Katil Colani rejimi meşru değildir!
Lazkiye vilayeti başta olmak üzere Alevilerin yoğun yaşadığı Suriye’nin batı bölgelerinde 6 Mart – 10 Mart tarihleri arasında insanlığın gözü önünde büyük bir katliam yaşandı. Siyonist İsrail yönetiminin saldırısıyla Gazze’deki El-Ehli Baptist Hastanesinde en az 471 sivilin öldüğü katliamdan daha büyük bir katliam, Colani’nin liderliğindeki HTŞ iktidarına bağlı cihatçı terör grupları tarafından bu kez Suriye Alevilerine yönelik gerçekleşti. Cihatçı terör gruplarına yakınlığı ile bilinen İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) göre 1200’ü aşkın sivil, yine İngiltere merkezli ve aynı şekilde cihatçı gruplara yakın Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) verilerine göre ise 39’u çocuk 803 kişi hayatını kaybetmiş. Gazze’de olduğu gibi bombalı saldırıyla değil doğrudan sivillerin tek tek infaz edilerek gerçekleştirilmesi Suriye’de yaşanan katliamının boyutunu ve vahşeti gözler önüne sermektedir.
Bu katliam hiçbir şekilde meşru görülemez ve katliamın üzeri örtülemez. Bu vahşetin sorumlusu her şeyden önce Suriye’de iktidar olan HTŞ lideri Colani ve cihatçı çetelerdir. Colani ile birlikte HTŞ’nin bütün silahlı unsurları ile bu katliama doğrudan katılan bütün cihatçı çeteler uluslararası hukuk önünde yargılanmalıdır. Özellikle Özbek, Uygur ve Afgan kökenli cihatçı çetelerin başını çektiği bu katliam, IŞİD’in kılık değiştirmiş halinin bugün Suriye’de iktidar olduğunu göstermektedir.
Bununla birlikte yaşanan katliamı öven, destekleyen ve meşru gören hiçbir anlayış kabul edilemez. Özellikle yandaş ve siyasal İslamcı bazı isimlerin, bu katliamı öven açıklamaları aynı şekilde büyük bir suç teşkil etmektedir.
Bu katliamı gündeme getiren ve bu katliama karşı sözünü söyleyen muhalefete yönelik AKP iktidarının söylemi ise katliamın meşrulaşmasına hizmet etmektedir. Hükümet tarafından “Suriye ateşini Türkiye’ye taşımak” ya da “Türkiye’de kaos çıkarmak” suçlamaları büyük bir manipülasyon olduğu kadar aynı zamanda katliamın üzerini de örtme girişimidir. Kaldı ki ülkemizde yaşanan bombalı katliamlar, yüzlerce Türk askerinin Suriye’de hayatını kaybetmesi ve Suriye’de cihatçı çetelerin ülkemizde barındırılması, yıllardır Suriye’de yanan ateşin ülkemize bizzat AKP tarafından taşındığının somut göstergeleridir. Katliama hayır demek bir insanlık görevi iken bu tutumun “Türkiye’de kaos yaratmak”la ya da “tahrikle” suçlanması ise katliamcı dinci teröre destek anlamına gelmektedir. Katliamcıları koruyan bu tutumun cihatçı çetelere verilen desteğin suç ortaklığının dışavurumu olduğu açıktır. Ancak tarih AKP’yi, yandaşları ve siyasal İslamcıları, Suriye’de yaşanan büyük katliamın destekçileri olarak kaydedecektir.
Suriye’de Alevi katliamı yaşanırken hiçbir şey olmamış gibi HTŞ lideri Colani ile SDG lideri Mazlum Abdi’nin “iki devletin temsilcisi gibi resmi bir protokol töreniyle” masaya oturtulması ve ortak bir anlaşma imzalaması ise normal karşılanamaz. Suriye Alevilerinin trajedisi üzerinden Suriye’de yeni bir sayfanın açılmasının anlamı açıktır ve bu adımın katliamcı Colani’ye meşruiyet katması bakımından ayrıca başka bir anlamı bulunmaktadır.
Bu ülkenin komünistleri, Suriye’de yaşanan gelişmeler konusunda gerçekleri halka anlatmaya ve haksızlığın, adaletsizliğin, eşitsizliğin ve zulmün olduğu her yerde emekçilerin yanında yer almaya devam edecektir.
ABD ve İngiltere'nin saldırılarının ardından milyonlarca Yemen'li alanlarda protesto mitinglerine katıldı.
Mezitli üretici Kadınlar Kooperatifi'nin SOLİNOVA'nın düzenlediği kadın buluşmasında, yazar Yıldız Biçer Yorulmaz Yeni Ülke Yayınları'ndan…
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Çok büyük bir olasılıkla bayramdan sonra sayın Cumhurbaşkanı…
Laiklik Meclisi'nden yapılan açıklamada "Suriye üzerinden Yeni Osmanlıcı “ümmet” ve “fetih” düşleriyle gericiliğin zaferini ilan…
Ukrayna Dışişleri Bakanı Sybiha, ABD tarafının 30 günlük geçici ateşkes teklif ettiklerini belirterek, "Artık top…
RTÜK, medyaya yönelik başlatılan Gezi soruşturması kapsamında Cem TV, Flash TV, Halk TV, Kanal D,…