Eğitimcilerden Turgut Özal Anadolu Lisesi’ndeki gerici dayatmaya tepki
HABER MERKEZİ
Düzce’de bulunan Turgut Özal Anadolu Lisesi’nin yayınladığı, kız ve erkek öğrencilere yönelik ayrımcı ifadeler ve kurallar içeren 18 maddelik kurallar listesine kamuoyunda tepkiler sürüyor.
Ortaya çıkan belgede yer alan maddeler arasında, kız ve erkek öğrencilerin kantinde ayrı sıraya girmesi, kız öğrencilerin servis araçlarının ön koltuğuna oturmalarının yasaklanması, öğrencilerin birbirleriyle arkadaşlıklarının kısıtlanması ve WhatsApp gruplarının kurulmasının yasaklanması gibi hükümler bulunuyor.
Düzce Valiliği’nin soruşturma başlattığı ‘kurallar’ hakkında Yurtsever’e konuşan Eğitim-İş Genel Özlük-Hukuk ve TİS Sekreteri Yeliz Toy ve Laiklik Meclisi Sözcülerinden Özkan Rona, duruma tepki gösterdi.
Yeliz Toy, yaptığı açıklamada “Düzce Turgut Özal Anadolu Lisesi Müdürü hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti.
“Cinsiyetçi, ayrımcı tutumu ile kız öğrencileri aşağılayan, tüm öğrencileri potansiyel suçlu gibi gören ve arkadaşlık ilişkilerini kendince sınırlayan bu müdür, yasa ve yönetmeliklere açıkça aykırı işlem yapmıştır” diye konuşan Toy “Çağ dışı fikirleriyle okul yönetmeye kalkan bu kişi aynı zamanda yine yönetmeliklerle belirlenmiş okul yönetim görevini kötüye kullanmıştır” ifadelerini kullandı.
Eğitim-İş Genel Özlük-Hukuk ve TİS Sekreteri Yeliz Toy’un yaptığı açıklamadan öne çıkan başlıklar şu şekilde:
Düzce Turgut Özal Anadolu Lisesi Müdürü hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz.
Okula başlayacak öğrencilere 18 maddelik okul kuralları adı altında bir yazı imzalatan müdür, açık bir ayrımcılık suçu işlemektedir. Kız öğrencilerin serviste ön koltuğa oturmasını, arkadaşlarıyla şakalaşmasını, üst sınıflarla iletişimini yasaklayan okul müdürü aynı zamanda kız ve erkek öğrencilerin kantinde ayrı sıraya girmelerini istemektedir.
Cinsiyetçi, ayrımcı tutumu ile kız öğrencileri aşağılayan, tüm öğrencileri potansiyel suçlu gibi gören ve arkadaşlık ilişkilerini kendince sınırlayan bu müdür, yasa ve yönetmeliklere açıkça aykırı işlem yapmıştır.
Çağ dışı fikirleriyle okul yönetmeye kalkan bu kişi aynı zamanda yine yönetmeliklerle belirlenmiş okul yönetim görevini kötüye kullanmıştır.
Okul Servis Araçları Yönetmeliği ortadadır. Herhangi bir öğrencinin serviste nereye oturacağına karar verecek yetkisi bulunmamaktadır. Yine öğrencilerin kılık kıyafetlerine yönelik yönetmelik yürürlüktedir. Okul müdürü adı altında keyfi uygulamalar yapılamaz. Aynı zamanda okullar, kıyafet satamaz. Birinci maddede belirtilen “okul kıyafetlerinin Okul Aile Birliği’nden tedarik edileceği” ifadesi açık bir suçtur.
Pedagojik olarak tam bir cehalet içinde olan okul müdürü, yasa ve yönetmeliklere karşı açık bir suç işlediği gibi gerici fikirleriyle de istediği gibi okul yöneteceğini sanacak kadar liyakatten yoksundur.
Ayrımcılık suçtur. Ve kız öğrencilere yönelik bu gerici tavırla ilgili hem suç duyurusunda bulunacak hem de idari başvuru yapacağız.
