Hakan Tosun'un kız kardeşi Öznur Tosun: Saldırganlar iki değil, üç kişi. Arada iki saatlik boşluk var

Öldürülen gazeteci Hakan Tosun'un kız kardeşi Öznur Tosun, abisinin bulunduğu saat ile hastaneye götürüldüğü süre arasında 2 saatlik boşluk olduğuna dikkat çekerek "O iki saat içinde neden daha yakın bir hastaneye götürülmedi?" diye sordu. Tosun saldırganların iki değil, üç kişi olduğunu söyledi.

Hakan Tosun'un kız kardeşi Öznur Tosun: Saldırganlar iki değil, üç kişi. Arada iki saatlik boşluk var

Öldürülen gazeteci Hakan Tosun’un kız kardeşi Öznur Tosun, abisinin bulunduğu saat ile hastaneye götürüldüğü süre arasında 2 saatlik boşluk bulunduğuna dikkat çekti.

Öznur Tosun T24’ten Candan Yıldız’a konuştu.

“Beyin kanaması geçiren bir insan neden iki saat boyunca oyalandı?” diye soran Öznur Tosun ayrıca saldırganların iki değil, üç kişi olduğunu söyledi.

Mahallede yaşayan insanların da tehdit edildiğini belirten Öznur Tosun, “Ben de artık orada kalmak istemiyorum çünkü can güvenliğim olduğunu düşünmüyorum” dedi.

Polisin kendisini koruyabileceğini düşünmediğini ifade eden Öznur Tosun, “Bu nedenle abimin taziyesini anne evinde değil Nurtepe Cemevi’nde yaptık” diye konuştu.

“İKİ KİŞİ DEĞİL ÜÇ KİŞİLERMİŞ”

Öznur Tosun, şunları ifade etti:

“Hakan’ın hastaneye götürüldüğü saatle bulunduğu saat arasında iki saatlik bir boşluk var. En son 22:29’da Cevizlibağ metrobüs durağında kart basıyor. Yürüme mesafesi de dahil abimin saat 23:20 gibi evde olması gerekiyordu. Hastaneye getirilişi gece 02.00… O iki saat içinde neden daha yakın bir hastaneye götürülmedi, özel ya da devlet hastanesi… Esenler’de devlet hastanesi var mesela. Neden o hastane? O hastane hakkında da şüphelerim var. Beyin kanaması geçiren bir insan neden iki saat boyunca oyalandı? Servis edilen görüntüler kesilmiş. Avukatımızda görüntüler var. Ben görmeye hazır olmadığım için görmek istemedim. Görüntülere göre Hakan yalpalıyor çünkü önce darp ediyorlar, sonra dönüp tekrardan bir daha darp ediyorlar. O yüzden yürümekte zorluk çekiyor, o yüzden oturma ihtiyacı duyuyor. İki kişi değillermiş, üç kişilermiş. Ben en son Esenyurt Mevlana Karakolu’nu aradığımda hiçbir bilgi verilmedi. Yaralama var deyince karşı tarafta da mı yaralanma var diye sordum ve karşı tarafta bir şey yok dediler. Ben siz biliyorsunuz o zaman diye sorunca polis memuruna, yok görüntüler inceleniyor, Pazartesi arayın deyip panikle kapattı. Onları (döven kişiler) o dakikada bulmuşlar.

“POLİSİN BENİ KORUMAK İSTEYECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM”

Hakan tehdit edilse de söylemezdi, çünkü ona düşkün bir annesi ve saygı duyduğumuz bir hayatı var. Kimseyi kuşkuya düşürmek istemezdi zaten. Benim tahminim abim o gece orada bir şeylere şahit oldu ve belki bunu görüntülemek istedi belki de ne yapıyorsunuz diye sordu, onlar da bu durumdan rahatsız olup böyle bir şey yaptılar.

Aldığım duyumlara göre mahalleli de tehdit ediliyormuş. Ben de artık orada kalmak istemiyorum çünkü can güvenliğim olduğunu düşünmüyorum. Çünkü polisin beni koruyabileceğini, korumak isteyeceğini de düşünmüyorum. Bu nedenle abimin taziyesini anne evinde değil Nurtepe Cemevi’nde yaptık.”

NE OLMUŞTU?

10 Ekim’den beri kendisinden haber alınamayan gazeteci Hakan Tosun’un; ailesinin, yaşam savunucularının ve gazetecilerin uğraşları sonucu Esenyurt’ta uğradığı saldırı sonucu kaldırıldığı hastanede yoğun bakımda tedavi altında olduğu öğrenilmişti.

Tosun’un, üzerinden kimlik çıkmadığı için bilinci kapalı şekilde hastaneye getirildiği ancak kaydı bulunmadığı için ailesine ulaşılamadığı belirtildi.

Darp edilmekten ağır yaralı ve cüzdanı da çalınmış bir halde yol kenarında bulunan gazeteci ve aktivist Hakan Tosun’un 13 Ekim Pazartesi günü beyin ölümü gerçekleşmişti.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Tosun’un ölümüne ilişkin 2 kişinin gözaltına alındığını açıklamış, Tosun’un avukatı Onur Cingil ise olay yerine gidip mahalle sakinleri ve esnafla görüşen gazeteci Umut Taştan’ın da fail yakınları tarafından tehdit edildiğini duyurmuştu..