Reklam
Kategoriler: Gündem

İstanbul Barosu’ndan dikkat çekici rapor: Anayasa askıda

Reklam

İstanbul Barosu, son bir ayda İstanbul’da yaşanan gözaltılar, tutuklamalar ve bunlara eşlik eden güvenlik müdahaleleriyle ilgili kapsamlı bir hak ihlali raporu hazırlayarak kamuoyuyla paylaştı.

İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun katılımıyla gerçekleştirilen basın toplantısında, Baro bünyesindeki Avukat Hakları Merkezi Başkanı Mustafa Rüzgar, Çocuk Hakları Merkezi Kardelen Ateşçi, Kadın Hakları Merkezi Özlem Özhan ve İnsan Hakları Merkezi Başkanı Tora Pekin tarafından hazırlanan dört ayrı rapor kamuoyuna sunuldu. Basın toplantısında konuşan Baro Başkanı Kaboğlu, anayasanın temel haklar bakımından sunduğu güvencelere dikkat çekerek, İstanbul’da yaşanan olayların bu güvencelerin sistematik biçimde ihlal edilmesi anlamına geldiğini söyledi. “Savaş hukukunda dahi ihlal edilmesi mümkün olmayan hakların çiğnendiğine tanıklık ediyoruz” diyen Kaboğlu, güvenlik güçlerinin cadde ve meydanlardaki sert müdahalelerine, adliye süreçlerinde yaşanan hak ihlallerine ve cezaevine kadar uzanan ağır hukuk dışı uygulamalara dair somut örneklerle değerlendirmelerde bulundu.

“ANAYASA ASKIDA, HUKUK DEVLETİ İLKESİNİN İÇİ BOŞALTILMIL DURUMDA”

Konuşmasında özellikle Anayasa’nın 15. ve 19. maddeleri üzerinden değerlendirme yapan Prof. Dr. Kaboğlu, savaş ve olağanüstü hallerde bile sınırlanamayacak temel hakların çiğnendiğini vurguladı. “Yaşam hakkı, düşünceyi açıklama hakkı, masumiyet karinesi, geriye yürümezlik ilkesi gibi anayasanın çekirdeğini oluşturan haklar bugün İstanbul’da açıkça ihlal ediliyor” dedi.

İstanbul’un son bir ayda yaşadığı hak ihlallerinin yalnızca bireysel vakalar değil, sistematik bir hukuk dışılaşmanın parçası olduğunu belirten Kaboğlu, “Vatandan Çağlayan’a, Çağlayan’dan Metris’e, oradan Silivri’ye uzanan bir ihlal zinciriyle karşı karşıyayız. Bu zincirin halkaları kolluk kuvvetleri, adliye ve cezaevi olarak sıralanıyor” diye konuştu.

“TUTUKLAMALAR ANAYASA DIŞIDIR, HİÇBİR KOŞULU TAŞIMAMAKTADIR”

Kaboğlu, İstanbul’daki gözaltı ve tutuklama uygulamalarının Anayasa’nın 19. maddesi ile bağdaşmadığını ifade ederek şunları söyledi:

“Tutuklama için gerekli hiçbir anayasal koşul gerçekleşmeden, yüzlerce yurttaş, öğrenci, gazeteci ve hatta belediye başkanları tutuklanmıştır. Bu uygulamalar, özgürlüğün istisna değil kural olduğu demokratik hukuk devleti ilkesini açıkça ihlal etmektedir.”2001’de Anayasa’nın 13. maddesinde yapılan değişiklikle tutuklamaların daha dar koşullarda uygulanması gerektiğini, ölçülülük ilkesinin ve hakkın özüne dokunma yasağının getirilmiş olduğunu hatırlatan Kaboğlu, “Adli kontrol seçeneği varken tutuklama yoluna gidilmesi açık bir hak ihlalidir” diye konuştu.

“GÖALTILAR KEYFİ, YARGI SÜREÇLERİ GECİKTİRİLİYOR”

Gözaltına alınan kişilerin anayasal olarak sahip oldukları hakların sistemli biçimde ihlal edildiğini dile getiren Kaboğlu, yakalama nedenlerinin derhal bildirilmemesi, yakınlarına bilgi verilmemesi ve kişilerin en geç 48 saat içinde hâkim karşısına çıkarılması kuralının ihlal edilmesini örneklerle anlattı:

“Savcı karşısına çıkarılmadan önce insanlar günlerce gözaltında tutuluyor, yorgun düşürülüyor, ifade verecek takat bırakılmıyor. Bu durumda yapılan savunmanın adil yargılanma ilkesiyle bir ilgisi kalmıyor.”

“DİRENME HAKKI ANAYASAL GÜVENCE ALTINDA”

Basın toplantısında özellikle öğrenci gösterilerine yönelik polis müdahalelerine ve bu süreçte gözaltına alınan kişilere yönelik uygulamalara da değinen Kaboğlu, Anayasa’nın 137. maddesine atıfla, hukuka aykırı emre uymama hakkına vurgu yaptı. Şiddet içermeyen toplantı ve gösterilerin anayasal bir hak olduğuna işaret eden Kaboğlu, kolluk güçlerinin bu hakka yönelik orantısız müdahalesinin suç teşkil ettiğini söyledi:

“Polisin şiddet içermeyen gösterilere şiddetle karşılık vermesi suçtur. Yurttaşların bu durumda direnme hakkı vardır. Buna rağmen gösterilere katılan gençler ‘polise mukavemet’ gerekçesiyle tutuklanıyor. Bu, hem Anayasa Mahkemesi’nin hem de AİHM’in içtihatlarına aykırıdır.” Kaboğlu, İstanbul’da yaşananların yalnızca bireysel hak ihlalleriyle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda demokratik rejim üzerinde sistematik baskılar kurulduğunu dile getirerek, İstanbul Barosu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerinden yürütülen müdahalelere dikkat çekti: “İstanbul Barosu’na ve İBB’ye yönelik hamleler, 2017 anayasa değişikliğiyle elde edilemeyen yerel iktidarın zor yoluyla tesisi çabasının ürünüdür. 7249 sayılı yasayla baroları bölme girişimi başarısız olunca, şimdi başka araçlar devreye sokuluyor. Bu doğrudan doğruya anayasanın güvence altına aldığı demokratik devlete yönelmiş bir müdahaledir.”

