İmamoğlu Çağlayan'da: Bizi engelleyemezler, sandık gelecek bu iktidar gidecek!
İBB Başkanı İmamoğlu, hakkında başlatılan soruşturmalar kapsamında ifade verdikten sonra Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde açıklamalarda bulundu. Yargı tacizinin en üst seviyesini yaşadıklarını söyleyen İmamoğlu, "Bugünkü mesele adalet meselesidir, bugünkü mesele hak arama meselesidir, bugünkü mesele geleceğimizdir" dedi. Sandık çağrısı yapan İmamoğlu, "Sandık gelecek bu iktidar gidecek kardeşim. Bu işin başka yolu yok" diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, hakkında başlatılan iki soruşturma kapsamında Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde verdiği ifadenin ardından açıklamalarda bulundu.
Adliye önündeki otobüs üzerinde kalabalığa hitap eden İmamoğlu, “yargı tacizi” vurgusu yaptı. “Bugünkü mesele adalet meselesidir, bugünkü mesele hak arama meselesidir, bugünkü mesele geleceğimizdir” diyen İmamoğlu, haksızlığa, hukuksuzluğa karşı mücadele etmeye devam edeceklerini vurguladı.
MANSUR YAVAŞ: SİLİVRİ’Yİ KAPATALIM
Seçim otobüsü üzerinde yaptığı konuşmada kendisiyle dayanışmada bulunmak için adliye binasına gelenlere teşekkür eden İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş’a özellikle teşekkür etti.
“Tabii özellikle burada bulunması, nasıl kol kola, omuz omuza olduğumuzu, birlikte ‘mesele vatansa gerisi teferruattır’ diyerek bir arada olduğumuzu gösteren değerli dostum, ağabeyim, Belediye Başkanımız Mansur Yavaş’a teşekkür ediyorum” ifadelerini kullanan İmamoğlu, sözü Yavaş’a verdi.
Söz alan Yavaş, kalabalığa hitaben yaptığı konuşmasında şunları söyledi:
İstanbul’a geçmiş olsun diyoruz. Son birkaç aydır yaşadığımız durumlara bakarsanız adeta Türkiye’yi bir Açıkhava tımarhanesine çevirmek istiyorlar. İnsanlar serbestçe fikirlerini söylemelidir. ‘Silivri soğuktur’ diyenler, bunun utanç verici olduğunu bilmeli. İktidar değiştikten sonra Silivri’yi kapatalım, özgür bir başlangıç yapalım.”
İMAMOĞLU’NDAN ERDOĞAN’A: GEÇMİŞTE OLDUĞU GİBİ SAVCILIĞA SOYUNUYOR
Devamla tekrar sözü alan İBB Başkanı İmamoğlu, soruşturma konusu edilen ifadelerine bir kez daha açıklık getirdi. Yapılanların hukuksuzluk olduğunu vurgulayan İmamoğlu, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Turpun büyüğü heybede’ sözlerini anımsattı. İmamoğlu, “Bu ne demek biliyor musunuz? ‘Ben bu dosyaların her sayfasını biliyorum’ demek. Sayın Cumhurbaşkanının dosyalara bakmaya hakkı yok. Yine geçmişte olduğu gibi savcılığa soyunuyor” ifadelerini kullandı.
Sandık mesajını yineleyen İmamoğlu, “‘Aldatıldık’ diyenlerden usandık, onlarla işimiz yok. Yanlışı yap sonra ‘aldatıldık’ de… Aldatıla aldatıla milletin yoksulluğa gömülmesine neden oldunuz. Buna müsaade etmeyeceğiz. Biz aldatılmayız. Sandık gelecek bu iktidar gidecek kardeşim. Bu işin başka yolu yok” diye konuştu.
İmamoğlu’nun açıklamaları şöyle:
“Burada olmayan siyasi parti yok. Bu benim için en büyük gurur vesilesi. Çünkü burada tek tek ismini sayarsam yanlış olabilir ama bugün iktidar partisi hariç tüm siyasi partiler burada… Adaleti savunması için, adaletin tesisi için bize destek olmak için geldiler. Çünkü gerçekten 16 milyon insanın iradesi böyle bir ifade vermemeliydi.
