İnsanca bir yaşam için mücadele eden emekliler artık yalnız değil “Emeklinin Sesi Derneği” kuruldu!
Emeklinin Sesi Derneği kuruldu. Yurtsever Haber olarak kurucu Genel Başkanı Şaduman Özyürek ve kurucular kurulu üyeleri ile emeklilerin mücadelesini ve derneğin yol haritasını konuştuk.
Türkiye’de, özellikle son yıllarda artık bir hayatta kalma savaşına dönüşen emeklilerin mücadelesi, Emeklinin Sesi Derneği’nin kurulmasıyla ortak bir mücadeleye dönüşüyor. 1 Aralık 2025 tarihinde kuruluşunu ilan eden dernek, ilk olarak 31 Aralık Çarşamba günü saat 19.00’da Kadıköy İskele Meydanı’nda bulunan Atatürk heykelinin önünde bir oturma eylemi yaparak milyonlarca emeklinin taleplerini duyuracaklarını ilan etti.
Emeklinin Sesi Derneği kurucu Genel Başkanı Şaduman Özyürek ve kurucular kurulu üyeleri ile kuruluşundan sonra ilk röportajı gerçekleştirdik.
– Öncelikle merhaba, Emeklilerin ülkemizde insanca yaşam koşullarından uzak yaşadığını görüyoruz. Verilere göre ülkemizde 16 milyondan fazla emekli yaşıyor. Bunun 4.5 milyonu sadece 15 bin TL maaş ile yaşamını sürdürmek zorunda kalıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Emekliler yıllarca ülkeye artı değer kazandırmış, alın teri ile ülke kalkınmasına katkı vermişlerdir. Ücretlerini daha ellerine almadan maaşlarının ciddi bir kısmını vergi, sosyal güvenlik pirimi olarak devlet tarafından kesintiye uğramıştır. Çalışan emekçilerimiz bu kesintilerin emeklikte kendilerine rahat bir yaşam sağlayacağı düşüncesindeydiler.
Emekliliğimiz ilk günlerinde bu rahatlığı biraz yaşadık. Seneler geçtikçe enflasyon karşısında eriyen maaşlarla yaşam oldukça güçleşti. Ev kirası, çocuk masrafları (okul, giyim vb) mutfak masrafları, elektrik, doğalgaz, su ve haberleşme faturaları için birkaç emekli maaşı gerektiği için buldukları her işte ileri yaşlarına rağmen çalışmak zorunda kalıyorlar. Yaşıtları turistler emekliler ülke ülke gezerken, kendileri bırakın turistik gezileri çoğu doğduğu ile gidemiyorlar, ayda bir sinema veya tiyatroya bile gidemiyorlar.
Emekliler bu sıkıntıları çekerken , bütçede yük olarak adlandırılan insanca yaşamlarını bile karşılamayan o düşük maaşlar . Bütçenin büyük payını KKM’lere, faiz ödemelerinde , yandaş firmalara ödenen fahiş yatırım ödenekleri , kamu CEO’larına dudak uçuklatan maaşlarına, bir kaç kurumdan maaş alan liyakatsiz devlet çalışanlarına ayrılıyor. Gelir adaletsizliği ülkede emeklilerin, asgari ücretle çalışan (asgari ücret ortalama ücret olmuştur) dar gelirlilerin yaşamlarını zorluyor.
2008 yılında çıkarılan intibak yasası ile emekli aylıkları kuşa döndü. Bizler hiçbirimiz şansa emekli olmadık. Biz yaklaşık 33 yıl çalışarak emekli olduk. SSK primi ve vergiler aylığımızı görmeden kesilmiş olarak elimize geçiyordu. Siyasi iktidarlar oy almak için sürekli af çıkararak cezasız pirim borcunu ödeyenler, emekli maaşını sanki iktidar cebinden veriyormuş gibi düzenlemeler getirdi. Genelde sağ partilere oy verenler şükür etmelerinden dolayı. İktidar partisi daha fazla cesaret alarak böyle düzenlemeye devam ediyor. Emekliye verilecek aylıkları düşürerek kendi lüks harcamalarına devam ediyor. Kılıfı da hazır “itibardan tasarruf olmaz ”
Emekliler insan olmanın gereği olan yaşam koşullarından çok uzaktadır. 16 milyon emeklinin dört buçuk milyonu 15 bin TL’nin altında maaş aldığı gibi, bunun üzerinde kalan emekli yığınlarının ezici çoğunluğu da net 22.000 TL asgari ücret ve 26.925 TL tutarındaki açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edilmektedirler. Bunun başlıca sorumlusu, iktidara geldiği günden beri, emekliye ödenen parayı külfet olarak gören, emekli maaşına kat sayılarını düşüren, bütün taleplere karşı intibak yasasını çıkarmayan, emeklilerin önündeki sendika örgütlenme hakkını engelleyen AKP iktidarı vardır.
