KONUTDER'den çarpıcı rapor: Her üç kişiden biri barınma kaygısı yaşıyor
KONUTDER'in araştırmasına göre İstanbul'da yaşayan her üç kişiden biri barınma kaygısı yaşıyor. Araştırmaya göre ter üç kişiden biri (% 34,6) İstanbul’da gelecekte barınma sorunu yaşayacağını düşünüyor. Barınma sorununa ilişkin endişenin varlığı alt gelir gruplarında daha yüksek düzeyde görülüyor.

Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği KONUTDER, İstanbul’un konut ihtiyacını sosyolojik boyutlarıyla ele alan bir araştırmayla ortaya koydu.
“Konut Talebini Belirleyen Mikro Faktörler – İstanbul Örneği” isimli araştırma, bugün yapılan basın toplantısı ile kamuoyu ile paylaşıldı.
Basın toplantısına KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova’nın yanı sıra araştırmayı yapan İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Prof. Dr. Ali Murat Vural ve İktisat Fakültesi’nden Prof. Dr. Murat Şeker de katıldı.
KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova “Pandemi sonrası yapılan araştırmaların aksine çalışmamız gösterdi ki yüzde 72,1 gibi önemli bir kesim uygun ödeme koşulları olduğunda konut almak için tasarruf etmeye ve harcamalarını kısmaya hazır. Araştırmamızda da görüyoruz ki halkımız kiracı olmaktan ve artan kira fiyatlarından mutsuz. Konutu hem bir güvence hem de bir yatırım aracı olarak görüyorlar. Gençlerimiz, kendi evini satın alma isteğinde geçmişe kıyasla daha da istekli duruma gelmiş bulunuyorlar. Çok değil bundan 5 sene önce gençlere hayatta en çok ne yapmak isterdiniz sorusunda ev sahibi olmak 5’inci sıradayken bu araştırmada ev sahibi olma istekleri 2’nci sıraya yükselmiş durumda. Özetle; bu araştırmanın gizli öğretisi, kira fiyatları arttıkça ve konuta sahip olma zorlaştıkça, insanların en büyük isteği tekrar en az bir ev sahibi olmak olmuş. Ev sahibi olduklarında kendilerini daha güvende hissederek yaşayacaklar ve en değerli yatırım aracı hala ‘konut’” dedi.
EV SAHİPLİK ORANI DÜŞERKEN KİRACI ORANI HIZLA ARTIYOR
Düşen ev sahipliği oranına vurgu yapan Kumova, tüm gelir grupları göz önüne alındığında 2024’te yüzde 56,1’e gerileyen konut sahiplik oranının 2007’den bu yana en düşük oran olarak kayda geçtiğini, bu tablonun dar gelir gruplarında daha da fazla hissedilir boyutlarda olduğunu belirtti. Kumova ayrıca, son 17 yılda dar gelirlinin ev sahibi olma oranının yüzde 61’den yüzde 45’e gerilediğini, 2007’de dar gelirli her 100 kişiden 18’inin kirada otururken bu sayının 2024 yılında neredeyse ikiye katlanarak 36,7’ye çıktığını, bunun toplumumuzu ekonomik olduğu kadar sosyolojik ve psikolojik olarak etkilediğini de söyledi.
Araştırmadan öne çıkanlar şu şekilde:
İstanbul halkı “Konutu bir güvence ve yatırım aracı” olarak görüyor. Katılımcıların % 81,1’i konut yatırımını mantıklı buluyor. % 87 gibi bir çoğunluk çocuğuna veya gelecekte olabilecek çocuğuna bir ev bırakmayı öncelikleri arasına alıyor.
İstanbul halkı kiracı olmaktan mutsuz ve barınma endişesi duyuyor. Yıllar içinde ekonomik sebeplerden düşen talep ve üretim yetersizliği, konut sahiplik oranının düşmesine ve buna paralel olarak kiracı oranının ciddi bir artış göstermiş neden oldu. Bunun somut yansımaları da araştırmada şöyle öne çıkıyor:
Katılımcıların yüzde 79,9’luk gibi önemli bir çoğunluğu kiracı olmanın kendilerini mutsuz ettiğini ve gelecekte barınma noktasında bunun bir sorun teşkil edeceğini söylüyor.
Her üç kişiden biri (% 34,6) İstanbul’da gelecekte barınma sorunu yaşayacağını düşünüyor. Barınma sorununa ilişkin endişenin varlığı alt gelir gruplarında daha yüksek düzeyde görülüyor.
Son yıllarda gözlenen barınma sorununa ilişkin endişe gençlere de yansımış durumda. Gençlerin son 5 yılda öncelikleri değişmiş bulunuyor. Konut sahibi olma hedefi gelecek planında öne çıkmış durumda. Geçmiş dönemde yapılan çalışmalarda “Kendi evini satın alma isteği” gençler arasında beşinci önem sırasına sahipken, bu son araştırmada “kendi evini satın alma isteği” ikinci önem sırasında yer alıyor. Gençlerin uzun vadeli yatırım ve güvence arayışı belirgin bir şekilde konut sahibi olmayı önceliklendirmek istemelerine neden oluyor.
Konut almak isteyenler tasarrufa hazır. %72,1’lik bir kesim uygun ödeme koşulları olduğunda konut almak için tasarruf etmeye, harcamalarını kısmaya hazır olduğunu belirtiyor. Gençler tüketimlerini kısıp ev almaya oldukça sıcak bakıyor. Tüketim harcamalarının tasarruf yoluyla kontrol altına alınması tüm gelişmiş dünya ülkelerinin uygulamaya on yıllar önce koyduğu bir yöntem. Tasarruf için ev alımını kolaylaştırmak en bilindik uygulama. Tüketim enflasyonunu dizginlemek için bizim ülkemizde de konut alımının kolaylaştırılması çok önemli.
Kendini üst gelir grubu olarak tanımlayanların % 45,7’si 5 yıl içerisinde konut almayı planlıyor. Yakın zamanda konut almayı planlayanlar 40-50 yaş grubu, üniversite mezunu, orta-üst gelir grubunda yoğunlaşıyor.
Araştırmaya katılanlar konut kredisi için ortalama olarak gelirinin üçte birinden vazgeçebileceğini belirtiyor. Üst gelir grubunda olanlar da bu oran gelirlerinin %40’ını konut taksitlerine yatırmaya hazır.
Gençler ise konut satın almak için 10 yıldan uzun vadeli borçlanmayı göze alıyor, konut almak için gerekirse arabasını satmayı planlıyor.