Ekolojik toplumsallaşma
Bilimsel kanıtları yok sayıp dünyayı öznel yargılarla algılayan insanlar gerçeklerden kopuk yaşıyor. Tıpkı iklim inkârcıları gibi. Trump da iklim krizinin yalan olduğunu söylüyor ama onun derdi başka. Atmosfere salınan karbonun büyük oranda kapitalist üretim ve tüketim süreçlerinden kaynaklandığını kabul etmek işine gelmiyor. Sermaye güçlerinin tavrını anlıyoruz da ay sonunu getirmekte zorlanan insanlar dünyanın sonunu getirecek iklim kriziyle neden yeterince ilgilenmiyor acaba?
Fransa’da emekçilerin katıldığı bir araştırmanın sonuçlarına göre ekolojik sorunlara ilişkin kapsayıcı politikalar geliştirmeyen yönetici elitlere tepki duyulduğu saptanmış. Anketi yanıtlayanlar ekolojik sorunlara duyarsız olmadıklarını, özellikle maliyeti yüksek çözümlerin dayatılmasına karşı çıktıklarını söylüyor (1). Buradan hareketle emekçi kesimin ekolojik çözümün bir parçası olduğu kapsayıcı politikalara gereksinim duyulduğu anlaşılıyor.
Ekoloji sorunsalını niş pazarlama fırsatı olarak gören şirketler satın alma gücü yüksek tüketicileri hedefliyor. Çevre ve tüketici dostu olarak piyasaya sürülen ürünler pahalı olduğu için ekolojik duyarlılık üst gelir grubuna özgü bir nitelikmiş gibi algılanıyor. Örneğin Türkiye’de en ucuzu 1.4 milyon TL civarında olan elektrikli bir araç, 40 bin TL olarak hesaplanan ortalama maaşın otuz beş katı. Milyonlarca insan bırakın böyle bir aracı satın almayı, güvenli gıdaya erişebilecek alım gücüne bile sahip değil.
Dünya siyasetini güdümü altına almaya çalışan iklim inkârcısı Trump’a karşın insanlık ekolojik sorunlarla baş etmek zorunda. Sermaye iktidarlarından çevreye ve insana duyarlı olmalarını bekleyemeyiz. Dolayısıyla toplumsal gerçeklikle uyum içinde olan çeşitli ekolojik etkinlikler tasarlayarak antikapitalist mücadeleyi büyütmek gerekiyor. Bu bağlamda kolektif yaşamı kırsalda ve kentte sürdürülebilir kılmak önemli. Yurttaş girişimlerinin yanı sıra yerel yönetimlerin de destekleyeceği kapsayıcı etkinliklerle ekolojiye dair bilinç oluşturmak mümkün. Örneğin araç paylaşım sistemi, yerel gıda fonu, meyve ağacı dikimi, ortak mutfak ve atık yönetimi gibi ekolojik çözümler yaşama geçirilebilir.
Sermaye düzeni tarafından pervasızca kirletilen dünyamıza halk dayanışmasıyla sahip çıkmak naif bir çaba gibi görülmemeli. Yurttaşların kendi yaşam alanlarında kolektif sorumluluk üstlenmesi statükoyu değiştirmeye dönük büyük bir adım. Ekolojik toplumsallaşma hedefine ulaşmada aşağıdan yukarıya doğru örgütlenme hem sürdürülebilir hem de adil bir yöntem. Mahalle grupları, yerel girişimler, kooperatifler farklı konu başlıklarında örgütlenerek yerel yönetimleri çözüm süreçlerine dahil edebilir. İnsani gereksinimlerin onurlu biçimde karşılanabileceği bu yöntemle yurttaşlar daha özgür ve daha demokratik bir işleyişi deneyimlemiş olur.
Bu bağlamda ekolojik toplumsallaşmayı gerçekleştirmek için sosyal dayanışma ekonomisini yaygınlaştırmayı hedefleyen “Lelabo” isimli düşünce kuruluşunu anmadan geçmeyelim. Lelabo, Fransa başta olmak üzere diğer bazı Avrupa ülkelerinde halka açık seminerler, konferanslar düzenleyen; sosyoekolojik çözüm önerileri geliştiren bir sosyal tasarım laboratuvarı . Ekonomik paradigmayı değiştirmek için çalışan bu tür kuruluşlar antikapitalist siyaseti yüceltmek zorunda. Hedefe kapitalizmi aşmak değil de ehlileştirmek konulduğunda istenen sonucu elde etmek mümkün değil.
Sermaye sınıfı ekoloji sorunsalını artan yoksulluk, gelir eşitsizliği, sosyal adaletsizlik gibi olgularla ilişkilendirmiyor; tam tersine tüketim ekonomisinin yararına kullanıyor. Buna yanıt olarak yerelden evrensele uzanan ekolojik çözümlerle toplumsal dayanışma ekonomisini canlandırmak gerekiyor. Sonuçta üretim ve tüketim modelini dönüştürmeye yönelik atılan her adım antikapitalist siyasetin gelişimi açısından önemli bir kazanımdır.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci, “Emeklilik yaşı çok düşük” dedi. Emeklilik yaşıyla ilgili herhangi…
Eski AKP'li Hüseyin Kocabıyık, Erdoğan'ı ve AKP'yi eleştiren sözlerinden sonra gözaltına alındı.
Serdar Öktem cinayeti soruşturmasında gözaltı sayısının 13'e yükseldiği öğrenildi.
Yunus Emre Vakfı’nın Başkanı Abdurrahman Aliy’in, vakıftaki soygunu örtbas etmeye çalıştığı ortaya çıktı.
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “5 yıllık yetkisini kullanacağını” açıklamasına rağmen, AKP’li Şamil Tayyar’ın “2026 sonbaharında yeni…
Rüşvete aracılık suçlamasıyla tutuklanan avukat Rezan Epözdemir, sosyal medyadan dikkat çeken bir açıklama yaptı.