Erdoğan'ın danışmanı 'iftira' demişti: AKP Sözcüsü Ömer Çelik, devletin bir yıldır farkında olduğunu açıkladı
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, MKYK sonrası gündeme ilişkin olarak açıklamalarda bulundu. Çelik, 'sahte diploma' skandalına ilişkin olarak, "Sahte diploma, sürücü belgeleri konusunda devlet içinde bu faaliyetleri yürütmeye çalışan suç şebekesi vardır. Bu konu devlet kurumları tarafından 1 yıl önce tespit edilmiş ve Ankara Savcılığı'nca bu soruşturmalar yürütülmüştür. Bu senenin 21 Mayıs'ı itibariyle davaya dönüştürülmüştür, deliller toplanmıştır. Her şey takip edilip dosyaya konulmuştur. Devlet kurumlarının 1 yıl önceden fark ettiği durum söz konusudur" dedi.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik sözlerini “İlgili kurumlar uyarılmıştır. Sonuna kadar gideceğiz” şeklinde tamamladı.
Çelik, YAŞ kararlarının muhalefet tarafından eleştirilmesine, “Şimdiki Genel Kurmay Başkanımız da Kara Kuvvetleri Komutanımız da askeri nitelikleri itibariyle net bir şekilde askeri nitelikleri tartışılmaz, şimdiye kadar yaptığı çalışmalarıyla oldukları noktaya Sayın Cumhurbaşkanımızın takdiriyle getirilmişlerdir. CHP’liler, bu objektif bir tercih midir siyasi bir tercih midir diyerek eskimiş köhnemiş numaralara başvuruyorlar. Cumhurbaşkanlığı makamı Başkomutanlık makamıdır. TSK içersinde herhangi bir askeri yetkiliye verdikleri yetkiyi Sayın Cumhurbaşkanımızın kullanamayacağını düşünüyorlar” ifadeleriyle tepki gösterdi.
Ömer Çelik, MKYK sonrası gündeme ilişkin olarak açıklamalarda bulundu. Çelik, gündemi sarsan sahte diploma skandalı, ‘Terörsüz Türkiye komisyonu’, SDG’nin Suriye ilişkileri ve muhalefetin YAŞ kararlarına yönelik eleştirilerine dair açıklama yaptı. Çelik, SDG’ye dair, “Türkiye’nin milli güvenliğine dair pozisyonları hassasiyetle takip ediyoruz. Esas olan Suriye hükümeti ile SDG’nin anlaşmasının hayata geçmesidir. O zaman bir sorun kalmayacaktır” dedi. Anayasa tartışmalarına ilişkin olarak açıklama yapan Çelik, “Zaman zaman anayasa tartışmaları yapılıyor, bu konu ile ilgisi yok. Ülkemize sivil anayasa kazandırmak, Türkiye’yi yüzyıl hedeflerine ulaştıracak Teşkilat-ı Esasiye’nin maddelerini oluşturacak bir anayasal ortama kavuşturmak her zaman hedefimiz. Geçmiş zamanda da çalışmalar yapıldı ama maalesef olmadı. Bununla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Süreç Terörsüz Türkiye’ye ulaşma hedefidir” dedi.
Ömer Çelik’in açıklamalarından satır başları:
“Türkiye Yüzyılı buluşmaları adıyla yeni bir safhayı başlatıyoruz. 8 Ağustos’tan 15 Eylül’e kadar vatandaşlarımızla buluşacağımız yeni bir çalışma başlatıyoruz. Cumhurbaşkanımız bu yeni dönemde ilgili talimatlarını vermiştir.
PKK’nın silah bırakarak feshin gerçekleşmesi sürecinin tamamlanması açısından Meclis’teki komisyon çalışmalarına başladı. Meclis gündemine hakimdir, komisyon da gündemine hakimdir. Görüyoruz ki komisyonun kuruluş amacı dışında misyon yükleyen açıklamalar yapılıyor. Odağı kaybetmemek lazım. Odak PKK’nın feshedilip silah bırakmasına dönüktür. Zaman zaman anayasa tartışmaları yapılıyor, bu konu ile ilgisi yok.
Ülkemize sivil anayasa kazandırmak, Türkiye’yi yüzyıl hedeflerine ulaştıracak Teşkilat-ı Esasiye’nin maddelerini oluşturacak bir anayasal ortama kavuşturmak her zaman hedefimiz. Geçmiş zamanda da çalışmalar yapıldı ama maalesef olmadı. Bununla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Süreç Terörsüz Türkiye’ye ulaşma hedefidir. Ne kadar kritik olduğunu da her zaman ifade ediyoruz. Türkiye Yüzyılı buluşmalarında da meseleye nasıl baktığımızı, değerlendirmelerimizi vatandaşlarımıza ulaştıracağız. Şehit ailelerimize de ziyaretler yapacağız. Toplumun çeşitlik kesimlerden gelen kaygıların giderilmesi bakımından vesile olacaktır.
