınların sesini, emeğini, adalet ve demokrasi talebini görünür kılma hedefiyle, biraz önce hep birlikte sürecini izlediğimiz Kırkyama projesine başladık. İlk adımı İstanbul’da, İstanbul’un dört bir yanından gelen kadınlarla attık. Ardından Ankara ve diğer tüm illerde kadınlar bir araya gelerek kendi şehirlerinin parçalarını yaptı. 81 ilde parçalar, büyük bir sabır ve özenle işlendi. Her ilin kendi simgesini, rengini, kültürel dokusunu taşıyan parçalar İstanbul’da bir araya getirildi. Emek emek işlenmiş ortak bir eser ortaya çıktı. Şimdi bu eser herkesin kendi rengiyle var olduğu, bir arada ve huzur içinde yaşadığı Türkiye hayalimizin simgesi olarak Saraçhane’de yükselecek. Bu projenin ve eserin ortaya koyulması için emek veren herkese, 81 ilden kadınlara teşekkür ediyorum. Hayalini kurduğumuz Türkiye’ye çok yakında ulaşacağımıza tüm kalbimle inanıyorum. O güne kadar, yılmadan, korkmadan hep birlikte haykırmaya devam edeceğiz: ‘Önce adalet, önce hürriyet’”
Koop-İş Sendikası ile Swatch Group arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı. Sözleşmeyle 2026 yılı itibarıyla haftalık…
İmralı'da Abdullah Öcalan ile görüşen, önce "Gitmedim" sonra "Gittim" diyen AKP Milletvekili Hüseyin Yayman, AKP'li…
YouTube kanalındaki eleştirileri nedeniyle tutuklanan gazeteci Fatih Altaylı, ikinci kez hakim karşısına çıktı, duruşmada karar…
Gazze Şeridi’nde etkili olan şiddetli yağışlar ve alçak basınç dalgası, yerinden edilen Filistinlilerin yaşadığı kamplarda…
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ABD'nin tehditlerine dikkat çekerek, "Venezuela'nın zaferi için, emperyalizmin tehdit ve…
Tutuklu Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, sabah saat 07.00'de acil olarak Antalya Şehir Hastanesi'ne…