Erdoğan kürsüden İsmet İnönü ve Deniz Gezmiş'i hedef aldı
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan, konuşmasında, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in gündeme getirdiği “İmamoğlu tutuklanmadan önce ABD’den icazet alındı” iddialarına ilk kez yanıt verdi.
“Ülkemizdeki muhalefet hala eski Türkiye’de yaşadıklarını sanıyor” diyen Erdoğan, “Onlar hala Türkiye’nin icazetle iş gördüğünü zannediyor. Türkiye icazet alan değil icazeti aranan ülke konumuna gelmiştir” iddiasında bulundu.
Ticaret savaşlarının küresel bir etki uyandıracağını belirten Erdoğan, “Herkesi etkileyecek şiddetli bir kasırga geldiğini söylemek abartılı olmayacak” uyarısında bulundu.
Erdoğan, Türkiye’nin bu dönemi kolay atlatacağını sürdü ve şu ifadeleri kullandı:
“Düşük tarife uygulanan ülkeler olmamızla bu dönemi daha kolay atlatacağız. İş dünyamız müsterih olsun, vatandaşımız gönlünü ferah tutsun.”
CHP’nin boykot çağrılarını ve boykot yapan yurttaşları hedef alan Erdoğan, “Türkiye boykot çağrılarına prim vermedi. Boykotçular bizzat vatandaşımızdan boykot yedi. Türkiye ekonomisini batıracaklarını zannedenler bir kez daha avuçlarını yaladı. Muhalefetin tüm kumpaslarına rağmen Türkiye’yi büyütüyoruz” dedi.
Erdoğan, CHP kurultayına dair ise, “Kurultayla birlikte kavuk Sayın Özel’in başına geçmiş oldu. Oyunu yazan onlar, çalıp çırpan onlar, İstanbul’da Escobar düzeni kuran onlar. Şikayeti yapan onlar. Zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışanlar da onlar… Siz bizi gözüne far tutulunca donup kalan tavşan mı zannettiniz? Kendi iç tartışmalarınızın faturasını ne bize ne de millete ödetemezsiniz” yorumunu yaptı.
Tutuklu ve gözaltındaki gençler hakkında da konuşan Erdoğan, “tahliye” çağrıları üzerinden CHP’ye yüklendi, Deniz Gezmiş’i diline doladı:
“Şimdi çıkmışlar yok şu gözaltına alındı, yok bu tutuklandı, yok onu serbest bırakın. Başınıza ne geldiyse sizin kavuk sevdanız yüzünden geldi. Kendi meselenizi örtmek için sokakları ateşe veren sizsiniz. Gençleri öne sürüp belediye binalarına saklanan sizsiniz.
Bugün üzerinde tepindiğiniz Deniz Gezmiş’i sahaya süren siz değil misiniz? İdamını onaylayan siz değil misiniz? İdamını izleyen siz değil misiniz? İşinize her geldiğinde Deniz Gezmiş’i kullanan siz değil misiniz? Nazım Hikmet’e bakın, Sabahattin Ali’ye bakın, aynı riyakarlığı orada da görürsünüz. Şimdi de gençleri sokağa çağırıyor, küfrettiriyor, polise saldırtıyorsunuz, sonra utanmadan timsah gözyaşları döküyorsunuz. Bu ülkenin gençlerini size yedirtmeyeceğiz.”
CHP lideri Özgür Özel’in “cuntacı” ifadesine de, İsmet İnönü’yü hedef alarak yanıt veren Erdoğan, şöyle konuştu:
“CHP’nin ikinci genel başkanı malum, İsmet İnönü, koltuğu çok severdi. Koltuğunu 1972 yılında kaybedince bıraktı. Mecburiyeti sanki lütufmuş gibi milletin yüzüne vuruyorlar. 1950’de ilk şeffaf seçimle CHP iktidardan uzaklaştırıldı.
Her cuntanın taşlarını döşediler, darbecinin sırtını sıvazladır, alkışladılar. CHP genel başkanına kirli geçmişiyle yüzleşmesini öneriyorum. Sayın Özel sandıkta yoksunuz. Millet size destek vermiyor ve cuntacılardan medet umuyorsunuz. CHP demek cunta demektir. Cunta demek CHP demektir. CHP sadece yolsuzluğun değil aynı zamanda bu ülkede darbeciliğin de kitabını yazmıştır.”
