Laiklik Meclisi Çanakkale yerel meclisinin kuruluş toplantısını yaptı
Laiklik Meclisi yerel örgütlenme çalışmalarını sürdürüyor. Çanakkale'de Laiklik mücadelesinin yükseltilmesi için bir araya gelenler tarafından yapılan toplantıyla Çanakkale Laiklik Meclisi çalışmalarına başladı.

Çanakkale Laiklik Meclisi kuruluş toplantısı 13 Haziran Cuma günü yapıldı.
Eğitimci Ahmet Bozdemir moderatörlüğünde yapılan ilk toplantıda Çanakkale Laiklik Meclisi’nin kuruluşu ilan edildi.
Toplantıda konuşmacılar Anayasanın değişmez ilkesi laikliğin önemine vurgu yaparken, tüm yurttaşları özellikle gençleri mücadeleye çağırdılar.
Konuşmacıların değindikleri konulara dair kimi başlıklar şöyle:
Ahmet Bozdemir açılış konuşmasında; Tarikat ve cemaatlerin etkisi altında çocuklarımızın eğitim aldığına vurgu yaparken kurumların bu duruma yeterli tepkiyi göstermediklerini belirtti.
“Etrafımızdaki islam ülkelerine baktığımızda laiklik çok önemlidir. Bizden sonraki kuşaklar zorluk çekmesin diye çabalıyoruz. Ana sınıfında çocuklara türban takılıyor ve bu durum savunuluyor. Herkesi laiklik meclisine desteğe bekliyoruz.” dedi.
Akın Baran: Emekli mimar, Laiklik Meclisi üyesi
Laiklik konusunda yapılan çalışmalar yetersizdir, laikliğe karşı başkaldırı Çorum Maraş ve Sivas’ta ortaya çıktı. Aydınlarımızı kaybettik. Dünya tarihi din savaşları ile doludur. Hala mezhepler çatışıyor. Laiklik kavramını topluma yaymak zorundayız. Üzerimize düşen görevi yerine getirmek durumundayız. Meclislerin diğer illerde de kurulmasını temenni ediyoruz.
Umut Kuruç: Şehir ve bölge plancısı, Laiklik Meclisi kurucu üyesi
Ülkemiz yirmi yılın aşkın süredir topyekün bir gerici kuşatmanın önemli bir aşaması ile karşı karşıyadır. Cumhuriyet’in pek çok kazanımı yok edilmiştir.
Ülkemizin, idari, hukuki ve toplumsal yapısını değiştirme amacıyla atılan adımlarla toplumsal yaşamın güvencesi olan laiklik açık bir biçimde tasfiye edilmektedir.
Toplum, dini kurallarla yeniden yapılandırılmaktadır. Tarikat ve cemaatler toplumu, siyaseti, devlet kurumlarını kuşatmıştır.
Diyanet İşleri Başkanlığı şeyhülislamlık makamı haline getirilmiştir.
Bilim hurafelerle, hukuk şer’i hükümlerle, yurttaş tebaa, halk ümmet ile ikame edilmek
istenmektedir.
Siyasi iktidar, TBMM bileşiminden de güç alarak “Yeni Türkiye” ifadesiyle kurduğu rejimin Anayasası’nı hazırlamaya girişmiştir. Yeni Anayasa laikliğin tasfiyesi demektir.
Bu karşı devrimdir.
Bu karşı devrimin gerici hamleleri ve artan saldırılarına karşı laiklik ve aydınlanma mücadelesi yaşamsal hale gelmiştir.
Ülkemiz topraklarında ve Cumhuriyet’in kurucu değerlerinde var olan direncin örgütlenmesi tarihsel bir sorumluluktur.
Bu örgütlenme laikliğin ödün verilmez yüksek değeri üzerinde yükselmek zorundadır. Bu nedenle 2023 Eylülünde “Laiklik Meclisi” adı altında buluştuk.
Laikliği toplumun ilerlemesi için temel unsur olarak gören; insanın özgürlüğünün, toplumsal eşitliğin ancak laik bir anayasal ve hukuki zeminde, laik bir toplumda gerçekleşebileceğini ve gericiliğin en çok emekçi ve yoksulları baskı altına aldığını bilen yurttaşlar olarak bir araya geldik.