– Emeklinin Sesi Derneğini ne zaman kurdunuz? Derneğin temel amacı ve mücadelesini değerlendirebilir misiniz?
Derneğimiz, 1 Aralık 2025 tarihinde Emeklinin Sesi Derneği adıyla kurulmuştur. Emekliler çeşitli Platformlar olarak ses çıkarmaya devam edildi. Fakat Platformların zayıf kaldığı sosyal medyadan başka ses getirmediği görüldü. Bunu bir dernek çatısı altında birleşerek daha gür bir ses getirmesini sağlamak için 1 Aralık 2025 tarihinde resmi başvurumuzu yaptık ve kuruluşumuzu ilan ettik. Üyelerimiz aynı zamanda AKP iktidarı tarafından yasaklı bulunan Emekli Sendikalarına üye.
Emeklilerin uluslararası sözleşmelerle elde etmiş olduğu, sendikal örgütlenme hakkının mevcut iktidarlar tarafından tanınması ve bu konudaki uyarlamaların yapılmasını sağlamak. Emeklilerin, toplumun diğer kesimleri gibi insanca yaşamasını sağlamak, bu yolda diğer emekli ve emekçi örgütleri ile ortak sesini yükseltmek, birlikte mücadeleyi örmek derneğimizin önde gelen amaçlarındandır.
Derneğimizin temel amacı emeklilerin içinde bulunduğu bu acı tablodan çıkış yolunu açmak. Bununda tek yolu en geniş emekli örgütlenmesi için Emeklinin Sesi olmaktır.
16 milyon emeklinin ekonomik, demokratik haklarının ve kazanımlarının, daha ileri götürülebilmesi, bu perspektif üzerinden yeni kazanımlar elde edebilmesi ve en nihayetinde de İnsanca Bir Yaşam ve Eşitlikçi Bir Düzen kurulması için mücadele vereceğiz.
– Emeklinin Sesi Derneği diğer emekli örgütlenmelerine nasıl yaklaşıyor?
Emeklinin Sesi Derneği, bütün hak mücadelesi veren emekli, sendika, dernek ve platformlara eşit, koşulsuz yaklaşmaktadır. Derneğimiz özellikle sahada emeklinin ortak ve birleşik mücadelesini önemsemektedir. Bütün emekli örgütlenmelerinin birlikte mücadelesini temel hedeflerinin önüne koymaktadır. Bunun gerçekleşmesi için bütün emekli örgütlerine çağrı yapmaktadır.
Keşke bütün emekli sendikaları birleşmiş olsalar, belki daha farklı ses çıkardı. Şu anda birleşme ortamı görülmüyor. Ama ayrı ayrı olmak birlikte eylem yapmaya engel değil. Bugün bütün emekli sendikaları mevzuata göre 2 ila 3 yıl içinde bakanlık tarafından kapanıp tekrar isim değişikliği ile yeniden açılıyor.
– Emeklinin Sesi Derneği ‘İnsanca Yaşam Manifestosu’ ile yola çıktığını ilan etti. Neden İnsanca Yaşam Manifestosu?
İnsanca Yaşam Manifestosu derneğimizin kuruluş bildirgesidir.
Çünkü insanca yaşam haktır, emeklinin hakkı gasp edilemez diyoruz bu manifesto ile.
Türkiye’de milyonlarca emekli her geçen gün daha da yoksullaşırken, “kaynak yok”, “emekli sayısı çok” “emekliler beklediğimizden daha uzun yaşıyor” gibi gerçek ve insanlık dışı söylemlerle kamuoyu yanıltılmaktadır.
