Reklam
Kategoriler: Gündem

Kozyatağı’nda tarihi ağaçlara kıyım: Mahalle halkı “Çınaraltı Savunması” ile direniyor

Reklam

HABER MERKEZİ

İstanbul’un Kadıköy ilçesi, Kozyatağı Mahallesi’nde yer alan ve Anıtlar Kurulu tarafından tescillenmiş tarihi ağaçların bulunduğu bir alan geçtiğimiz cumartesi günü büyük bir tahribata uğradı. Anıtlar Kurulu’nun, bölgede yer alan *kurumuş ağaçların kesilmesi* ve *dört adet tescilli anıt ağacın taşınabilmesi* için belirli bir firmaya sınırlı izin verdiği biliniyordu. Ancak uygulamaya gelen firma, verilen bu iznin dışına çıkarak hem daha fazla ağacı kesti hem de tescilli anıt ağaçlardan birini tamamen yok ederek geri dönüşü olmayan bir zarara yol açtı. Kalan anıt ağaçların bir kısmı ise ciddi şekilde zarar gördü.

Üstelik tahribatı gerçekleştiren firma, bu işlemler için gerekli belediye ruhsatını dahi almamıştı. Yani ortada hem hukuki açıdan sorunlu hem de kamu vicdanını derinden yaralayan bir süreç söz konusuydu.

Bu hukuksuz müdahaleye tanıklık eden Kozyatağı sakinleri, beklenenin aksine sessiz kalmadı. Mahalle halkı aynı gün toplanarak “Çınaraltı Savunması” adıyla bir dayanışma hareketi başlattı. Amaçları yalnızca zarar gören ağaçları korumak değil; mahallenin nefes aldığı alanların ticarileştirilmesine karşı durmak ve kamusal alanların gerçek sahipleri olan mahalleliye geri verilmesini sağlamak.

TARİHİ AĞAÇLARA YAPILAN MÜDAHALE: GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN BİR KAYIP

Zarar verilen ağaçlardan biri tamamen yok edilmiş durumda. Yıllardır Kozyatağı’nın sembollerinden biri olan bu yaşlı çınar, sadece doğal bir varlık değil; mahallenin ortak hafızasının bir parçası durumunda. Bu ağaç altında buluşmalar yapılmış, sohbetler edilmiş, yüzlerce kişi gölgesinde soluklanmış, hatta daha eskilerde bazılarının düğünleri bile burada yapılmıştı.

Tescilli bir ağacın kesilmesi yalnızca çevresel bir kayıp değil, aynı zamanda kültürel bir yıkımdır. Bir bölgedeki anıt ağaçlar, o kentin geçmişiyle kurduğu en somut bağlardan biridir. Çınarlar onlarca yılın, bazen yüz yılı aşkın bir ömrün tanıklarıdır. Bir çınarı yok ettiğinizde, aslında o hafızayı da silmiş olursunuz. Mahalleli tam da bu nedenle, kesilen ve zarar gören ağaçları birer “doğal miras” olarak savunmaya karar verdi.

KOZYATAĞI HALKI BİR ARADA: ÇINARALTI SAVUNMASI DOĞUYOR

Geçtiğimiz günlerde yapılan toplantıda, her yaş grubundan insanın orada olması, bu meseleye yalnızca çevreci bir duyarlılık olarak değil, bir “mahalle halkı” mücadelesi olarak baktıklarını gösteriyordu. Bu birliktelik, modern kent yaşamının çoğu zaman unutturduğu “mahalle dayanışması” ruhunun hâlâ canlı olduğunun en güzel göstergesi oldu.

YEŞİL ALANLARIN TİCARİLEŞTİRİLMESİNE KARŞI BİR TEPKİ

Mahallelinin parkın demirlerine astıkları dövizlerde yazılanlar ise; taleplerinin doğaya verilen zararın durdurulmasından daha fazla olduğunu gösteriyor.

Projeyi iptal et, ağaçlara dokunma,

Akbelen’den Çınaraltı’na: Direniyoruz!

Ranta değil halka açın!

Tarihi çınaraltını savunuyoruz.

Ağacın dalında kuş gölgesinde kök… Budur Çınaraltının özeti.

Bu ifadeler yalnızca kesilen ağaçlara karşı bir tepki değil; kentsel yaşamda giderek daralan nefes alanlarının şirketlere devredilmesine duyulan daha geniş bir itirazdır.

KOZYATAĞI HALKI BİR ARADA: ÇINARALTI SAVUNMASI DOĞUYOR

Geçtiğimiz günlerde yapılan toplantıda, her yaş grubundan insanın orada olması, bu meseleye yalnızca çevreci bir duyarlılık olarak değil, bir “mahalle halkı” mücadelesi olarak baktıklarını gösteriyordu. Bu birliktelik, modern kent yaşamının çoğu zaman unutturduğu “mahalle dayanışması” ruhunun hâlâ canlı olduğunun en güzel göstergesi oldu.

Zira İstanbul’da son yıllarda pek çok bölgede benzer süreçler yaşanıyor:

Kamusal alanların ihale yoluyla özel şirketlere kiralanması, parkların ve yeşil alanların işletmeci mantığıyla yönetilmesi, mahalle yaşamının doğal akışını bozuyor.