Laiklik Meclisi bir imza kampanyası veya herhangi bir platform olarak yola çıkmadı. Cumhuriyet’in tarihsel haklılığına dayanıyor.
Akıl açıcı bir görev üstlenen ve gericiliğe karşı mücadele eden bir yapı olarak, Türkiye’nin dört bir yanında büyüyerek yolumuza devam etmeyi hedefliyoruz.
İki yıla yaklaşan bir süredir birçok çalışma yürütüyoruz. Meclis yapısıyla, merkezi komisyonlarla çalışıyoruz. Aylık Laiklik İhlalleri Raporları yayınlıyoruz. Laikliğe karşı uygulamalara ve söylemlere karşı hukuki başvurularımız oluyor. «Türkiye yüzyılı Maarif modeli Müfredatına karşı Danıştay’da açtığımız dava bunlardan biri. Çalışmalarımızı büyüterek ve yaygınlaştırarak çeşitlendirmeyi hedefliyoruz.
Uzun süredir başta siyasi iktidar olmak üzere, laikliğe farklı kesimlerden yönelen saldırılar ve bunların yarattığı kafa karışıklığı da düşünüldüğünde, Laiklik Meclisi hem bir fikri barikat oluşturuyor hem de savunma hattından ibaret bir konumlanmanın ötesinde örgütlenerek mücadele etmeyi hedefliyor.
Dolayısıyla, laiklik mücadelesinin önünü açacak şekilde toplumsal bağlar kuran, ayakları yere basan, bir dinamik yaratarak topluma cesaret ve umut veren bir mücadele hattı önemli.
Bugün Çanakkale’de bunun önemli bir adımını atmak üzere toplandık.
Ülkemizde Laik Cumhuriyet’in bütün kurumlarıyla ortadan kaldırılması anlamına gelen karşı devrim sürecinde anayasal düzen ve kamusallık tasfive edilmis, denetim mekanizmaları ortadan kaldırılmıştır.
Yargı, ordu, akademi başta olmak üzere devlet kurumları, içleri boşaltılarak dönüştürülmüştür.
Yurttaşlık bilinci ve hukuku parçalanmış; en temel insan haklarından olan yaşam hakkı dâhil olmak üzere bütün toplumsal haklar gasp edilmiştir.
Laik Cumhuriyetin tasfiyesi ile gerici yeni rejimin geldiği kurumlaşma aşamasında ülkemiz için büyük tehlike “yeni anayasa” dayatmasıdır.
Bu süreçte hedeflenen, siyasi iktidar eliyle kurulan gerici istibdat rejiminin hukuki tahkimatıdır. “Yeni anayasa”, emperyalizmin güdümündeki karşı devrim sürecinin laikliği tasfiyesidir.
Cumhuriyetin tamamen ortadan kaldırılması, idari yapının bütünüyle dönüştürülmesi ve ülkenin uluslararası sermaye egemenliğine kayıtsız- şartsız teslimi anlamına gelmektedir.
Laiklik, hukuk, devlet kademeleri, siyaset ve toplumsal yaşamı kapsayan bütünlüklü bir zemindir.
Ülkemizde bu bütünlüğün ortadan kaldırılması, laik Cumhuriyet’in tasfiyesiyle eş zamanlı olarak sürdürülmüştür.
Siyasi iktidarın “yeni anayasa” dayatması, 1U Mart darbesi, kapalı kapılar ardında “Terörsüz Türkiye” uzlaşması, Suriye’de garnizon devlete onay ve cihatçı terör örgütü HTŞ ile “kuruluş” uygulamaları ile de karşı devrim bir bütün olarak son aşamasına gelmiştir.
Laiklik bir bütün olarak temel yapı taşıdır. Onu çektiğinizde kamunun işleyişi de, toplumsal yaşam da dağılır, parçalanır. Toplumun siyasetle bağı da bununla birlikte kopar. Bugün yaşanan budur.
Eşit ve özgür bir geleceğin zemini olan laiklik, toplumsal yaşamın, onurlu yaşam hakkının ve aydınlık bir geleceğin güvencesidir.