Neden İnsanca Yaşam Manifestosu; Çünkü bu manifesto, insanın insan olmaktan, yani doğuştan gelen haklarını, başka bir deyişle yaşam haklarını savunmaktadır. Nedir bunlar dersek: Sağlık, Eğitim, Barınma ve Beslenme Hakkını sayabiliriz. Emekliler için de bir de şunu eklemeliyiz. Yaşamının son yıllarını kimseye muhtaç olmadan geçirebilme hakkını ekleyebiliriz. Kaynak yok, emekli çok söylemimin safsata olduğunu görmek gerekir. Emeklinin Sesi Derneği bu sorunların, iktidarların yanlış ve sermaye yanlısı politikalarından kaynaklandığını söylemekte, yetersiz istihdam, güvencesiz çalışma koşulları, düşük ücret politikaları. İlk elden sayabileceğimiz konulardır. İstihdam ı artırmak, kayıt dışını azaltmak, kamucu uygulama ve destekleri artırmak akla gelen ilk çözümlerdir.
Kısaca bu manifesto emeklinin sesidir.
– Emeklinin Sesi Derneğinin mücadele programı nasıl şekillendi? Neler yapacak?
Öncelikle 31 Aralık Çarşamba günü saat 19.00’da Kadıköy İskele de Atatürk heykelinin önünde oturma eylemi ile başlayacağız. AKP iktidarı hatırlarsanız 2024 yılını ‘Emekliler Yılı’ ilan etmişti ve emekliler için insanca yaşam koşulları daha da kötüleşmişti. Bu defa emekliler 2026 yılını birlikte mücadele yılı, emeklilerin sesinin gür çıktığı bir mücadele ve dayanışma yılı ilan edecek. 2025 yılının son gününde İnsanca Yaşam Eşitlikçi Bir Düzen talebimizi haykıracağız. İnsanca Yaşam Manifestosu taleplerimizi dile getireceğiz.
Bu eylemi izleyen süreçte paneller, basın açıklamaları, bildiri dağıtımları gibi farklı etkinlik ve kampanyalar yapacak ve sesimizi daha güçlü duyurmanın bütün araçlarını kullanacağız.
Kısaca emekliler nerde ise bizde orada olacağız.
Emeklinin Sesi Derneği’nin kuruluşuyla beraber ilan ettiği “İnsanca Yaşam Manifestosu” şu şekilde.
“İnsanca Yaşam Haktır, Emeklinin Hakkı Gasp Edilemez!”
Türkiye’de milyonlarca emekli her geçen gün daha da yoksullaşırken, “kaynak yok”, “emekli sayısı çok” “emekliler beklediğimizden daha uzun yaşıyor” gibi gerçek dışı söylemlerle kamuoyu yanıltılmaktadır. Emeklinin Sesi Derneği olarak bu yalanlara ve haksızlıklara karşı “İnsanca Yaşam Manifestomuzla” kamuoyuna sesleniyoruz.
1- Emekli sayısı değil, istihdam sorunu!
Türkiye’de sosyal güvenliğin temel sorunu emekli sayısı değildir.
Sorun; yetersiz istihdam, kayıt dışı çalışma, düşük ücretler ve devlet katkısının azalmasıdır.
“Dört çalışana bir emekli düşmeli” safsatası artık terk edilmelidir.
Yapılması gereken, istihdamı artırmak, kayıt dışılığı azaltmak ve kamu katkısını güçlendirmektir.
2-Kaynak var, sermayeden ve patronlardan yana kullanılıyor!
Devletin kaynağı vardır, mesele bu kaynağın kimden yana kullanıldığıdır.
2009 yılında SGK’ye yapılan Hazine yardımlarının bütçedeki payı %15,1 iken, 2024’te bu oran %6,7’ye düşmüştür.
2025 yılı merkezi yönetim bütçesinde faiz giderleri 1,95 trilyon TL olarak öngörülmektedir. Ayrıca SGK bütçesinden işverenlere sağlanan teşvik ve prim destekleri, asgari ücret desteği dahil olmak üzere yaklaşık 430 milyar TL civarındadır. Böylece faiz ve teşvik toplamı yaklaşık 2,38 trilyon TL’ye ulaşmaktadır. Bu tutar, emeklilere yapılacak bir iyileştirmenin kaynağının da emeklilerin insanca bir maaş almasının koşulunun da fazlasıyla mevcut olduğunu göstermektedir.
Yani bütçeden emekliye ayrılan pay azaltılırken, başka kalemler büyütülmüştür.
