Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak: Zorunlu eğitim 12 yıl olmak zorunda

Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, MEB’in zorunlu eğitimi kısaltmaya yönelik hazırlığına tepki gösterdi. Irmak, “Bu düzenleme çocukları erken yaşta çalışmaya ve eğitim dışına itmeye yol açar. Herkesin eşit eğitim hakkını sağlamak devletin asli görevidir. Zorunlu eğitim 12 yıl olmak zorunda” dedi.

Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak: Zorunlu eğitim 12 yıl olmak zorunda

Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), zorunlu eğitim süresinin kısaltılmasına yönelik çalışmasına ilişkin, “Herkesin eğitime erişim hakkının eşit bir şekilde sağlanması devletin asli görevidir. Zorunlu eğitim 12 yıl olmak zorunda. Çocukların kamusal eğitim hakkının korunması gerekiyor. Biz okul öncesi eğitim de dahil olmak üzere lisenin sonuna kadar zorunlu eğitim kapsamında eğitimin olması gerektiğine inanıyoruz” dedi.

MEB’in, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında yeni dönemde lise süresinin kısaltılması, LGS’de sosyal faaliyetlere ek puan verilmesi ve ilkokula başlama yaşının standart hale getirilmesi için çalışma yürüttüğü basına yansıdı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in konuyla ilgili yeni çalışmaları ilk kabine toplantısında sunması bekleniyor.

Mevcut sistemde 4 yıl olan zorunlu lise eğitiminin, yeni modelde 2 ya da 3 yıl ile sınırlandırılması planlanırken, yeni eğitim öğretim düzenlemelerine ilişkin sendikaların eleştirileri ise sürüyor. Eğitim Sen Genel Başkanı Irmak, çalışmaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Eğitim süresinin kısaltılmasıyla ilgili MEB’in bir süredir çalışma yürüttüğünü hatırlatan Irmak, “Zorunlu eğitim süresinin yansımaları adı altında bir çalıştay yapılmıştı. Oradan bir sonuç raporu yayınladılar ve bu sonuç raporunda da bugün Milli Eğitim Bakanı’nın ifade ettiği şeyler ifade edildi. Ama burada çarpıcı, bizim açımızdan kabul edilemez bakanlığın iki temel açıklaması var” dedi.

“LİSE ÇAĞINDA EĞİTİM ALANININ DIŞINA ATILMASI DEMEKTİR”

Çeşitli sivil toplum kuruluşları ve vakıfların, eğitim süresinin 12 yıl olması karşısında lise çağındaki çocukların “hayata geç atıldığı ve aile kurmakta geciktiği” yönündeki eleştirilerini de hatırlatan Irmak, şunları söyledi:

“Biz buradan şunu anlıyoruz; lise çağındaki çocuklar bir an önce çalışmaya başlasınlar, çocuk yaştayken ve çocuk yaştayken evlilik yapsınlar. Ama bunun ötesinde de bir şey var. Elimizde veriler var. Bununla ilgili de yakın zamanda bir çalışma, bir basın toplantısı gerçekleştireceğiz. OECD ülkeleri arasında ortalama zorunlu eğitim çağı 11, 12, 13, 14 yıl olan da var. Bunların içinde okul öncesi de var. Bizim açımızdan bu, çocukların lise çağında eğitim alanının dışına atılması anlamına geliyor.”

“HERKESİN EĞİTİME ERİŞİM HAKKININ EŞİT ŞEKİLDE SAĞLANMASI DEVLETİN ASLİ GÖREVİDİR”

Eğitim süresinin düşürülmesinin, kamusal eğitim gereği çocuklara verilmesi gereken zorunlu eğitimden devletin kaçınması anlamına geldiğini söyleyen Irmak, “Bu yükü biraz üzerlerinden atmak istiyorlar” diye konuştu. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin maddelerini hatırlatan Irmak, çocukların eğitim hakkının devlet tarafından karşılanmaması durumunda sözleşme maddelerinin yükümlülüğünün yerine getirilmeyeceğini sözlerine ekledi. Irmak, “Herkesin eğitime erişim hakkının eşit bir şekilde sağlanması devletin asli görevidir” dedi.

“BÖLGESEL FARKLILIKTAN DOLAYI ÇOCUKLAR OKUYAMAYACAK”

Zorunlu eğitim süresinin kısaltılması karşısında öğrencilerin yaşayacağı olumsuzluklara da değinen Irmak, şöyle konuştu:

“Parası olanlar sonuna kadar hem lise çağında hem zorunlu eğitim çağında hem üniversite çağında eğitim hakkından faydalanacak ama yoksul çocuklar, yoksulluktan kaynaklı, bölgesel farklılıktan kaynaklı, sınıfsal farklılıktan kaynaklı okuyamamış olacaklar. Aileler diyecek ki ‘Git bize, ailemize bütçeye katkı sağla’. Çocuk gidip çalışmak zorunda kalacak. Devlet bütün bu olumsuzlukların karşısında tam tersi bir tedbir almak zorunda. Zorunlu eğitim çağında bu çocukları tutmak zorunda. 12 yıl olmak zorunda. Bu çocukların kamusal eğitim hakkının da bu şekilde korunması gerekiyor. Biz meseleye böyle yaklaşıyoruz.”

Irmak, ilkokula kayıt yaşının tartışmalara açılmasına ilişkin ise sözlerine şu şekilde devam etti:

“4+4+4 süreci ile birlikte 60 aya kadar indirdi. Sonra 66 ay dendi. Daha sonra ‘Rapor alması halinde okullara kayıt olunur’ dendi. Oysa pedagojik açıdan nettir. 7 yaşındaki çocuk ancak ilkokul çağında okula başlayabilir. Onun dışında çocuğu okula zorlamak, zorunlu eğitim çağındaki ilkokula zorlamak, onda çok çeşitli travmalara yol açabiliyor. Biz okul öncesi eğitim de dahil olmak üzere lisenin sonuna kadar zorunlu eğitim kapsamında eğitimin olması gerektiğine inanıyoruz.”