Bugünkü mesele adalet meselesidir, bugünkü mesele hak arama meselesidir, bugünkü mesele geleceğimizdir. İstanbul’da yargı tacizinin en üst seviyesini yaşıyoruz ama yılmadık, yılmayacağız. Haksızlığa, hukuksuzluğa karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.
Esenyurt’ta başlayan ve Ahmet Özer hocamızın sabahın köründe derdest edilerek hapse atılması, Beşiktaş’ta Rıza Akpolat kardeşimizin haksız yere tutuklanarak görevinden uzak uzaklaştırılması süreciyle beraber bu yargı eliyle süreci dizayn etme çabası devam etmektedir.
“BÜYÜK BİR DAYANIŞMA RUHU İÇERİSİNDEYİZ”
Tabii bugün büyük bir dayanışma ruhu içerisindeyiz. Dedim ya siyasi partilerimizin tamamı burada. Hatta genel başkanlarının bize katkı sunduğunu biliyorum. Her birisine Türkiye Cumhuriyeti’nin bu şanlı devletin bekası için, milletimizin birlik ve beraberliği için her birisine yürekten teşekkür ediyorum, minnet duygularımı iletiyorum.
Elbette, elbette benim siyasi yol arkadaşlarım bugün burada, hem İstanbulumuzun hem ülkemizin farklı noktalarından yönetici dostlarımız burada, partimizin en üst seviyesinden üyesine kadar herkesin katkı sunduğu bir ortamın içerisindeyiz. Her daim yanımızda olan partimizdeki yol arkadaşlarımıza, bütün yöneticilerimize de teşekkür ediyorum, minnet duygularımı iletiyorum.
Bütün örgütümüzün yanı sıra elbette yol yürüdüğümüz, özellikle 31 Mart’tan sonra gösterilen seçim başarısıyla Türkiye’nin birinci partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’ne, başta Sayın Özgür Özel Genel Başkanımız olmak üzere her birimize, en fazla da belediye başkanlarına nasıl müdahale edildiğini, nasıl kötü bir muamelenin gösterildiğini hep beraber yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz.
“KORKUNUN NEDEN KAYNAKLANDIĞINI BİLİYORUZ”
Sevgili dostlarım, sevgili dostlarım, elbette bizi farklı konumlandırmaya ve farklı bir biçimde bizleri yorumlamaya çalışanlar var. Ben, bugün yanımda olan, anons edildi birçok başkanımız da burada ama gelemeyen de var buraya. Çünkü o tarafta, o tarafta insanlarımızın bir araya toplanmasına bile engel olunma çabasını anlayamıyorum.
Korkunun, korkunun neden kaynaklandığını biliyoruz. Bu konuda özellikle bu tür ortamlarda polisimizle, sevgili, kıymetli, ayağına taş değmesin diye dua ettiğimiz polisimizle halkımızı karşı karşıya getiren aklı da kınıyorum. Bunun o kadar kolay halledilebilecek ortamı var ki, buraya gelmezdi. Onun için gelemeyen başkanlarımız var. İzmir Belediye Başkanımıza, Muğla Belediye Başkanımıza, Tekirdağ Belediye Başkanımıza, onların nezdinde burada oldukları için sarıldım, kucakladım, teşekkür ettim.
Tabii özellikle burada bulunması, nasıl kol kola, omuz omuza olduğumuzu, birlikte ‘mesele vatansa gerisi teferruattır’ diyerek bir arada olduğumuzu gösteren değerli dostum, ağabeyim, Belediye Başkanımız Mansur Yavaş’a teşekkür ediyorum.
“VEREMEYECEĞİMİZ HESAP YOK”
Sevgili dostlar bakın, ben, ben iki tane konuda burada ifade verdim. Bir tanesi, bir tanesi bir panelde bu sevgili kardeşim, Gençlik Kolları Genel Başkanımız Cem Aydın evinden, evinden çok sayıda polisle gidiliyor, ifade verilmek için adliyeye getiriliyor. Deseniz ki “Sayın Cem Aydın, gel ifade ver” yahut Cem Aydın aha burada adliyenin önünde. Bir korkusu olur mu bu insanların? Aramızda bir Allah’ın kulunun bile korkusu yok.
