Reklam
Kategoriler: Köşe Yazıları

Göçmen günah keçisi oldu

Reklam

Almanya Başbakanı Friedrich Merz, geçen Kasım ayında açıkladığı plan uyarınca çoğu Müslüman bir milyon Suriyeli’ye gönüllü olarak ülkelerine dönme çağrısı yaptı. Plana göre mültecilere öncelikle gönüllü dönüş için aile başına dört bin Avro mali teşvik verilmesi; bundan sonuç alınamazsa sınır dışı işlemi yapılması öngörülüyor. Hükümetin sert tavrının özellikle iç politikaya dönük bir gereksinimden kaynaklandığı değerlendiriliyor. Göçmen karşıtı söylemleriyle yükselişe geçen aşırı sağ parti AfD’nin yalnızca böyle bir girişimle frenlenebileceği var sayılıyor.

Almanya’da ırkçılık ve İslamofobi artık yalnızca aşırı sağla anılmıyor. Bu marjinal tutum, son yıllarda merkez siyaseti ve dolayısıyla Alman halkını da etkisi altına almış durumda. Benzer bir plan, 1983 yılında Mertz’in bağlı olduğu Almanya Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) tarafından gurbetçi yurttaşlarımıza da uygulanmıştı. Dönemin şansölyesi Helmut Kohl, Türk göçmen nüfusunu yüzde 50 oranında azaltmak istiyordu. Bunu tam olarak başaramadı ama yüzde 15’lik orana denk gelen 250 bin kişi mali teşvikten yararlanarak Türkiye’ye geri döndü. Suriyeli göçmenleri geri göndermek için de bu plandan esinlenildiği anlaşılıyor. Ancak Türk göçmenlerdeki gibi gönüllü bir kitlesel dönüşün Suriye’deki insani kriz nedeniyle gerçekleşmesi olası görünmüyor. Geçen yıl Esad rejimi çöktükten sonra Almanya’da bulunan Suriyeliler’in yalnızca yüzde 0,1’i gönüllü olarak geri dönmüş.

Merz’in açıkladığı plan, geri dönecek kişileri Suriye’deki ciddi güvenlik riskleri, yaygın yıkım ve derin yoksullukla baş başa bırakabileceği için uluslararası insan hakları örgütleri tarafından eleştiriliyor. Kaldı ki Almanya Dışişleri Bakanı Wadephul bile Şam’ı ziyaret ettikten sonra “Burada neredeyse hiç kimse onurlu bir yaşam sürdüremiyor” demiş (1).

Suriye’nin bugününe ve geleceğine dair belirsizlikler nedeniyle Türkiye’deki sığınmacılar açısından da kitlesel bir geri dönüş henüz mümkün değil. Ülkemizde yaşayan Suriyeli sayısı geri dönenlerden sonra bile yaklaşık 2,5 milyonu buluyor. Yani Almanya’dakilerin iki katından fazla. Buna karşın sığınmacılar konusu şimdilik iç politikamıza yön verecek kadar öne çıkmıyor.

AKP iktidarı, Avrupa’nın göçmen karşıtı tavrına yönelik ensar söylemiyle insancıl bir profil çizmeye çalışsa da gerçekte AB ile 2016 yılında imzalanan Göç Mutabakatı elini bağlıyor. Mutabakat, Suriyeli göçmenlerin AB ülkelerine geçişini önleme karşılığında Türkiye’ye mali yardım ve vize serbestisi sağlanmasını içeriyor. Gelgelelim mali yardımlar proje karşılığında yapıldığı için yeterince kapsayıcı değil. Örneğin sığınmacıların sağlık ve eğitim gibi temel giderleri yıllardır kamu bütçesinden ödeniyor. Bu ağır yükü kaldıramayacağını anlayan AKP iktidarı yeni yıl itibarıyla ücretsiz sağlık hizmetini sonlandırıyor. AB’nin vize serbestisi sözünün de havada kaldığını görüyoruz. Dolayısıyla mutabakatın Erdoğan’a sağladığı meşruiyet dışında Türkiye lehine işlemediği apaçık ortada.

Sığınmacılardan çoğunun ülkemizde kalacağını öngörmek zor değil. Bunlara yönelik sosyal uyum politikaları geliştirmek önem taşıyor. Ne var ki ülkemiz açısından en yakıcı sorun, ekmeğinin peşindeki masum göçmenden kininin peşindeki cihatçıyı ayırabilmek. Suriye’den ve diğer savaş bölgelerinden Türkiye’ye sızan silahlı örgüt üyelerinin “terörsüz Türkiye” hedefini boşa çıkaracağı geçtiğimiz günlerde Yalova’da yaşananlarla görüldü.

Sonuçta göçün başlıca sorumlusunun Suriye’de Esad rejimini devirmek için rol üstlenen dış güçler olduğunu biliyoruz. İnsanları göçe zorlayan savaş koşullarını yaratanlar, bir de onları oy uğruna iç politika malzemesi yapıyor. Sözün özü kapitalizm, kendi yarattığı göçmen krizini bile fırsata çevirmeye çalışan acımasız bir düzen.

Not: Yeni yılın dünyamızı ve ülkemizi iyileştirmesi umuduyla…

NOTLAR

  1. https://theconversation.com/germanys-plan-to-deport-syrian-refugees-echoes-1980s-effort-to-repatriate-turkish-guest-workers-271475

Reklam

Önceki Haberler

“Radikal İslamcı terör toplumsal alanı dinsel referanslarla kuşatmaya çalışan ideolojik zeminden beslenmektedir!”

Laiklik Meclisi'nden yapılan açıklamada "Radikal İslamcı terör, yalnızca silahlı hücrelerden değil; siyaseti, yargıyı, idari ve…

30 Aralık 2025 15:38

Yandaş Yeni Şafak yazarı Yahya Bostan: Şam, SDG’ye nihai yanıtını verdi

xYeni Şafak yazarı Yahya Bostan'a göre, HTŞ yönetimi, SDG’nin federatif taleplerini reddetti ve Fırat’ın doğusuna…

30 Aralık 2025 14:42

AKP’li Bülent Turan’dan iç temizlik iması: Üstümüze yapışan parazitler var

AKP'li Bakan Yardımcısı Bülent Turan, Yeni Şafak'ta kaleme aldığı yazıda, partinin 'iç muhasebe' yapması gerektiğini…

30 Aralık 2025 14:38

Mehmet Akif Ersoy itirafçı olacak iddiası

Uyuşturucu soruşturmasında tutuklanan eski Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy cezaevinden yeniden adliyeye getirildi.…

30 Aralık 2025 14:35

TKH: Filistin’e evet, Bilal’e hayır!

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) AKP'li CUmhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlunun yönetici olduğu TÜGVA öncülüğünde düzenlenecek 1 Ocak'taki…

30 Aralık 2025 14:21

Fatih Altaylı tahliye edildi

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı "hedef alan tehdit içerikli" sözler sarf ettiği gerekçesiyle yargılanan ve dört yıl…

30 Aralık 2025 14:02
Reklam