Hakan Fidan'dan SDG'ye: Sabrımız tükeniyor

Dışişleri Bakanı Fidan, TRT World'e gündemi değerlendirdi. Fidan, SDG konusunda, "Tekrar askeri yollara başvurmak zorunda kalmak istemiyoruz ancak 'SDG', ilgili aktörlerin sabrının tükenmekte olduğunu anlamalıdır. 10 Mart Anlaşması'na bağlılıklarını yerine getirmeleri gereken bir noktaya gelmeliler" dedi.

Hakan Fidan'dan SDG'ye: Sabrımız tükeniyor

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) “zaman kazanmaya çalıştığını” söyleyerek, “Tekrar askeri yollara başvurmak zorunda kalmak istemiyoruz ancak ‘SDG’, ilgili aktörlerin sabrının tükenmekte olduğunu anlamalıdır. 10 Mart Anlaşması’na bağlılıklarını yerine getirmeleri gereken bir noktaya gelmeliler” dedi.

Fidan, TRT World’de yayınlanan “One on One” programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

GAZZE’DEKİ ATEŞKES SÜRECİ

Gazze Şeridi’nde ateşkese ve henüz ikinci aşamaya geçilmemesine ilişkin Fidan, bu ateşkesin Türkiye için çok değerli olduğunu belirterek, Gazze’de son 2 yıldır yaşanan dehşete, insanlık trajedisine ve soykırıma tanıklık ettiklerini hatırlattı.

Trump’ın bu durumun ciddi olduğunu ve ABD’nin bölgedeki ülkelerle bir şey yapması gerektiğini anladığını aktaran Fidan, “Şu anda ateşkes var ancak ateşkes sürekli ihlal ediliyor” dedi.

Fidan, bu durumun Türkiye için “hayal kırıklığı yarattığını” dile getirerek, ateşkes kabul edildiğinden bu yana neredeyse 400 Filistinlinin öldürüldüğünü, Filistinlilerin ise ateşkese riayet etmeyi sürdürdüğünü ifade etti.

“İSRAİL, TÜRKİYE’NİN KATILIMINA ŞİDDETLE KARŞI ÇIKIYOR”

Uluslararası İstikrar Gücüne Türkiye’nin olası katılımı ve İsrail’in buna yaklaşımına ilişkin Fidan, “İsrail, Türkiye’nin katılımına şiddetle karşı çıkıyor ama burada tek ilgili aktör İsrail değil. Burada başka ilgili aktörler de var, bu yüzden onlarla da görüşüyoruz” ifadelerini kullandı.

Fidan, Türkiye’nin Uluslararası İstikrar Gücüne katılmaya hazır olduğunu, İsraillilerin açıkça itiraz ettiğini ve Ankara’nın da diğer ortaklarla görüştüğünü yineleyerek, Türkiye için önceliğin sahada neyin gerekli olduğunu görmeyi teşkil ettiğini ve bunu kimin yapığının ikincil bir mesele olduğunu söyledi.

Bakan Fidan, “Gazze’de insanlık ve insani değerler lehine başka biri gelip aynı şeyi yapabilirse, bizim için sorun yoktur ancak bizim yardımımıza çok ihtiyaç varsa, biz de katkıda bulunmaya hazırız” dedi.

IŞİD’LE MÜCADELE

Fidan, Suriye’deki duruma ve olası terör örgütü IŞİD tehdidine yönelik, “Evet, DEAŞ (IŞİD) kesinlikle büyük bir tehdit, bununla başa çıkabiliriz. Bölge ülkeleri olarak, Türkiye ve Suriye olarak, iyi bir işbirliği mekanizması olduğu sürece, bu sorunu etkili bir şekilde çözebileceğimizi düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Fidan, şunları kaydetti:

“Devrimin ilk aylarında, 2025’in başlarında, diğer bölge ülkeleriyle bir araya geldik ve şöyle dedik ‘Bakın, Suriye şimdi iyileşme yolunda. Derin yaraları var ve iyileşmek için zamana ihtiyaçları var, bu yönde ilerlemek için uluslararası ve bölgesel desteğe ihtiyaçları var. Ancak bu arada, başka düşman unsurların bu süreçten yararlanmasını istemiyoruz.’ Bu nedenle, o dönemde terörizmin en büyük tehdit olduğunu ve müdahale etmemiz gerektiğini düşündük. Bu işbirliği, Suriyeli ortaklarımızın zihninde ayrı bir farkındalık yaratmak açısından çok yararlı oldu çünkü onlar DEAŞ tehdidinin çok iyi farkındalar ancak ‘uluslararası toplum DEAŞ ile nasıl mücadele ediyor ve ne tür mekanizmalara sahip’, onlar artık devlet aktörleri ve bir devlet aktörü olarak bu sorunu diğer bölgesel ortaklarla birlikte ele alırken nasıl davranmalılar, bu onlar için başka bir şeydi ancak bu alana giriş yapmaları iyi oldu. Onlar bu sorunu çözme konusunda çok yetenekli ve istekli.”

“SÜRECİN HIZINDAN MEMNUN DEĞİLİZ”

SDG’nin Suriye’ye entegrasyon sürecine ilişkin Fidan, “Elbette sürecin hızından memnun değiliz. Biz, Suriyeliler ve bazı diğer ortaklar, isimlerini vermek istemiyorum, topluca SDG’nin daha fazla zaman kazanmaya çalıştığını düşünüyor. Bence kendileri için başka fırsatlar umut ediyorlar, belki başka bir bölgesel kriz şeklinde, belki de İsrail’in Suriye ve diğer yerlere yönelik yayılmacı politikaları nedeniyle. Bu yüzden, bence iyi olan şey, Amerikalı ortaklarımızın bu sürecin tamamlanması gerektiğinin çok iyi farkında olmaları çünkü bu, ülkenin birliği için çok önemli” diye konuştu.

Türkiye’nin işlerin diyalog, müzakere ve barışçıl yollarla halledilmesini umduğunu söyleyen Fidan, şunları kaydetti:

“Tekrar askeri yollara başvurmak zorunda kalmak istemiyoruz ancak ‘SDG’, ilgili aktörlerin sabrının tükenmekte olduğunu anlamalıdır. 10 Mart Anlaşması’na bağlılıklarını yerine getirmeleri gereken bir noktaya gelmeliler. Herkes, bu anlaşmayı gecikmeden ve çarpıtmadan yerine getirmelerini bekliyor çünkü bu anlaşmadan sapma görmek istemiyoruz. Günün sonunda, biliyorsunuz, Şam’daki Suriyeli ortaklarımız da bunun ulusal birlikleri için çok önemli bir adım olduğunu görüyorlar. Bir anlamda iyimserim. Umarım doğru taktik, teknik ve işbirliği biçimlerini kullanırsak, hedefe ulaşacağımızı düşünüyorum. “