“DEVLET KURUMLARI TARAFINDAN 1 YIL ÖNCE TESPİT EDİLMİŞTİR”
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral’ın muhalefeti “dedikodu ve iftirayla gündem yaratmaya çalışmakla” suçladığı skandalla ilgili Ömer Çelik; Sahte diploma, sürücü belgeleri konusunda devlet içinde bu faaliyetleri yürütmeye çalışan suç şebekesi vardır. Bu konu devlet kurumları tarafından 1 yıl önce tespit edilmiş ve Ankara Savcılığı’nca bu soruşturmalar yürütülmüştür. Bu senenin 21 Mayıs’ı itibariyle davaya dönüştürülmüştür, deliller toplanmıştır. Her şey takip edilip dosyaya konulmuştur. Devlet kurumlarının 1 yıl önceden fark ettiği durum söz konusudur. İlgili kurumlar uyarılmıştır. Sonuna kadar gideceğiz. Arkadaşlarımıza yönelik iftiralara prim vermeyeceğiz. Sahtecilik yapan ne varsa söküp atacağız. Kurumlarımız görevini yapmaktadır. Gereği yapılacaktır ve bütün bu yapılanlar jiletle kazınacaktır. Hukuk, emniyet görevini yapmaktadır. Dezenformasyonlar ortaya çıktı ve bunların hepsi yalanladı.” dedi.
Çelik sözlerine şöyle devam etti: “Filistin ve Gazze konusunu yakından takip ediyoruz. İnsani yardımlar konusunda, oraya gönderdiğimiz yardımlar, Güney Afrika ile dahil olduğumuz dava ve tüm bunlar Siyonist soykırım şebekesine karşı en etkili stratejiyi ortaya koyan somut eylemlerdir. Bütün soykırım suçları işlenmişken yapılması gereken katliam şebekesinin yargı önüne çıkarılmasıdır. Bunların Nazilerin yaptığı gibi hesap vermesidir. Bunların soykırım suçundan hesap vermeli. Bunları cesaretlendiren herkes Nazi eylemleri ile yüzleşmek zorunda kalacak.
Bu süreç ilk başladığında da söyledik, PKK’nın bütün şube ve uzantıları ile silah bırakması gerekir dedik. İllegal yapılanmaların da feshedilmesi gerekir dedik. Bütün uzantıları ile silah bırakmasına dönük bu yaklaşıma dair bir takım şerhler düşüldüğünü, itirazlar geldiğini görüyoruz. Prensibimiz ve tutumumuz açıktır, oradaki hareketliliği de görüyoruz. SDG denilen PKK yapılanması ile Suriye yönetiminin bir eylem planı vardı, silah bırakıp teslim olacaktır. Suriye’de ve Irak’ta farklı modeller ortaya çıkacaktı. Suriye’nin milli egemenliğine aykırı yaklaşımlar ortaya konulduğunu görüyoruz.
Tabii ki kabul etmeyeceğimiz bir şey. Terörsüz Türkiye aynı zamanda terörsüz bölge hedefine de ilham olacaktır. Elde edemedikleri ülkelerin belli bölgelerine çökme planları için terör örgütleri ile yaptıkları çalışmalar bunlar. Türkiye’nin milli güvenliğine dair pozisyonları hassasiyetle takip ediyoruz. Esas olan Suriye hükümeti ile SDG’nin anlaşmasının hayata geçmesidir. O zaman bir sorun kalmayacaktır. Bunların taleplerinin SDG adına yapılan açıklamalarını hassasiyetle takip ediyoruz. Bu bahsettiğimiz Terörsüz Türkiye sürecinin sabote edilmesine müsaade etmeyiz, gereğini yaparız.
“CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI BAŞKOMUTANLIK MAKAMIDIR”
CHP’nin YAŞ kararları sonucunda ortaya çıkan komuta kademesi ile ilgili sözlerini takip ettik. CHP şunu bir türlü anlayamıyor, genetik problem haline gelmiş.
Anayasa hukukçusu olan eski bir CHP’li, ‘Ordu artık darbe yapmıyor, kağıttan kaplanmış’ demişti. Silahlı Kuvvetlerin anayasaya sadakati bu zihniyeti rahatsız eden bir şey. Şimdiki Genel Kurmay Başkanımız da Kara Kuvvetleri Komutanımız da askeri nitelikleri itibariyle net bir şekilde askeri nitelikleri tartışılmaz, şimdiye kadar yaptığı çalışmalarıyla oldukları noktaya Sayın Cumhurbaşkanımızın takdiriyle getirilmişlerdir.
CHP’liler, bu objektif bir tercih midir siyasi bir tercih midir diyerek eskimiş köhnemiş numaralara başvuruyorlar. Cumhurbaşkanlığı makamı Başkomutanlık makamıdır. TSK içersinde herhangi bir askeri yetkiliye verdikleri yetkiyi Sayın Cumhurbaşkanımızın kullanamayacağını düşünüyorlar.”