Baro Başkanı Kaboğlu, İstanbul Barosu’nun anayasa ve yasalar çerçevesinde görevlerini sürdürmeye kararlı olduğunu vurgulayarak, “Bizler hukuk içinde kalarak görevimizi yapacağız. Anayasamızın çizdiği çerçevenin dışına çıkan her uygulamaya karşı çıkmaya, raporlamaya ve kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz” dedi. Kaboğlu’nun açıklamasının ardından İstanbul Barosu’nun ilgili merkezleri tarafından hazırlanan ayrıntılı raporların sunumuyla devam etti.

RAPORDAN ÖNE ÇIKAN BULGULAR

Toplantının ardından İstanbul Barosu’nun dört merkezi tarafından hazırlanan kapsamlı raporlar sunuldu. Raporların bazı çarpıcı başlıkları özetle şöyle:

Kadın Hakları Merkezi’nin 47 kadınla yaptığı görüşmeye dayanan raporda:

Gözaltındaki kadınların büyük çoğunluğunun ters kelepçeyle yere yatırıldığı, saçlarından sürüklendiği ve araçlarda dahi darp edildiği belirtildi.
Bazı kadınların maruz kaldığı şiddet doktor kontrolüne yansıtılamadı, bu nedenle resmi kayıt altına alınamadı.

Çıplak arama ve cinsel taciz ifadeleri öne çıktı. Bazı kadınların fotoğrafları eskort sitelerinde yayımlandı.

Kadınlara ped, iç çamaşırı, sabun gibi temel hijyen malzemeleri sağlanmadı; regl dönemindeki ihtiyaçlar görmezden gelindi.

Cezaevinde de hijyen, sağlık ve psikolojik destek alanlarında ciddi ihlallerin sürdüğü vurgulandı.

Çocuk Hakları Merkezi’nin 22–28 Mart arasında gözaltına alınan 26 çocukla ilgili raporda:

  • 20 çocuğun kelepçelendiği, 12’sinin fiziksel şiddet gördüğü kaydedildi.
  • Bazı çocuklara gözaltı sırasında doğrudan yüzlerine biber gazı sıkıldı.
  • 12 saate varan araç içinde bekletme, gıda ve suya erişim eksikliği yaşandı.
  • Çocuklar yetişkinlerle bekletildi.
  • Çocukların çoğu ikmalen serbest bırakılmadı, adliyeye sevk edildi.
  • Adli kontrol kararıyla serbest bırakılan çocuklar hakkında gözaltının “son çare” olmadığı, ilk seçenek olarak uygulandığı vurgulandı.
  • Avukatlar, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne fiziki olarak erişemediklerini, geniş güvenlik bariyerleriyle engellendiklerini ve müvekkillerinin nerede tutulduğuna dair bilgi verilmediğini aktardı.
  • Müdafiye haber verilmeden müvekkillerin Gayrettepe ve Esenler kolluk birimlerine sevk edildiği, bu ihlallerin Kriz Merkezi aracılığıyla sistematik biçimde kayıt altına alındığı açıklandı.

İnsan Hakları raporuna göre:

Vatandaşlar ters kelepçeyle yere yatırıldı, copla darp edildi, plastik mermi, tazyikli su ve biber gazıyla hedef alındı.Adliyeye çıkan yollar kapatılarak gösteri hakkı fiilen engellendi. Gözaltında polis varlığında muayene yapıldığı, bunun İstanbul Protokolü’ne aykırı olduğu belirtildi.Bazı şüphelilerin avukatsız ifadeleri alındı.

Reklam

Önceki Haberler

Demokrasi Engelleri

Türkiye’de demokrasinin rafa kaldırılması, medyanın tek silah olarak denetime alınması, otokrasinin ayyuka çıkması kimsenin umurunda…

22 Nisan 2025 19:52

Emniyet yazı gönderdi, üniversite yönetimi jet hızıyla soruşturma açtı

Kocaeli'de eylemlere katıldıkları gerekçesiyle gözaltına alınan ve ifadelerinin ardından serbest kalan 32 öğrenci hakkında emniyet,…

22 Nisan 2025 17:40

Rasim Ozan Kütahyalı için istenen ceza belli oldu

Rasim Ozan Kütahyalı hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istendi.

22 Nisan 2025 15:46

TMSF ihaleye çıkaracaktı: Polat çiftinin arabalarına dair yürütmeyi durdurma kararı

Dilan ve Engin Polat çiftine ait araçların TMSF tarafından ihale ile satışa sunulmasına ilişkin, mahkeme…

22 Nisan 2025 14:57

Bahçeli’den erken seçim açıklaması: CHP artık tehlikeli bir siyasi odaktır

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, erken seçim tartışmalarına ilişkin, "Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Cumhur İttifakı’nın…

22 Nisan 2025 14:19

Zonguldak’tan liseliler öğretmenlerine sahip çıkmak için eylemde

Zonguldak'ta lise öğrencileri proje okullarına yapılan atamalar ve öğretmenlerinin sürgün edilmesine karşı yürüyüş gerçekleştirdi.

22 Nisan 2025 13:54
Reklam