Burak Masat
Bağımsızlık mücadelesine ve devrimci gençliğe dönük gerici saldırının, Kanlı Pazar’ın üzerinden tam 56 yıl geçti. Dünya barışının düşmanı, katil Amerika’nın 6. Filosu ’nu İstanbul’da protesto eden öğrenci gençliğe ve yurttaşlara dönük kanlı saldırının nedenini günümüz perspektifinden incelediğimizde taşların yerine oturduğunu daha rahat anlayacağız. Fakat öncelikle Kanlı Pazar’da olanlara değinmekte fayda var.
1969 yılının Şubat ayında, 6. Filo’nun tekrardan İstanbul Boğazı’na geleceği öğrenilir. Gençlik örgütleri bunun üzerine ortaklaşa bir şekilde filoya karşı bir eylem düzenleme kararı alır ve Türkiye genelinde eylem hazırlıklarına ve çalışmalarına hızlıca başlanır.
O sırada İsmail Kahraman (sonrasında Refah Partisi’nden milletvekili ve Kültür Bakanı, AKP döneminde ise TBMM Başkanı oldu) önderliğindeki, sonrasında AKP kurucusu ve Cumhurbaşkanı olacak olan Abdullah Gül’ün görev yaptığı Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) ve İlhan Egemen Darendelioğlu önderliğindeki, Fethullah Gülen’in de içinde bulunduğu Komünizmle Mücadele Derneği’de eş zamanlı olarak 16 Şubat gerçekleşecek olan saldırıya hazırlanmaktaydı. Sağcı gazeteler eliyle ve Mehmet Şevket Eygi yazılarıyla saldırıya çağrıda bulunulmuştu ve ilerici, bağımsızlıkçı, devrimcilere karşı “cihat” ilan edilmişti.
16 Şubat 1969 günü içinde devrimci gençlik örgütleri, meslek örgütleri, sendikaların bulunduğu 76 kurum, Beyazıt Meydanı’nda toplanarak Taksim Meydanı’na doğru “Emperyalizme ve Sömürüye Karşı İşçi Yürüyüşü” nü başlatmışlardı.
Taksim Meydanı’nda hazırlıklı bekleyen sağcılar, yurttaşların alana girmesiyle birlikte “cihada” başlamışlardı. Sopalarla, satırlarla, bıçaklarla gerçekleştirilen saldırıda Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan isimli 2 işçi hayatını kaybetmişti ve 200’den fazla kişi yaralanmıştı. Taksim Meydanı kan gölüne dönmüştü, 16 Şubat 1969 günü Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesine karşı yapılan bu saldırı Kanlı Pazar olarak akıllara kazınmıştır…
KANLI PAZARIN İZİNDEN GİDENLER
l3 Kasım 2002, 22 yıldır süren istibdat rejiminin miladı… Gericilik, tarikatların egemenliği, tek adam rejimi, bombalı saldırılar, özelleştirmeler, ekonomik ve siyasi krizler, darbe girişimi ve emperyalizme göbekten bağlanmış bir Türkiye.
AKP iktidara geldikten 1 yıl sonra ABD’nin Irak işgali başlamış, Ortadoğu’ya açık bir şekilde müdahale gündeme gelmişti. “Türkiye Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’ta başarılı olmasını samimiyetle arzu etmektedir” ifadelerini kullanan Erdoğan’ın işgale dair tutumu da AKP’nin tarihsel rolü gereği bizleri pek de şaşırtmamalıdır.
Bunu takip eden süreçte yaşanan Arap Baharı olarak adlandırılan, Arap ülkelerinde gerçekleşen halk hareketlerinin sonrasında Libya lideri Kaddafi’nin öldürülmesi, Suriye’ye dönük emperyalist müdahale, Filistin’e yönelik İsrail’in soykırıma varan katliamı ve geçtiğimiz aylarda gerçekleşen, cihatçı çeteler eliyle Suriye’de gerçekleştirilen darbe. Yukarıda Erdoğan’ın tarihsel rolü ve kökeni gereği tutumundan bahsetmiştik, yaşanan bu süreçlerde de tutumunun pek farklı olmadığını görmekteyiz. Esad rejiminin düşüşünü büyük bir mutlulukla karşılayan ve buradan ucuz bir siyaset döndürmeye çalışan iktidarın BOP’u ve ABD’nin dünya üzerindeki hegemonyasını ne kadar önemsediğini de tekrardan görmekteyiz.
