Hasan Amcalara kızmayalım

Enver Aysever'in sağcılar ve solcular hakkında yaptığı ahlak eleştirisini bireysel boyuta indirgemek eksik kalıyor. Öncelikle bireyleri kuşatan kapitalist düzenin ahlak anlayışını sorgulamak gerekiyor.

Hasan İmamoğlu’nun verdiği röportajda komünizm hakkında söyledikleri çok konuşuldu. “İstedikleri zaman komünizm ilan edip malınıza mülkünüze el konuluyor” diye mevcut rejimden yakınan baba İmamoğlu, ülkeye komünizm gelmesin diye geçmişte mücadele ettiği için de pişmanlık duyduğunu dile getirmiş.

Röportajdan öğrendiğimize göre el konulan inşaat şirketi 1967’de kurulmuş. Yani sağcı Süleyman Demirel hükümetinin iş başında olduğu yıllar. O dönem zamanın ruhunu belirleyen en önemli olgu komünizm düşmanlığıydı. Kapitalist düzenin yarattığı eşitsizlikleri temelden eleştiren komünizm, alternatif bir rejim önerdiği için sermaye sınıfı tarafından hep tehdit olarak algılandı. Bu yüzden ABD, dünya çapında yürütülen antikomünist propagandanın öncüsü oldu.

Mesajları ileten kaynağın güçlü ve denetlenemez olması propaganda faaliyetlerinin etkisini artırmada önem taşıyor. Asimetrik bir iletişim yöntemi olan propagandanın temel amacı, bilinç yönetimi. ABD, sinemasıyla, televizyonuyla, markalarıyla soğuk savaşın ideolojik iklimini kullanarak komünizmi tehdit, kapitalizmi ise tek meşru düzen olarak sundu. ABD’de senatör McCarthy dönemiyle simgeleşen komünist avı, 1950’lerden başlayarak 1990’lara değin Türkiye’nin siyasi ve toplumsal atmosferini derinden etkiledi. Sağ popülist söylemlerde komünizmin bir korku nesnesi olarak öne çıkarılması gündelik yaşama da yansıdı. Örneğin “Rus salatası”nın adı “Amerikan salatası” olarak değiştirildi. Dönemin gazetelerinde, “Orak-çekiç resmi çizen işçi gözaltına alındı”, “Camide komünizm propagandası yapan şahıs tutuklandı” veya “Komünist fikirlerin yayılması için sirkler bile kullanılıyor” gibi manşetler yer alıyordu (1).

O yıllarda komünist sözcüğünün küfür niyetine kullanıldığını, komünist partilerin yasak olduğunu, komünizm propagandasının suç sayıldığını da ekleyelim.

Tüm bu koşullar dikkate alındığında Hasan İmamoğlu’nun antikomünist bilince sahip olması eşyanın tabiatına aykırı değil. Özellikle feodal ilişkilerin egemen olduğu görece düşük nüfuslu yerleşim yerlerinde siyasal tutumlar kolay kolay değişmiyor. Çoğu insan yaşadığının dışında bir dünya olasılığını aklına bile getirmiyor. Tıpkı akvaryumdaki balıklar gibi… Hasan Bey de inşaatla var olan alaturka kapitalizmde müteahhitliği meslek edinmiş; ayıbı, günahı bilen, hâli vakti yerinde amcalardan biri. Ekrem İmamoğlu’nun babası olmasa gazetecilerin ilgi göstermeyeceği bir yurdum insanı.

Diğer yandan da iktidara bağlı yargı mekanizmasının muhalifleri cezalandırmak için hukuku her gün ayaklar altına aldığına tanıklık ediyoruz. Son örneklerden biri, Enver Aysever’in YouTube kanalında Hasan Bey’in söylediklerini yorumlarken kullandığı sözler nedeniyle tutuklanması. Gerçekte Aysever’in sağcılar ve solcular hakkında yaptığı ahlak eleştirisini bireysel boyuta indirgemek eksik kalıyor. Öncelikle bireyleri kuşatan kapitalist düzenin ahlak anlayışını sorgulamak gerekiyor.

Yoksulluğu, açlığı, sömürüyü, eşitsizliği, ayrımcılığı, savaşları ve doğa katliamlarını insanlığa yaşatan kapitalist ahlak savunulabilir mi?
Yoksuldan zengine servet aktardığını gizlemek için halkları etnik kimliğine ya da inancına göre ayrıştırıp birbirine kırdıran sağcı ahlak sahipleri değil mi?
İşte tam da sağcıların çarkına çomak soktuğu için ahlaklıdır solcular.

Bence Hasan amcalara hiç kızmayalım; iğneyi yine kendimize batıralım. Sosyalizmi yaymak adına enternasyonal düzeyde güç birliği yapmak zorunlu iken ulusal düzeyde bile bölük pörçük olan dünya soluna kızalım!

Yazarın Diğer Yazıları
Hasan Amcalara kızmayalım 16 Aralık 2025
Parçalama projeleri 20 Kasım 2025
Mücevher 6 Kasım 2025
Barış müsameresi 22 Ekim 2025