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
* Bölgemizde ve dünyada yaşanan gelişmeler çok önemli bir değişimin merkezinde olduğumuzu gösteriyor. Soğuk Savaş’ın bitimiyle kökleşen küresel sistem temelden çatırdıyor. Neoliberal ekonomik ve siyasal düzenin yerine daha korumacı bir yapı yükseliyor. Sadece Asya’da, Avrupa’da, Amerika’da değil, devletler ekonomiyi ve toplumu güçlendirmeyi amaçlayan politikalar üretiyor. Uluslararası siyasetin neredeyse tüm aktörleri yeni arayışlara girdi. Ticaret savaşlarının küresel etki uyandıracağı anlaşılıyor. Herkesi etkileyecek şiddetli bir kasırganın geldiğini söylemek abartılı bir yaklaşım olmayacaktır.
* Sancılı olan bu süreci en iyi okuyan, en iyi yöneten, sahada ve masada en güçlü konumda olan ülkelerden biri Türkiye’dir. Geçmişte farklı sebeplerle küresel rekabette minder dışına itilen ülkemiz yeni dönemin kurucu aktörlerinden biri haline gelmektedir. Bunun işaretini şimdiden görmeye başladık. Türkiye’siz bir denklem kurulamayacağı, kurulsa dahi bunun yaşama şansının olmadığı çoğu zaman mecburen kabulleniliyor.
* Yeni Türkiye, güçlü Türkiye’dir, muteber ve muvaffak bir ülkedir ama ülkemizde ana muhalefet meseleyi idrak edememiştir. Türkiye’nin level atladığını, farklı ligde top koşturduğunu halen kavrayamadılar. Özellikle Batı ile münasebetler konusunda son 23 yılda nasıl bir paradigma değişikliği yaşandığını halen anlayamadılar.
* Kökleşen küresel sistem açıkçası temelden çatırdıyor. Korumacı bir yapının yükseldiğini görüyoruz. Hemen her yerde devletler toplumu ve ekonomiyi güçlendirmeyi amaçlayan politikalar üretiyor. Yeni mücadele dönemine hazırlık yapılıyor. Uluslararası siyasetin tüm aktörleri yeni arayışlara girdi. Ticaret savaşlarının bir etki uyandıracağı anlaşılıyor. Büyük küçük demeden herkesi etkileyecek şiddetin geldiğini söylemek abartılı olmayacaktır.
* Bu süreci en iyi yöneten ülkelerden biri Türkiye’dir. Geçmişte farklı sebeplerle minder dışına itilen ülkemiz yeni dönemin kurucu aktörlerinden biri haline geldi. Sözünün ağırlığı olan, dikkatle takip edilen ülke olarak her platformda Türkiye ismi daha sık ifade ediliyor. Türkiye ‘siz denklemin yaşama şansının olmadığı kabulleniliyor. Türkiye 23 yıldır temelini tuğla tuğla ördüğü güçlü altyapısı ile yeni döneme damgasını vurmakta. Ülkemizdeki muhalefet hala eski Türkiye’de yaşadıklarını sanıyor. Onlar hala Türkiye’nin icazetle iş gördüğünü zannediyor. Türkiye icazet alan değil icazeti aranan ülke konumuna gelmiştir.
* Türkiye büyük güçlerin oyunlarında rol verilen figüran değil senaryosunu kendi yazdığı oyun kurucu olmuştur. Türkiye muktedir bir ülkedir. Yeni Türkiye’ye dünya alışmış, batılı güçler yeni Türkiye’yi benimsemek zorunda kalmıştır ama ana muhalefete partisi meseleyi idrak edemedi. Türkiye’nin farklı bir ligde top koşturduğunu kavrayamadı. Batı ile münasebetler konusunda nasıl bir paradigma değişimi olduğunu anlayamadılar. Kendileri batı izni olmadan nefes dahi alamadıkları için gelişmeleri doğru okuyamıyorlar. Ekonomist ithal etmekle övünenlerden zaten başka bir şey beklenemez. CHP’nin içler acısı haline baktıkça ülkemiz adına üzülüyoruz. Kendi milletlerini hiçbir zaman tanıyamadılar, korkarım hiçbir zamanda tanıyamayacak.
