Komünist bir futbolcu: “Çizgi Metin” ve onun kırmızı çizgisi

Futbol müsabakalarının şifreli kanallar üzerinden parayla yayınlandığı, geniş halk yığınlarının futbol oynama ve izleme olanağından mahrum bırakıldığı piyasa şartlarına karşı Metin ağabey kırmızı bir çizgi çekiyordu. Hem de ne kırmızı..!

Komünist bir futbolcu: “Çizgi Metin” ve onun kırmızı çizgisi

Galatasaray’ın ve Milli Takım’ın efsanevi futbolcularından Metin Kurt’un, namıdiğer Çizgi Metin’in aramızdan ayrılışının bugün 13 yıldönümü. Bizler Metin ağabeyi yalnızca iyi bir sporcu olmasından değil, sporcu kimliğinin bile önüne geçen örgütlü bir kimliğe sahip olmasından tanıyoruz.

Metin Kurt, spor dünyası için “Çizgi Metin”di. Ancak kendisi ve bizler onu “komünist Metin” olarak tanıyorduk. Öyle ki, attığı gollerden çok öncülük ettiği grevlerden bahsediyordu kendisi. Anlayacağınız kendisinin futbolculuğundan değil komünist kimliğiyle bahsedilmesinden hoşlanıyordu.

Günümüz futbol dünyasının endüstrileşen iklimini düşünüldüğünde Metin Kurt buna ilk bayrak açan sporcuların başında geliyordu. Futbolcuların alınıp satıldığı, sportmenliğin kâr hırsına kurban edildiği ve tribünlerin gerici ideolojiler ile kuşatıldığı günümüz futbolunda Metin ağabey başka bir dünyanın mümkün olduğunu bizlere öğretiyordu.

Futbol müsabakalarının şifreli kanallar üzerinden parayla yayınlandığı, geniş halk yığınlarının futbol oynama ve izleme olanağından mahrum bırakıldığı piyasa şartlarına karşı Metin ağabey kırmızı bir çizgi çekiyordu. Hem de ne kırmızı..!

“FUTBOL BORSADA DEĞİL ARSADA GÜZEL”

Futbol oynadığı dönemden itibaren komünist kimliğiyle bilinen ve “Futbol borsada değil, arsada güzel” diyerek endüstriyel futbola en güzel çalımı atan Metin Kurt sporun piyasaya kurban edildiğini belirterek şöyle diyordu;

“Günümüzde spor, bir oyun değil. Sporcular da oyuncu değiller. Spora damgasını vuran burjuva rekabet ideolojisi onu metalaştırmış; sporcuları da spor işçisi konumuna sokmuştur. Mahallede oynadığımız futbolla, kurumsallaşmış organizasyona girdiğimizde yaptığımız iş aynı şey değil. İlk çözülmesi gereken, futbolu profesyonel-amatör ayrımına tabi tutmanın yanlışlığına bir son vermek. Sporcunun amatörü ve profesyoneli olabilir. Ancak spor, bütün düzenin bir yansımasıdır ve egemen güçlerin iktidar araçlarından biridir.”

Metin ağabey, bu nedenle futbol için döktüğü terin fazlasını örgütlü mücadele için de döküyordu.

EFSANE “SOL AÇIK” METİN KURT

15 Mart 1948’de Kırklareli’de doğan Metin Kurt, lise öğrenimi sırasında İstanbul’daki amatör spor kulüplerinde futbol oynamaya başladı. Abisi İsmail Kurt da bu dönemde ünlü bir futbolcuydu.

İlk profesyonel yaşamına Altay’a giderek yapan Kurt, aynı yıl Türkiye Kupası finali ve Cumhurbaşkanlığı Kupası gibi önemli maçlarda oynadı.

Altay’dan ayrılmak istememesine rağmen abisinin onun adına PTT anlaşması nedeniyle PTT’ye transfer oldu. PTT’de Tamer Güney yönetiminde yıldızı parlayan Kurt, Galatasaray’a önce kiralık gitti ve daha sonra transfer oldu.

PTT’den Galatasaray’a transfer olan Kurt, 1970-1976 arası ülkenin en iyi futbolcuları arasında yer aldı. Futbolu Kayserispor’da bıraktı. 26 kez milli formayı giyen Metin Kurt, 4 gol kaydetti.

Metin Kurt, “Sahada halka en yakın yer neresi? Çizgi! Başka nerede oynayacaktım?” şeklindeki esprili anlatımı nedeniyle halk arasında “Çizgi Metin” olarak nam salmıştı.

Futbolcuların örgütlü olması ve haklarını araması konusunda öncü bir rol üstlenen Metin Kurt, futbolculuk yaşamı bittikten sonra da mücadelesine devam etti. 2010 yılında Devrimci Spor Emekçileri sendikasını kurdu.

Metin Kurt, işçi grevlerine, hak mücadelelerine ve direnişlere katılıyor; hatta örgütlü mücadele yürüttüğü TKP’den 2011 yılında milletvekili adayı olup düzene karşı örgütlü mücadeleye çağırıyordu.

Metin Kurt, 24 Ağustos 2012 tarihinde, 64 yaşında hayata gözlerini yumdu. Metin ağabeye ve onun “çizgisini” yaşatanlara selam olsun!