Bu bir tercihin sonucudur; emekten yana değil, sermayeden yana bir tercihin.
3-Emeklinin toplumsal payı azalıyor, azaltılıyor!
Emeklilerin sayısı artarken gelirden aldığı pay düşmüştür.
2010’da emekli nüfusu %12 iken GSYH’den aldığı pay %6,8’di.
2024’te emekli nüfusu %18,5’e çıktı, payı ise %6,1’e geriledi.
Eğer bu oran korunmuş olsaydı, bugün emekli aylıkları yaklaşık %10,5 GSYH payına denk gelecekti.
Bu düşüş, emeklilerin alım gücünün kasıtlı biçimde azaltıldığını göstermektedir.
4-Emekli maaşları sefalet düzeyinde!
Bugün en düşük emekli aylığı 14.469 TL, ortalama aylık 18.000 TL’dir.
Oysa tek bir çalışanın aylık yaşam maliyeti 31.181 TL’dir.
Emekliler bu koşullarda yaşam mücadelesi vermektedir.
5-OVP ve Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) tehlikesi!
2025–2027 Orta Vadeli Program (OVP), “ücret-fiyat sarmalı” bahanesiyle ücret artışlarını sınırlamayı hedeflemektedir.
Bu, asgari ücretin ve emekli maaşlarının düşük tutulacağı anlamına gelmektedir.
Ayrıca OVP’de yer alan “Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES)” planı,
kıdem tazminatının fona dönüştürülmesi ve kamusal sosyal güvenliğin zayıflatılması riskini taşımaktadır.
Kamusal emeklilik sistemi güçlendirilmeli, özel fonlara devredilmemelidir.
Hükümet patron sınıfına yeni bir kaynak yaratmak için “İşsizlik Fonunu” nasıl bir yatırım aracına dönüştürdüyse “Kıdem Tazminatı”na da aynı gözle yanı kem gözle bakmaktadır. Kıdem Tazminatı emekçilerin önemli bir kazanımı iken “Tamamlayıcı Emeklilik Sisteminin” fonu olarak emekçilerin elinden alınmaya çalışılmaktadır. Bir bütün olarak emekçi sınıfın bu hakkının, hakkımızın elimizden alınmasına geçit vermeyelim.
6-Emekliler emeklilik hakkını kazandıktan sonra bile sefalet maaşından kaynaklı çalışmaya devam etmekte, tehlikeli işlerde çalışırken işçi cinayetlerinde hayatlarını kaybetmektedir!
“2024’ü emekliler yılı olarak ilan ediyoruz” demişlerdi. Ancak görüyoruz ki emeklilik hakkını kazanamayan ya da emeklilik hakkını kazandığı halde geçinemediği için inşaatlarda çalışan, tarlalarda çift süren, sokaklarda atık toplayan 60’lı ve 70’li yaşlardaki işçiler düşerek, zehirlenerek, trafik kazasında hayatlarını kaybediyor. 2024 yılında 50 yaş ve üstü en az 558 işçi hayatını kaybetti.
TALEPLERİMİZ
- Yoksulluk sınırının altında olmamak şartı ile Reel Ücret-İnsanca maaş istiyoruz.
- Acilen tüm emeklilere seyyanen zam yapılmalıdır.
- Emekliler için intibak düzenlemesi yapılmalı, İntibak yasası acilen çıkarılmalıdır.
- Tüm emeklilere sağlık hizmeti eşit ve ücretsiz bir şekilde sunulmalıdır.
- Kamusal sosyal güvenlik sistemi güçlendirilmeli, İngiliz Mehmet tarafından ortaya atılan bir çeşit IMF uygulaması olan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi dayatmasından vazgeçilmelidir.
- SGK’ye kamu katkısı artırılmalı, bütçede sosyal güvenliğe öncelik verilmelidir.
- Emekli çalışanlar için de İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği alınmalı, işçi cinayetlerinin tüm sorumluları hesap vermelidir.
- Emekliler için Sendikalaşmanın yolu açılmalı, örgütlenme önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır.
Biz emeklilerin son sözü:
“Emeklilik bir lütuf değil, alın terinin karşılığıdır.
Biz sadaka değil, hakkımız olanı istiyoruz.
İnsanca yaşamak ve eşitlikçi bir düzen bir haktır, bu haktan vazgeçmeyeceğiz!”
Emeklinin Sesi Derneği