* Son 1 haftada uluslararası ticaret savaşları yeni bir boyuta evrildi. Sermaye piyasalarındaki depremin artçıları henüz oturmadı. Kimi büyük ekonomilerin daralmaya girmesi kuvvetle muhtemeldir. 14-28 Mayıs seçimleri sonrasında ekonomide güçlü bir ekip kurduk. Ekonomik sorunları çözecek ve şoklara karşı dirençli hale getirecek programı hayata geçirdik. Dünyada ciddi belirsizlik ortamı var ama Türkiye’nin de güçlü bir ekonomi programı var. Ticaret, üretim ve ihracat tarafında menfi durum beklemiyoruz. Düşük tarife uygulanan ülkeler olmamızla bu dönemi daha kolay atlatacağız. İş dünyamız müsterih olsun, vatandaşımız gönlünü ferah tutsun.
* Dezenflasyon süreci devam ediyor. Yıllık enflasyon 10 aydır geriliyor. Para politikasının gecikmeli etkisi, kamu maliyesinin daha güçlü desteği ve arz yönlü reformlarla enflasyondaki düşüş sürecektir. Maliye politikasında disiplinli duruşumuzu muhafaza ediyoruz. Harcama disiplini ve tasarruf tedbirleri bu yıl da devam edecek. Dış dengede güçlü bir iyileşme var.
* Türkiye boykot çağrılarına prim vermedi. Boykotçular bizzat vatandaşımızdan boykot yedi. Türkiye ekonomisini batıracaklarını zannedenler bir kez daha avuçlarını yaladı. Muhalefetin tüm kumpaslarına rağmen Türkiye’yi büyütüyoruz.
* Kurultayla birlikte kavuk Sayın Özel’in başına geçmiş oldu. Oyunu yazan onlar, çalıp çırpan onlar, İstanbul’da Escobar düzeni kuran onlar. Şikayeti yapan onlar. Zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışanlar da onlar… Siz bizi gözüne far tutulunca donup kalan tavşan mı zannettiniz? Kendi iç tartışmalarınızın faturasını ne bize ne de millete ödetemezsiniz.
* Çamuru bizim üzerimize sıçratmak için olmadık taklalar atanlar da onlar. Hayırdır, CHP olarak siz bizi gözünüze far tutulunca donup kalan tavşan mı zannettiniz? Sizin kavuk tartışmanız bizi hiç ama hiç ilgilendirmez. Şimdi çıkmışlar yok şu gözaltına alındı, yok bu tutuklandı, yok onu serbest bırakın. Başınıza ne geldiyse sizin kavuk sevdanız yüzünden geldi. Kendi meselenizi örtmek için sokakları ateşe veren sizsiniz. Gençleri öne sürüp belediye binalarına saklanan sizsiniz.
* Bugün üzerinde tepindiğiniz Deniz Gezmiş’i sahaya süren siz değil misiniz? İdamını onaylayan siz değil misiniz? İdamını izleyen siz değil misiniz? İşinize her geldiğinde Deniz Gezmiş’i kullanan siz değil misiniz? Nazım Hikmet’e bakın, Sabahattin Ali’ye bakın, aynı riyakarlığı orada da görürsünüz. Şimdi de gençleri sokağa çağırıyor, küfrettiriyor, polise saldırtıyorsunuz, sonra utanmadan timsah gözyaşları döküyorsunuz. Bu ülkenin gençlerini size yedirtmeyeceğiz.
* Medet umduğunuz Batılı aktörler sizi terk edeli çok oldu. Aradığınız numaralar ya kapalı ya sizi engelledi ya da kapsama alanı dışına çıktı. Kimse sizi umursamıyor, değer vermiyor, yalanlarınıza kimse kanmıyor. Çok büyük bir çaresizlik içindeler. Bizi cuntacılıkla itham ediyor. Buraya özellikle sizin için dikkat çekiyorum. CHP’nin ikinci genel başkanı malum, İsmet İnönü, koltuğu çok severdi. Koltuğunu 1972 yılında kaybedince bıraktı. Mecburiyeti sanki lütufmuş gibi milletin yüzüne vuruyorlar. 1950’de ilk şeffaf seçimle CHP iktidardan uzaklaştırıldı.