Kozyatağı’ndaki bu olay, aslında İstanbul’un genelindeki kentsel baskıların küçük bir yansıması niteliğinde

KAMUSAL ALAN MAHALLELİNİNDİR!

Çınaraltı Savunması’nın ısrarla dile getirdiği temel ilke şu: Kamusal alan, toplumun ortak kullanımına ait bir varlıktır; ticari bir ürün değildir. Bir mahallenin parkı, lüks işletmeler ya da projeler için değil, o mahallede yaşayan insanların nefes alması, sosyalleşmesi, çocukların oyun oynaması ve komşuluk ilişkilerinin güçlenmesi içindir. Bu nedenle Kozyatağı sakinlerinin mücadelesi yalnızca ağaç kesimine karşı bir refleks değil; yaşadıkları çevreye sahip çıkma iradesinin güçlü bir ifadesidir.

HUKUKİ SÜREÇ: RUHSATSIZ VE YETKİ AŞIMIYLA YAPILAN MÜDAHALE

Olayın en kritik yönlerinden biri, firmaya verilen yetkinin açıkça aşılmış olmasıdır.

Anıtlar Kurulu’nun listesinde bulunan birkaç kuru ağaçla ilgili izin verilmişken, uygulamada:

* izin dışı ağaçlar kesilmiş,

* tescilli bir anıt ağaç tamamen yok edilmiş,

* diğer anıt ağaçlara zarar verilmiş,

* tüm bunlar **belediye ruhsatı olmadan** yapılmıştır.

Bu durum, yalnızca çevre etiği açısından değil; hukuk açısından da ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Çınaraltı Savunması, sürecin hukuki boyutunun da sonuna kadar takipçisi olacağını vurgulamaktadır.

MAHALLELİNİN TALEBİ: “BU ALAN YENİDEN MAHALLENİN ORTAK YAŞAM ALANI OLSUN”

Mahalle sakinlerinin en temel talebi, bu alanın tekrar mahalleliye ait bir kamusal alan olarak düzenlenmesidir.

Parklar ve yeşil alanlar:

* işletmeler tarafında kontrol edilen ticari mekânlar değil,

* giriş ücreti ya da tüketim zorunluluğu olmayan,

* her yaştan insanın özgürce vakit geçirebileceği alanlar olmalıdır.

Bu nedenle Çınaraltı Savunması, alanın:

* yeniden kamusal kullanım için düzenlenmesini,

* anıt ağaçların bilimsel yöntemlerle korunmasını,

* yeşil dokunun güçlendirilmesini,

* gelecekte benzer tahribatların olmaması için gerekli hukuki ve idari denetimlerin yapılmasını talep etmektedir.

KENT BİZİM, AĞAÇ BİZİM, SÖZ BİZİM

Kozyatağı’nda yaşanan bu olay, İstanbul’da kamusal alanlara yönelik baskıların, ticarileştirme süreçlerinin ve hukuki sorumsuzlukların artık bir kırılma noktası yarattığını gösteriyor. Tarihi bir çınarın yok edilmesi, toplumun vicdanında büyük bir yara açmıştır.

Çınaraltı Savunması’nın sesi her geçen gün daha çok duyuluyor; çünkü bu ses yalnızca bir ağacın değil, bir yaşam biçiminin savunusudur.

Ve mahalle halkı şunu açıkça söylüyor:

“Bu kentte nefes almak, gölge bulmak, birlikte yaşamak bizim hakkımız. Tarihi çınarlarımızı, parklarımızı, kamusal alanlarımızı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz.”

Bu haber en son değiştirildi 28 Kasım 2025 16:57 16:57

Reklam

Önceki Haberler

Eski HDP’li Altan Tan: DEM Parti Erdoğan’ın adaylığına oy verecek

Eski HDP milletvekili Altan Tan, bölücü açılım sürecine ilişkin açıklamasında "Eğer bu süreç başarıyla giderse…

28 Kasım 2025 17:14

İmamoğlu’nun diploma davasında sürpriz hakim değişikliği

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 8 Aralık’ta görülecek diploma davası öncesi…

28 Kasım 2025 17:01

DİSK-AR raporu: İşsizlerin yüzde 84’ü işsizlik ödeneği alamadı!

DİSK-Ar raporuna göre yaklaşık 2,5 milyon işsiz, işsizlik ödeneğinden yoksun kaldı. Raporda, "İşsizlerin yüzde 84’ünün…

28 Kasım 2025 16:13

Tahir Elçi, 10 yıl önce katledildiği yerde anıldı

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, katledilişinin 10. yılında Dört Ayaklı Minare önünde vurulduğu saat 10.53’te…

28 Kasım 2025 16:07

Peskov: ABD nihai barış planını Rusya’ya iletti

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD’nin Cenevre’de Ukrayna ile yürüttüğü müzakerelerde hazırlanan nihai barış planının ana…

28 Kasım 2025 14:12

Ankara’da aralarında inşaat işçilerinin de olduğu 154 yurttaş gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastaneye başvurdu

Ankara’da şantiye ve ikametlerden gıda zehirlenmesi şüphesiyle 154 kişi hastanelere başvurdu

28 Kasım 2025 12:59
Reklam