Kıbrıs'ın "KKTC"si neyi seçecek?

Elbette bu sadece hukuksal bir mesele olarak ele alınamayacak kadar karmaşık ve esas olarak siyasi bir konu. Çözüm için dışardan önermelerin ne kadar etkili olduğu da tartışılır. Sonuç olarak Avrupa Birliği’ne de üye olan Güney Kıbrıs ve Kuzey Kıbrıs iki halkın birlikte yaşadığı adayı bölmüş durumda.

Türkiye’nin Kıbrıs’a düzenlediği harekâtın üzerinden 51 yıl geçti. Kuzey ve güney olarak ikiye bölünen adadaki sorun; Akdeniz’in ortasında “dondurulmuş” bir sorun olarak duruyor.

1974 yılında Türkiye’nin adaya askeri müdahalesiyle başlayan süreç, 1983 yılında ilan edilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile devam etti. İlan edilen bu “devleti” Türkiye dışında hiçbir ülke tanımadı. (Bangladeş tanıdı önce ama 24 saat geçmeden ABD’nin baskısıyla bu kararını geri çekti.) Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları da Kıbrıs’ta sadece bir tek devlet olduğu yönünde.

Elbette bu sadece hukuksal bir mesele olarak ele alınamayacak kadar karmaşık ve esas olarak siyasi bir konu. Çözüm için dışardan önermelerin ne kadar etkili olduğu da tartışılır. Sonuç olarak Avrupa Birliği’ne de üye olan Güney Kıbrıs ve Kuzey Kıbrıs iki halkın birlikte yaşadığı adayı bölmüş durumda.

Garantörlük ’ten hamiliğe giden yolda, Türkiye için Taksim, Yunanistan için Enosis’ten ibaret olmayan, Büyük Ortadoğu Projesini de kapsayan bir büyüklükle, Doğu Akdeniz, enerji kaynakları, kumarhaneleri, kara para aklama merkezi gibi çalışması, Güneyde bulunan Akrotiri ve Dikelya’daki İngiliz Üsleri Adanın her iki bölgesinde de İsraillilerin toprak edinmesi. Liste uzatılabilir. Açık olan şu ki Kıbrıs bu çoğaltılabilir liste nedeniyle Türkiye’deki siyasetin ’de önemli bir başlığı.

Kuzey Kıbrıs’ta 19 Ekim’de cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak. 2 kez Kıbrıs Türk Federe Devleti Devlet Başkanlığı, 8 kez de KKTC adıyla cumhurbaşkanlığı için seçim yapıldı.

Cumhurbaşkanı seçiminin ilk turuna mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar bağımsız aday, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Hüseyin Gürlek, Mehmet Hasgüler, Arif Salih Kırdağ, Ahmet Boran ve İbrahim Yazıcı bağımsız aday olarak, Osman Zorba ise Kıbrıs Sosyalist Partisinin aday olarak yarışacak.

Mevcut Cumhurbaşkanı Tatar’ı Ulusal Birlik Partisi (UBP), Demokrat Parti (DP) ve Yeniden Doğuş Partisi (YDP) destekliyor. Tabii bir de en büyük destekçisi AKP ve Tayyip Erdoğan… Tatar iki devletli bir “çözüm ”den yana. Bu konuda AKP-MHP iktidarının tam desteği var. Emperyalizmin Ortadoğu politikalarında rol kapmak için çalışan AKP iktidarı için Kıbrıs vazgeçilmez önemde. Tatar bu politikaların taşıyıcısı olarak görev yapıyor.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Kıbrıs’ta çözümün “iki devletli bir ‘gevşek’ federasyon olduğunu söylüyor. Partinin Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman , “Gevşek federasyonu şöyle anlatıyor: “İki devlet olacak, Kıbrıs Türk Devlet, Kıbrıs Rum Devleti. Ama belli konularda birlikte karar almak zorunda kalacak Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar. Nedir o belli konular? Bana göre en az beş konudur: Biri deniz yetki alanlarıdır. Rumlar kendi kendilerine karar verememeli, bizimle birlikte karar vermek zorunda olmalı. İkincisi hidrokarbonlardır. Üçüncüsü enerji. Dördüncüsü güvenlik. Beşincisi, şimdilik proje ama ticaret projeleridir. Bunlarda birlikte karar alma mekanizması yaratılmazsa ki o mekanizma hangi mekanizmadır, iki tane kurucu devlet varsa, bir tür “federal mekanizmadır.”

CTP’yi ve onun adayı Erhürman’ın “Türkiye’yi vesayetçi “olarak gördüğünü söyleyen Tatar, “Cumhuriyet Meclisi İki Devletli Çözüm Siyasetinin adamızda kalıcı bir barış ve istikrar için tek çözüm olduğunun kararını aldı. Çünkü son beş yıldır her yerde savunduğumuz ve arkasında dimdik durduğumuz yeni politika bu olduğu için karar aldı.

Anavatan Türkiye’nin Büyük Millet Meclisi, iktidarıyla, muhalefetiyle, İki Devletli Çözüm Siyasetine tam destek verdiği için aldı. Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan İki Devletli Çözümün artık Kıbrıs’ta tek çözüm yolu olduğunu dünyaya defalarca ilan ettiği için aldı.” AKP iktidarının arkasında olduğunu ilan ediyor.

Adaylardan biri olan Prof. Dr. Mehmet Hasgüler tanıdık bir isim. Kıbrıs konusunda kitapları Türkiye’de yayımlanmış, Özgür Üniversite’de seminerler vermiş, yıllar önce Sol Dergisi’nde Kıbrıs ve Ortadoğu üzerine köşe yazmış birisi. Kuzey Kıbrıs’ın YÖK’ü, Yükseköğretim Planlama Denetleme Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) üyesi ve Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı.

Kıbrıs sorununda iki toplumlu, iki bölgeli federasyonu savunan, “iki devletlilik” siyasetine karşı olduğunu ifade eden Hasgüler, şunları söylüyor:

“Kıbrıslı Türkler için Londra-Zürih Anlaşmaları ‘Lozan’ manası taşıyor. Bizim kurtuluşumuzun tapu senedi Londra-Zürih Anlaşmalarıdır. Mustafa Akıncı’nın getirdiği noktayı, bu hukuki müktesebatla örtüştürüp, gerçekçi yaşayabilir bir federasyonu sağlayamazsak istikbalimiz çok büyük tehlikededir.”

Kıbrıs Sosyalist Partisi (KSP), elektronik mühendisi Osman Zorbayı tanıtırken Şöyle diyor: “Bizim adayımız, işçinin, emekçinin, köylünün, memurun, öğrencinin, gençlerin ve ezilen kadınların tarafındadır. Cumhurbaşkanlığı’na adaylığımız, bu düzeni kabullenmeyenlerin, ‘Bağımsız ve özgür bir Kıbrıs mümkün’ diyenlerin iradesidir.”

Seçimlerin AKP iktidarı destekli Tatar ve Avrupa Birlikçi Erhürman arasında geçeceği görünüyor.

Kıbrıs halkı içinse çözümün bir başlık altında sıralanan vaatlerde olmadığı açık.

Kıbrıslılar bu çözümsüzlüğe “Beytambal galsın” der mi?