DİSK Genel Merkezi'nin Ankara'ya taşınma kararına 11 sendikadan tepki: Tarihsel ağırlığı büyük olur
DİSK Genel Merkezi'nin Ankara'ya taşınmasına 11 sendika tepki gösterdi. Sendikalardan yapılan açıklamada "tüzüksel, tarihsel ve sınıfsal bir çelişki’ olarak nitelendirildi.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) genel merkezinin İstanbul’dan Ankara’ya taşınmasına karşı DİSK’e bağlı 11 sendika ortak bir bildiri yayınladı. Bildiride genel merkezin Ankara’ya taşınması ‘tüzüksel, tarihsel ve sınıfsal bir çelişki’ olarak nitelendirildi.
BirGün’de yer alan habere göre bildiriye şu sendikalar imza attı: Birleşik Metal İşçileri Sendikası (Birleşik Metal-İş), Türkiye Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası (Basın-İş), Birleşik Tarım Orman İşçileri Sendikası (BTO-Sen), Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol İşçileri Sendikası (Dev Yapı-İş), Elektrik Gaz Su ve Baraj Çalışanları Sendikası (Enerji-Sen), Güvenlik-Sen, Gemi Yapımı ve Deniz Taşımacılığı, Ardiyecilik ve Antrepoculuk İşçileri Sendikası (Limter-İş), Türkiye Devrimci Kara, Hava, Demiryolu İşçileri Sendikası (Nakliyat-İş), Sinema Emekçileri Sendikası (Sine-Sen), Türkiye Sosyal Sigortalar, Eğitim, Büro, Ticaret, Kooperatif ve Güzel Sanatlar İşçileri Sendikası (Sosyal-İş), Tüm Kağıt ve Selüloz Sanayii İşçileri Sendikası (Tümka-İş).
“Sadece taşınma değil, bu bir yön değişimi” başlıklı açıklamada şu ifadeler yer aldı: “DİSK’in kuruluşu, Türkiye işçi sınıfı tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir. 13 Şubat 1967’de sermayeye, devlet yanlısı güdümlü sendikacılığa ve bürokratik yozlaşmaya karşı tabandan gelen bir irade ile İstanbul’da kurulmuştur DİSK. Bu karar, “DİSK’in Kuruluş Bildirisi”nde de ifade edildiği gibi, Türk-İş’in sınıf uzlaşmacı çizgisine karşı işçi sınıfının kendi bağımsız örgütünü yaratma iradesidir. İstanbul tercihi, bu tarihsel kopuşun önemli bir simgesidir. Çünkü DİSK, mücadeleci bir örgütlenme modeli olduğu kadar, aynı zamanda emek coğrafyasının da tavizsiz sınıfsal mücadelesinin bir ifadesi ve onun vücut bulmuş halidir. İstanbul ise, sanayinin, emeğin, grevlerin, direnişlerin ve üretim ilişkilerinde işçi sınıfını yok sayan egemen ideolojiye karşı koyuşun merkezidir.”
BÜROKRASİYE YANAŞMA SINIFTAN UZAKLAŞMAKTIR”
“Kurulduğu günden bu yana DİSK’in kalbi İstanbul’da atmıştır” ifadeleriyle devam eden açıklamada İstanbul’un kentsel hafızasının aynı zamanda işçi sınıfı mücadelesinin de belliği olduğu kaydedildi. 15-16 Haziran, Saraçhane, Kavel, Paşabahçe, Derby gibi işçi sınıfının tarihsel direnişlerinin hatırlatıldığı açıklamada aynı zamanda Taksim Meydanı’nın 1 Mayıs İşçi Sınıfının Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü’nün esas meydanı olduğu hatırlatıldı. Ülkedeki işçi sınıfı mücadelesinin Marmara Bölgesi’nde yükseldiği ifade edilen açıklamada ‘Ankara bürokrasisine yaklaşmak sınıftan uzaklaşmaktır’ denildi. Bu bağlamda genel merkezin İstanbul’dan taşınmasının konfederasyonun tarihsel köklerinden koparıldığı anlamına geldiği ifade edildi.
İlgili kararın 2020 yılında yapılan 16’ncı Genel Kurul’da alındığını ancak aradan geçen zamanda DİSK yönetiminin yarıya yakınının değiştiği aktarılan açıklama şöyle devam etti: “Yönetim Kurulu’nun bu tutumu sadece hukuka ve usule değil, sendikal demokrasinin ruhuna da aykırıdır. DİSK’in kendi iç işleyişinde dahi meşruiyet sorunları barındıran bir kararın, tarihsel ağırlığı bu denli büyük bir adımı gerekçelendirmesi mümkün değildir.”
Açıklamada DİSK üyesi 22 sendikanın büyük çoğunluğunun hâlâ İstanbul merkezli olduğu hatırlatılarak “DİSK Yönetim Kurulu’nu bu tarihsel hatayı görmeye, DİSK Genel Merkezi’nin Ankara’ya taşınması kararından vazgeçmeye çağırıyoruz” denildi.