Anlatmak istediklerimizin bugün Türkiye’de herkes tarafından bilinmesine rağmen Kanlı Pazar ile ilgisi nedir? Bu sorunun cevabına ulaşmak için 1969 yılına geri dönmek istiyorum.
Saldırıyı gerçekleştiren gruplardan biri olan MTTB’nin o dönemki başkanı ve 27. Dönem Meclis Başkanı AKP milletvekili İsmail Kahraman önderliğindeki MTTB’ye baktığımızda, örgütün mensuplarının bugün istibdat rejiminin kadroları olduğunu görebilmekteyiz. Birkaç örnek vermek gerekirse; Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Recep Tayyip Erdoğan… Daha çok isim sayabiliriz fakat 22 yıldır bu isimleri duymaktan, görmekten sıkıldığımızı düşünüyorum.
Varmaya çalıştığımız sonuca gelirsek, bugün iktidarda olanlar 56 yıl önce Kanlı Pazar’ı gerçekleştirenler, Amerika’nın 6. Filosu’nu kıble belleyip karşısında namaz kılanlar, birçok devrimci öğrencinin ve yurttaşın ölümüne sebep olanlardır. Gericilerin 56 yıl önce gerçekleştirdikleri kanlı saldırı 2025 Türkiye’sinde emperyalizmin Ortadoğu’daki emellerinin gerçekleşmesi için önemli bir yere oturmaktadır.
Peki, Kanlı Pazar’da, 1977 1 Mayıs’ında, Maraş’ta, Sivas’ta, Gazi’de, Beyazıt’ta, Gezi’de, Suruç’ta, Ankara Gar’ında boşuna mı kan döküldü? Ölenler boşuna mı öldü? Emperyalizm başarmış mıdır?
Tabii ki de hayır! 56 yıl önce Türkiye’nin bağımsızlığına atılan bu saldırının hesabını ancak mücadeleyle, ancak kanımızın son damlasına kadar mücadele ederek, emperyalizme karşı bağımsızlık diyerek, gericiliğe karşı laiklik diyerek ve tüm bunların karşısında sosyalizm diyerek sorabiliriz. 56 yıl önce dökülen kanın hesabını soracak olan, Türkiye’nin aydınlık geleceği olan ilerici, yurtsever gençlik ve işçi sınıfıdır. Bu nedenle tüm ülkemiz gençliğini emperyalizme karşı mücadeleye davet ediyor ve yazımızı komünist şair Nâzım’ın dizeleriyle bitirmek istiyoruz.
İnsanın yurdu bir kat daha kendinin olur
toprağına, suyuna karıştıkça kanı.
Yaşanmış sayılmaz zaten
yurdu için ölmesini bilmeyen millet…
(Nâzım Hikmet, İstiklal, 1956)
Bu haber en son değiştirildi 16 Şubat 2025 16:08 16:08
Narin Güran cinayetiyle ilgili 4 çocuk hakkında bazı suçlardan takipsizlik kararı verildi. Başsavcılık, çocuklar hakkında…
TÜSİAD Başkanı Orhan Turhan hakkında soruşturma başlatıldı. Başsavcılıktan yapılan açıklamada, Emniyet ekiplerine Turhan ve Aras'ın…
RTÜK, Ülkü Ocakları Başkanı için ceza yağdırdı. Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın şikayeti üzerine,…
İstanbul Üniversitesi’nde öğrenciler, 25 TL olan bir öğün yemek ücretinin yüzde 40 zam yapılarak 35…
Kremlin Sözcüsü Peskov, Putin-Trump görüşmesinin ay sonuna kadar yapılabileceğini söyledi
16 milyon emeklinin gözü bayram ikramiyesine yapılacak zamma çevrildi. Bayram ikramiyeleri 21 Şubat'ta Ekonomi Koordinasyon…