HÜDAPAR'lı Yapıcıoğlu: Türkiye ile Abdullah Öcalan bir yıldır görüşmeler yapıyor
HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu “Yaklaşık bir yıldır Türkiye devleti ile Abdullah Öcalan görüşmeler yapıyor, birbirleriyle temas halindeler ve bu konular hakkında konuşuyorlar” ifadelerini kullandı.

HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Türkiye istihbaratı ile PKK lideri Abdullah Öcalan arasındaki görüşmelerin yaklaşık 1 yıldır devam ettiğini söyledi.
Rûdaw’ın sorularını yanıtlayan Yapıcıoğlu, “Yeni bir çözüm süreci başlayacak mı?” sorusuna verdiği yanıtta “Bence süreç başladı. Yaklaşık bir yıldır Abdullah Öcalan ile Türk istihbaratı arasında görüşmeler yapılıyor. Görünüşe göre bir aşamaya gelindi. Ancak siyasetçilerin çoğu bundan kapsamlı olarak haberdar olmayabilir” ifadesini kullandı.
Yapıcıoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Yaklaşık bir yıldır Türkiye devleti ile Abdullah Öcalan görüşmeler yapıyor, birbirleriyle temas halindeler ve bu konular hakkında konuşuyorlar. Abdullah Öcalan’a giden heyetlerin de kendisine gerekli bilgileri ve detayları aktardığını düşünüyorum. Bu mesele mutlaka konuşulmuştur. Silahlar nereye bırakılacak? Kim bırakacak? Silah bırakanlar nereye gidecek? Bunlar mutlaka ele alınan konulardır. Belki bir mekanizma üzerinde çalışılıyordur.
Bu sadece Türkiye ve PKK arasında ya da Türkiye devleti ile Abdullah Öcalan arasında bir mesele değil. Bana göre bazı uluslararası taraflar da bu süreçte yer alıyor. Başta da belirttiğiniz gibi eğer silahsızlanma gerçekleşirse bunun Irak Kürdistan Bölgesi üzerinde de etkisi olacak. Aynı şekilde Suriye Kürdistanı (Rojava) üzerinde de etkisi olacak. Yani her ne kadar süreç Türkiye’deki Kürtleri ve PKK’nin silahsızlanmasını ilgilendirse de, tüm bölgeyi etkileyen bir durumdur. İran, Irak, Bağdat merkezi hükümeti ve Şam yönetimi de bu sürece dahildir. Hepsi birbirine bağlı ve etkileniyor.
“ROJOVA’DA KAMP KURULABİLİR”
Bence bu konuda bir yol bulunmuştur. Örneğin, Irak topraklarında ya da Kürdistan Bölgesi topraklarında Rojava’da da olabilir bir kamp kurulabilir, ancak bu kampın yönetimi PKK’nin elinde olmayacak. Belki de böyle bir kampın kurulması düşünülüyordur, ancak kamp sakinleri silahsız olacaktır. PKK’nin bazı üst düzey yetkilileri Avrupa’ya gönderilebilir ve bazı Avrupa ülkeleri onları kabul edebilir. Bu ihtimal de masada. Elbette ABD de bu süreçte yer alıyor çünkü onların da Suriye, Rojava ve tüm bölge üzerinde hesapları var. Bu konuların mutlaka konuşulduğunu düşünüyorum, ancak detaylar henüz net değil ve açıklanmış değil. Eğer bizden görüş istenirse, öneri ve endişelerimizi de paylaşabiliriz.”
ÖZEL DE ‘GÖRÜŞMELER BİR YILDIR SÜRÜYOR’ DEMİŞTİ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısının perde arkasına ilişkin bir yılı aşkın süredir müzakerelerin yürütüldüğünü, görüşmelere devlet adına birisi tam yetkili, dört kişilik bir heyetin eşlik ettiğini söylemişti.
Özel, şu ifadeleri kullanmıştı:
“Bir yandan bir yıldan aşkın süredir bir müzakereyi yürüteceksiniz. Yaptığınız, yapılan görüşmelere devlet adına birisi tam yetkili, dört kişilik bir heyet eşlik edecek. Bu konudan dakika dakika haberiniz olacak. Anayasa Mahkemesi’nin bir üyesi, Yargıtay’dan üyeler, yüksek hakimlerin bulunduğu 20’nin üzerinde hukukçudan oluşan bir masa bir yerde çalışma yapıyor olacak, sizin bilginizle.”
İLETİŞİM BAŞKANLIĞI YALANLAMIŞTI
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) ise PKK lideri Abdullah Öcalan’ın PKK’ye silah bırakma çağrısının ardından Özgür Özel’in iddialarını yalanlamıştı.
DMM’nin sosyal medya hesabındaki paylaşımda şu ifadelere yer verilmişti:
“Bir yıla aşkın süredir müzakere yürütülüyor. Anayasa Mahkemesi’nin bir üyesi, Yargıtay üyeleri, yüksek hakimlerin bulunduğu 20’nin üzerinde hukukçudan oluşan bir masa çalışmalar yapıyor.’ iddiaları kesinlikle doğru değildir. Öcalan’ın ‘silah bırakma ve örgütün kendisini feshetme çağrısı’ karşılığında devletle herhangi bir anayasal/yasal değişiklik pazarlığı söz konusu değildir. ‘Terörsüz Türkiye’ye doğru olumlu adımlar atılmasını engellemek isteyenler tarafından yürütülen/yürütülecek olan dezenformasyon faaliyetlerine itibar edilmemeli.”