Bu çerçevede, laiklik mücadelesinin ülke çapında yaygınlaşması ve derinleşmesi bir zorunluluktur. Laiklik yurttaşlıktır. Yurttaş haklarıyla vardır.
Bugün yurttaş olmanın tarihsel görev ve sorumluluğuyla, haklarımıza ve onun temeli laikliğe sahip çıkmak için birlikteyiz.
Laiklik Meclisinin hattını güçlendirmek ve mücadelesini ülke çapında büyütmek üzere ilk adımı attığımız Çanakkale’de yolumuz açık olsun!
Avukat İbrahim Fikri Talman: Laiklik Meclsi Ceza Hukuku Komisyonu Üyesi
Görüntü bize ümit veriyor. Örgütlenmemiz yurt çapına yayılmalı, o zaman tatmin edici sonuç alabiliriz diyerek toplantıya katılıma dair güzel dileklerini iletti.
Anayasa da cumhuriyet tanımı vardır. Devletin laik ve sosyal hukuk devleti tanımı vardır. Laik hukuk devleti artık tartışılır durumda. Ne tam olarak laik ve de tam olarak hukuk devletiyiz. Siyasi iktidar kendi hakim ve savcılarını oluşturdu. Bu hakim ve savcılar iktidar isteğine göre kararlar alıyor.
Laiklik meclisi hukuk komisyonu oluşturduk ve Laiklik ihlallerini dair toplumda gelişen olayları takip ediyoruz.
Ceza hukuku komisyonu olarak iktidar baskısıyla oluşturulan hukuka aykırılıkları takip edip, şikayet konusu yapıyoruz. Milli eğitim müdürlüklerinin açık seçik laiklik ihlallerini tespit ediyoruz ve suç duyurusunda bulunuyoruz ama sonuç alamadık. Savcılar cumhuriyetin değil iktidarın savcısı. Ama bizler kararlıyız. Tarihe not düşmek için çalışıyoruz.
Medeni kanun ile ilgili değişiklik yaparak kafalarındaki kadını oluşturmak istiyorlar. Yeni anayasaya kesinlikle karşıyız. Diğer muhalif siyasi partiler yeteri tepki vermiyor.
Örneğin CHP kısmi destek veririz diyor. Etrafınızdaki insanları bu konuda uyarın. Ülkenin geleceği söz konusu. Anayasa değiştirilirse din devleti kurulacak. Yerelde CHP ile görüşüp tepki gösterelim. Çekinmeyelim.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak anayasal haktır ama polis bu durumda bile gözaltı yapıyor. Bu durumlarda gözaltı yapılması suçtur. Çocuklarımız ve ülkemiz için itiraz edilmeli.
Toplumun katkısı çok önemli. Mücadelemiz büyümeli.
Özkan Rona: Bursa Eğitim-İş şube başkanı, Laiklik Meclisi kurucu üyesi
Laiklik meclisi neden oluştu? Laiklik cumhuriyetin temeli ve ana unsurudur. Laiklik olmazsa cumhuriyet olmaz. Kurumlar yeterli özeni göstermediği için laiklik meclisi kuruldu.
Bileşenlerimiz ve herbir üyemiz farklı alanda çalışma sürdürüyor. Cumhuriyet mücadelesi Çanakkale’de başladı. Laiklik mücadelesi için Çanakkale’deyiz. Eğitimdeki gericileşme sürecine tanık oluyoruz.
Yaratmak istedikleri gerici insan modeline uygun öğrenci yetiştiriliyor. “Türkiye yüzyılı maarif modeli” dedikleri gerici eğitim müfredatı, kamuoyunda yeterince tartışılmadı.
Her birimiz okulları yakından takip etmeliyiz. Gerici atılımları hoşgörecek sessiz kalacak bireyler
istiyorlar.
Akıl ve bilim müfredat dayanağı olmalı ama maalesef bu maarif modeli ile değiştiriliyor.
İlimin yeri medrese irfanın yeri tekke mantığı getiriyorlar.