* Her cuntanın taşlarını döşediler, darbecinin sırtını sıvazladır, alkışladılar. CHP genel başkanına kirli geçmişiyle yüzleşmesini öneriyorum. Sayın Özel sandıkta yoksunuz. Millet size destek vermiyor ve cuntacılardan medet umuyorsunuz. CHP demek cunta demektir. Cunta demek CHP demektir. CHP sadece yolsuzluğun değil aynı zamanda bu ülkede darbeciliğin de kitabını yazmıştır. O hakaret ettikleri bağımsız yargı olmasaydı, CHP kendi içinden çıkan cunta yönetiminin esiri olacaktı. Yatın kalkın yargıya dua edin. Ki, kendi içinizden çıkan cuntadan sizi onlar kurtardı.
* CHP’nin ülke meseleleri ile işi olmaz. Milletle sorunları olan bir partidir CHP. Onların özgürlük anlayışı sadece kendileri ve bir avuç seçkin içindir. Geçen hafta neler yaşandığını gördük, ibretle takip ettik. Sessiz kaldı, açıklama yapmadı diye sanatçılara, medya kuruluşlarına, yerli şirketlere baskı yaptılar. Yıllarca yol yürüdükleri ekran yüzlerini istedikleri kadar ses çıkarmadı diye linç ettiler. Bunun adı barbarlıktır. Daha iktidar umudu yokken bunu yapanlar ellerine yetki geçse neler yapar.
* Açık açık söylüyorum; cirimleri kadar yer yakar. Ne sokak hareketleri ile ne boykotlar ile bir yere varamayacaklar. Anarşi sokaklarını teslim aldığınız Türkiye geçmişte kaldı. Ticareti, üretimi kilitlediğiniz günler geride kaldı. Sanatçılara, medyaya ayar çektiğiniz Türkiye tarihte kaldı. Sayın Özel artık sadece millet var, milletin muazzez iradesi var. Bugün Türkiye’de milletin takdirine sahip çıkan güçlü bir iktidar var. 15 Temmuz’da kurulmuş Cumhur İttifakı var. Her türlü vesayette kurtulmuş Türk yargısı var. Diplomasisi ile, savunması ile dik duran, mazlumların umudu olan bir Türkiye Cumhuriyeti var.
* Ne yaparsanız yapın bunu değiştiremeyeceksiniz. Cunta ile, vesayet ile, para kuleleri ile, sınır ötesine yaptığınız çağrılarla varabileceğiniz hiçbir yer yok. Bunu öğreneceksiniz; sandıktan çıkan iradeye kuzu kuzu teslim olacaksınız. Hiç kimse bunların faşizan baskılarına boyun eğmesin, kimse çekinmesin. Kimse öfkeye, yılgınlığa kapılmasın. Korkaklar zafer anıtı dikemez, korkaklar kaybetmeye mahkumdur. Türkiye’yi yerinde zıplayanlar değil, hedeflerine emin adımlarla yürüyenler istikbale taşıyacaktır.
* Ana muhalefet kendi iç meselelerini örtmek, İstanbul’daki yolsuzluğu baskılamak istiyor. Yargıdan neyi kaçırmaya çalıştıklarını iyi biliyoruz. Firariler yakalanıp yargıya teslim edildikçe dananın kuyruğu asıl ol zaman kopacak. Bunların milletin yüzüne bakacak halleri kalmayacak. Bizim çok daha mühim gündemlerimiz var. Terörsüz Türkiye gibi hayati meselelerimiz var. Bu süreci inşallah ülkemizin hayrına olacak şekilde neticelendireceğiz. Yarın DEM heyetini kabul edip terörsüz Türkiye hedefine ulaşma amacımızı teyit edeceğiz.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, bugün gerçekleştirdiği hazine bonosu ve devlet tahvili ihalelerinde 14 milyar 323,3…
Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan'ın tutukluluğuna yapılan itiraz, İstanbul 45. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından…
Eğitim Sen ve Eğitim-İş, proje okullarına MEB tarafından yapılan atamalar sonrası öğretmenlerin sürgün edilmesine ilişkin…
Proje okullarına yapılan atamalar sonrası öğretmenlerin sürgün edilmesine ilişkin açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı Tekin:…
23 Mart'ta tutuklanan ve ardından görevden uzaklaştırılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Murat Ongun'un tutukluluğa…
BM Sürdürülebilir Gelişme Komisyonu Başkanı Jeffrey Sachs, 4. Antalya Diplomasi Forumu'nda Suriye ile ilgili dikkat…