Her ne kadar gerici iktidar bloğundan güç ve cesaret alıyorlarsa da, laik Türkiye Cumhuriyeti’ni koruyacak yurttaşlar, öğrencilerin üstün yararını savunacak eğitimciler, bilimsel-çağdaş eğitim mücadelesini yürütecek örgütler tükenmemiştir.
Tükenmeyecektir!
Laiklik Meclisi Sözcülerinden Özkan Rona da yaptığı açıklamayla Düzce’de ortaya çıkan skandala tepki gösterdi.
Rona, ‘kurallar listesi’ adı altındaki maddelerin Anayasa’nın laiklik ilkesine, eğitimde fırsat eşitliğine ve çocuk haklarına açıkça aykırı olduğunu belirtti.
Laikliğin, sadece din ve devlet işlerini birbirinden ayrılması olmadığını, “aynı zamanda eğitim kurumlarının bilimsel, özgür ve eşitlikçi bir anlayışla yönetilmesi” anlamına geldiğini vurgulayan Özkan Rona, “Okul yönetimlerinin “öğrencileri koruma” gerekçesiyle dahi olsa, bu hakları sınırlaması kabul edilemez” diye konuştu.
Laiklik Meclisi Sözcülerinden Özkan Rona’nın açıklamasından öne çıkanlar şu şekilde:
Düzce Turgut Özal Anadolu Lisesi’nde öğrencilere ve velilere iletilen “kurallar listesi” adı altındaki ayrımcı ve cinsiyetçi maddeler, Anayasa’nın laiklik ilkesine, eğitimde fırsat eşitliğine ve çocuk haklarına açıkça aykırıdır.
Söz konusu listedeki; kız öğrencilerin serviste ön koltuğa oturmasının yasaklanması, kantin sırasında kız ve erkek öğrencilerin ayrı tutulması, “kuzenim, kankim” gibi ifadelerle dahi kız-erkek yakınlığının engellenmesi ve beden eğitimi derslerinde tayt giymenin yasaklanması gibi maddeler, öğrencilerin cinsiyet temelli ayrımcılığa maruz bırakılması anlamına gelmektedir.
Anayasa’nın 2. maddesi Türkiye Cumhuriyeti’ni laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlar. Laiklik, yalnızca din ve devlet işlerinin ayrılması değil; aynı zamanda eğitim kurumlarının bilimsel, özgür ve eşitlikçi bir anlayışla yönetilmesi demektir.
Milli Eğitim Temel Kanunu ise eğitimde fırsat eşitliğini güvence altına alır. Cinsiyet temelli farklı uygulamalar, bu ilkeye aykırıdır.
Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocukların eğitim hakkını, ayrımcılığa uğramama hakkını ve onurunun korunmasını garanti eder. Okul yönetimlerinin “öğrencileri koruma” gerekçesiyle dahi olsa, bu hakları sınırlaması kabul edilemez.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul yöneticilerini mülakat yoluyla belirlemesinin altındaki temel gerekçe taliban kafalı bu okul yöneticilerinin seçilmesini kolaylaştırmaktır.
Eğitim, hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm çocukların hakkıdır. Laik ve bilimsel eğitim, demokratik toplumun teminatıdır. Laiklik Meclisi olarak bu hakkı sınırlayan tüm gerici uygulamaların karşısında olmaya devam edeceğiz.
Bu haber en son değiştirildi 25 Ağustos 2025 16:32 16:32
2025 yılı için 22 bin 104 lira olarak belirlenen net asgari ücret, açlık sınırının yüzde…
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "Bu hafta içinde İmralı heyetimizin Ada’ya gitme olasılığı çok…
Suriye, İsrail’in Beyt Cinn bölgesinde düzenlediği askeri operasyonu 'tehlikeli bir tırmanış' olarak nitelendirerek şiddetle kınadı.…
Kanal İstanbul projesi hız kazanırken, Arnavutköy’deki tarım arazileri bir bir satışa çıkarılıyor. Şeyha Moza’nın aldığı…
BM’nin “terörist” listesinde yer alan HTŞ lideri Ebu Muhammed Colani’nin eylülde Genel Kurul’da konuşacağı yapacağı…
Filistin Gazeteciler Sendikası, İsrail'in Filistin basınını ortadan kaldırılması gereken stratejik bir tehlike olarak gördüğünü belirtti.