Gider ifadesini verir. Veremeyeceğimiz hesap yok. Neymiş? İtibarsızlaştıracakmışlar. Neymiş? Korkutacakmışlar. Ben de sevgili başkanımız, çok başarılı bir başkanımız. Sonuçta 30 seneye aşkındır, yani neredeyse doğmadan diyelim ailesini tanıdığım, çocukluktan beri yetişmesini gördüğüm bir insan üzerinden elbette hayıflanıyorum, kızıyorum.
Bir abi gibi, bir baba duygusuyla dedim ki; ‘Bak Sayın Başsavcı, biz öyle adil bir dönemi bu ülkeye kazandırmak istiyoruz ki senin çocukların dahi, sadece onun değil, kim haksızlık, kim hukuksuzluk yapıyorsa bu milletin hiçbir evladının sabahın köründe derdest edilerek evinden alınmayacağı günleri, herkese eşit bir adalet sistemini, yargının bağımsızlığını bu ülkeye biz getireceğiz’ dedim.
“BİLİRKİŞİ İSTATİSTİK KURALLARINI ALTÜST EDİYOR”
En kutsalımız olan aileyi, çocuğu tehdit etti diye Ekrem İmamoğlu’nu buraya ifade vermeye çağırıyorsun. Bu, bu bir şaşkınlık. Hem de, hem de daha konuşmamız yeni bitmiş, pat diye. İkincisi ne? İkincisi bir bilirkişisi, artık ismini söylemeyeceğim, herkes tanıyor. Bir bilirkişisi, bir bilirkişisi, öyle bir bilirkişi ki istatistik kurallarını altüst ediyor.
Ekrem İmamoğlu ve yakın çevresinde hangi konu var ise özellikle soruşturmanın başladığı anda ilk bilirkişi olarak çağırılıyor ve o bilirkişi raporlarıyla dava açılıyor. Şu ana kadar yazdığı her bilirkişi raporu da başka uzman bilirkişiler tarafından tamamen yanlış olduğu tescil ediliyor.
Özellikle son Esenyurt ve Beşiktaş operasyonunda Esenyurt için tutulan tutanakta orada 3 bilirkişinin ismi yazıyorken diğer ikisinin haberi olmadan, bilgisi olmadan bir rapor yazıyor, imzalıyor.
Tamamen usule, hukuka, kanuna aykırı. Çünkü ben şimdi hukuksuzluk yapmayayım, Mansur Başkanımın yanında ama ikisinin imzası olmadan o 3 kişinin ismi yazıyorsa bilirkişi raporu çıkamaz.
“BİZ ALDATILMAYIZ. SANDIK GELECEK BU İKTİDAR GİDECEK”
Dolayısıyla böyle bir evrakta sahteciliğe kadar giden uydurma bir rapor düzenliyor. Yahu bu millete kötülük düşünen, bu milletin birlik ve beraberliğini altüst etmeye çalışanı ben ifşa etmeyeceğim de kim edecek? Hem ifşa edeceğim.
‘Aldatıldık’ diyenlerden usandık, onlarla işimiz yok. Yanlışı yap sonra ‘aldatıldık’ de… Aldatıla aldatıla milletin yoksulluğa gömülmesine neden oldunuz. Buna müsaade etmeyeceğiz. Biz aldatılmayız. Sandık gelecek bu iktidar gidecek kardeşim. Bu işin başka yolu yok.
Buradan söylüyorum. Biz adil bir düzen, adil bir sistem, yargının bağımsızlığı için mücadelemize devam edeceğiz. Her birimizin, bütün muhalif demokratların, bütün siyasi partilerin yolu açık olsun. Allah yolumuzu açık etsin. Bizi engelleyemezler.
Bakın buradan bir şey daha söyleyip sözlerimi bitiriyorum; Bu sevgili polis kardeşlerimize vatandaşla karşı karşıya gelmelerini artık bırakın. Emniyet görevini yapsın. Bu polis kardeşlerimizi masum vatandaşlarla karşı karşıya getirip milletvekillerinin gözüne, gözüne gaz sıkmayı falan filan bıraksın.”