Hamaney: ABD, İran’a müzakere çağrısını dünyayı aldatmak için yapıyor

İran’ın dini lideri Ali Hamaney, “ABD’nin İran’a müzakere çağrısının dünya kamuoyunu aldatmaya yönelik olduğunu” söyledi.

Hamaney: ABD, İran’a müzakere çağrısını dünyayı aldatmak için yapıyor

İran’ın dini lideri Ali Hamaney, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’la müzakerelerin yeniden başlatılması için kendisine bir mektup yazdığı yönündeki açıklamasını değerlendirdi. Trump’tan henüz bir mektup almadığını belirten Hamaney, “ABD’nin İran’a müzakere çağrısının dünya kamuoyunu aldatmaya yönelik olduğunu” söyledi. İran Dışişleri Bakanlığı da ABD’nin İran’a uyguladığı yeni yaptırımları kınadı.

İran’ın dini lideri Ali Hamaney, dün ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’la müzakerelerin yeniden başlatılması için kendisine bir mektup yazdığı şeklindeki açıklamasıyla ilgili konuştu. Hamaney, Trump’tan henüz bir mektup almadığını belirterek, “ABD’nin İran’a müzakere çağrısının dünya kamuoyunu aldatmaya yönelik olduğunu” söyledi. Hamaney, Washington’un müzakere ve barış istediği, ancak İran’ın bunu reddettiği imajını oluşturmaya çalıştığı görüşünü dile getirdi.

Hamaney, İran’ın müzakere masasına oturduğunu, Trump’ın tamamlanıp imzalanan anlaşmayı yırttığını söyleyerek 2015’te İran ile P5+1 ülkeleri arasında imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı’ndan (JCPOA) ABD’nin tek taraflı olarak çekilmesine atıfta bulundu. “Hangi müzakereleri yapacağız? Sözünde durmayacağını bildiğimiz biriyle neden masaya oturalım” diyen Hamaney, Trump yönetimiyle yapılacak müzakerelerin İran’a baskıyı artıracağını ve mevcut yaptırımları kaldırmayacağını savundu. Nükleer silahla ilgili tartışmalara ilişkin Hamaney, ‘’Eğer nükleer silah inşa etmek niyetinde olsaydık, ABD bizi durduramazdı’’ ifadelerini kullandı.

Öte yandan İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, ABD’nin İran’ın Petrol Bakanı Muhsin Paknejad’ın da aralarında olduğu bir dizi kişi ve şirkete uyguladığı yeni yaptırımlarını “uluslararası barış ve güvenliğe yönelik tehdit” olarak nitelendirerek kınadı.

NE OLMUŞTU?

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, geçtiğimiz çarşamba yaptığı toplantıda Donald Trump’ın ABD başkanlık seçimlerini kazanmasından bu yana İran’ın uranyum zenginleştirme hızını ve yoğunluğunu artırdığını duyurmuştu. Avrupa ülkeleri ise İran’ın nükleer faaliyetleriyle ilgili endişelerini gidermemesi halinde BM Güvenlik Konseyinde İran’a karşı askıya alınan tüm yaptırımları geri getirmeye hazır olduklarını açıklamıştı. ABD Başkanı Trump ise İran’ın nükleer silah elde edemeyeceğini, bu sorunun ya anlaşmayla ya da askeri harekatla çözüleceği tehdidini savurmuştu. Trump, ayrıca, İranlı yetkililere onları yeni bir anlaşma üzerine müzakere etmeye çağıran bir mektup gönderdiğini açıklamıştı. Hamaney ile Trump arasında bir anlaşmaya varma şansı çok yüksek değil. Çünkü Trump, İran İslam Cumhuriyeti’nin nükleer programının tamamen ortadan kaldırılmasına yol açacak bir anlaşma arıyordu ki bu Hamaney’in kabul edebileceği bir anlaşma değil.

Bu sürecin askeri bir çatışmaya döndüğü koşullarda, ABD ve İsrail’in saldırılarında en önemli hedef İran’ın nükleer tesisleri olacak. Bu hedeflerin başında Fardo, Natanz Nükleer Merkezleri ve Arak ilindeki ağır su reaktörü yer alıyor. Bu tesisler, İran’ın nükleer programının kilit merkezleri olarak biliniyor. Öte yandan her ne kadar olası bir saldırının ana hedefinin bu üç merkez olması beklense de saldırının kapsamı daha geniş olabilir.