Sömürülen ve sessiz köleler istiyorlar. Emeği sömürüldükten sonra kader diyen nesiller istiyorlar. Çanakkale’lilere Laiklik meclisi kurulumuna destek oldukları için teşekkür ediyorum.
Levent İncedere: Akademisyen, Laiklik Meclisi kurucu üyesi
Sefa uyar ve Mustafa Mert Bıldırcın’ın yazmış olduğu ‘iktidarın kılıcı ve kalkanı:Erbaş’ın Kılıcı’’ kitabının imza günü olduğunu belirterek konuşmasına başladı.
Siyasal islam dünyada hiçbir topluma gelecek vadetmez. Ülkemizde siyasal islam karabasan yaşatıyor. Gençlere gelecek vadetmiyor. 50 yıl sonra bile hiçbir ülkede siyasal islam olmayacak. Ortadoğu’da insanlar kavimler göçü şeklinde göç ediyor ve insanlar kendi vatanlarında siyasal islam ile yönetilmek istemiyor. İnsanlar göç ettikleri ülkelerde dinini yaşamaya devam ediyor ama islam ile yönetilmek istemiyor.
AKP tam olarak Necip Fazıl’ın belirttiği gibi kindar kafasındadır. Eğitim müfredatı kaç kere değiştirildi ama bir türlü düzen kuramadılar, çünkü kafalarında sorun var. Siyasal islamın aydını yok, gelecekleri yok. Bildikleri tek şey yıkmak.
Şeriat nedir? Kol kesmek recm etmek akla geliyor. Toplumun dinsel kaidelerle yönetilmesi biçimine şeriat denir. Ülkemizde defacto şeriat vardır. Neredeyse toplumun dizaynı dinsel kaidelerle şekilleniyor. Yenilecekler ama yenilmeden önce zarar verecekler.
Topluma soralım laik misin? Çoğunluk evet der. İstatistikler de halkın yüzde G5-70 arası oranda laiklik taraftarı olduğunu gösteriyor. Yüzde 25 ise laiklik karşıtı…
Toplumun ezici çoğunluğu laiklikten yana, bu nokta çok önemlidir. Genç kuşak sekülerleşiyor.
Laiklik için neden mücadele edelim çünkü laiklik düzen dışına itiliyor. Laiklik iktidarın soyuttan yani tanrıdan alınıp halka verilmesidir. Laiklik şimdi elitist mücadele gibi gösteriliyor ama laiklik halkçılıktır. Halkın çocuklarının geleceği laikliktedir.
Cumhuriyet için mücadele edeceğiz.
Doktor Hüseyin Gündoğdu: Genel Sağlık iş Balıkesir il başkanı
Ferdi Zeyrek’in acı kaybı karşısında duyduğu üzüntüyü dile getirerek konuşmasına başladı. Laiklik tek cümle ile cumhuriyet temellerinin direğidir.
Sözcü gazetesi 3. Sayfa çocuk istismarı ve kadın cinayeti haberleri ile hergün doluyor. Bizlere düşen bu duruma susmamalıyız. Her fırsatta tepki vermeliyiz.
Padişah zamanında yol ortasına taş koyar. Altına da altın koyar. İdareciler gelir ama hiçbirşey yapmadan birilerine taşı kaldırmasını söyler ve gider. Sade vatandaş gelir ve taşı kaldırır altını kazanır. Burada taşın altına elini koyan mücadele eden insan vurgusu var. Kazanımlar ancak çabalayınca olur. Mevcut iktidar asla anayasa yapmamalı. Anayasayı halk yapmalı.
Eğitim, sağlık ve güvenlik kurumlarının içi boşaltıldı. Eğitim paralı hale getirildi.
Bizlere çok iş düşüyor. Halkın iktidarı ile cumhuriyete sahip çıkmalıyız. Birlik olmalıyız.
İran bombalandı, yüzlerce kişi öldürüldü. Bilim insanları öldürüldü. İran’dan sonra ülkemize sıra gelmesin diye elimizden geleni yapalım.
Konuşmalardan sonra izleyicilerin soruları yanıtlandı.
Toplantı gelecek dönem yapılacak çalışmalara değinilerek sonlandırıldı.