Laiklik Meclisi, Suriye’de cihatçıların yönetimi ele geçirmesi sonrasında yaptığı açıklamada “Emperyalizm, gerek kendi gerekse soykırımcı ve yayılmacı İsrail’in çıkarları için ihtiyaç duyduğu garnizon devletlere doğru adım adım ilerlerken Ortadoğu’daki üniter ve laik cumhuriyetler cihatçı vekil çeteler tarafından işgal edilmiştir” ifadeleri kullanıldı.
“Bugün Suriye’de yaşananlar, emperyalizmin dinci gericilikle ilişkisini ve siyasal İslam’ın hangi gerçeklerin üstünü nasıl örttüğünü görmek açısından da büyük önem taşmaktadır” denilen açıklamada cihatçı çetelerin 13 yılı aşkın süredir sınırlarmızdan kolayca giriş çıkış yaptığı vurgulandı.
“Ülkemizi bir kez daha teslim almayı hedefleyen tüm emperyalist projeler, işbirlikçi siyasal İslamcılarla birlikte, bu topraklardan yine sökülüp atılacaktır” denilen açıklamada “Laiklik Meclisi, ilerici, yurtsever bütün yurttaşları laikliği kazanmak üzere mücadele etmeye bir kez daha çağırır” ifadeleri kulanıldı.
Laiklik Meclisi’nden yapılan açıklama şu şekilde:
Emperyalizmin, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında, Irak’ın işgaliyle başlayan süreçte yaklaşık 15 yıllık direnişine rağmen Suriye Arap Cumhuriyeti, işbirlikçi bölge iktidarlarının beslediği, eğittiği ve donattığı cihatçı çeteler vasıtasıyla teslim alınmıştır. Emperyalizm, gerek kendi gerekse soykırımcı ve yayılmacı İsrail’in çıkarları için ihtiyaç duyduğu garnizon devletlere doğru adım adım ilerlerken Ortadoğu’daki üniter ve laik cumhuriyetler cihatçı vekil çeteler tarafından işgal edilmiştir.
Suriye Arap Cumhuriyeti’nin laik-üniter yapısının cihatçı çeteler vasıtasıyla dağıtılması, ülkemiz için büyük tehlikeler barındırırken, demokrasinin laiklik ve bağımsızlık mücadelesinden ayrı tutulamayacağını da bir kez daha ortaya koymaktadır.
Bugün Suriye’de yaşananlar, emperyalizmin dinci gericilikle ilişkisini ve siyasal İslam’ın hangi gerçeklerin üstünü nasıl örttüğünü görmek açısından da büyük önem taşmaktadır.
Daha düne kadar, birçok ülkenin terör örgütü listesinde bulunan ve başına 10 milyon dolar ödül konan Colani liderliğindeki HTŞ’nin, IŞİD ve Nusra Cephesi gibi cihatçı terör örgütleriyle de bağlantısı hatırlanmalıdır. 15 yıla yaklaşan bir süredir “cihad” adı altında, Suriye halkına dünyanın gözleri önünde yaşatılan kanlı kırım ve vahşet tarihsel bir gerçekken, HTŞ’den Suriye’ye özgürlük ve demokrasi getirmesini “bekleyen” Batı “demokrasilerinin”, ikiyüzlü sessizliğinin ötesinde, desteği de gerçek niyetlerini gözler önüne sermektedir.
Bütün bunların ötesinde, söz konusu cihatçı çetelerin, 13 yılı aşkın süredir sınırlarımız içinde ve Suriye’deki tampon bölgede eğitildiği donatıldığı, ülkemize kolayca giriş-çıkış yaptıkları da sır değildir.
İşgalle birlikte Suriye’nin özellikle Alevi ve Hıristiyanların yaşadığı bölgelerdeki katliam haberleri ve görüntülerinin yanı sıra eş zamanlı olarak ülkemizde iktidar yanlısı basın ve çeşitli sosyal medya hesaplarından, Alevi yurttaşlarımıza dönük, özellikle “Siyasal Alevilik” kavramı üzerinden başlatılan provokatif paylaşımlar endişe vericidir. Suriye’yi işgal eden cihatçıların başta Alevilere ve Hıristiyanlara olmak üzere kendi çizgileri dışında kalan toplumsal kesimlere yönelik tehdit ve katliamlarını ülkemizde özellikle Hatay’dan başlamak üzere “Siyasal Alevilik” provokasyonuyla örtmeye ve meşrulaştırmaya çalışanların nasıl bir Türkiye hedefledikleri açıktır.
Yanı başımızdaki bölge, katliamlarla yüzlerce yıl öncesinin etnik ve dini parçalanmasına sahne olmaktadır. Kadın, erkek, genç ve çocuklar dinci gericiliğin karanlığında kanlı bir planın ve geleceğin kurbanları haline getirilirken, ülkemizdeki siyasi iktidar “fetih” sloganlarıyla bölgede oyun kurucu rolünü üstlenmeye çalışmaktadır.
Nitekim HTŞ’nin Şam’ı ele geçirmesinin hemen ardından Dışişleri Bakanı ve MİT Başkanı’nın Şam’ı ziyareti, Colani’nin şoförlüğünü de yaptığı MİT Başkanı’nın Emevi Camiinde namaz kılarak fotoğraf vermesi, siyasi iktidar fetih marşları çalarken yandaş medyanın zafer naraları atarak, hep birlikte HTŞ’yi ve onun “cihadını” meşrulaştırmaları boşuna değildir. Tüm bunlar ülkemizin nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu göstermektedir.
Suriye’de yaşananlarla birlikte düğmeye basılmışçasına iktidar yanlısı kalemler tarafından ortaya atılan ve toplumun büyük bir kısmını hedef göstermeyi amaçlayan “Siyasal Alevilik” vurguları üzerinden başlatılan provokasyonlar da laikliğin ne kadar yaşamsal olduğunu göstermektedir. Ülkemizdeki milyonlarca Alevi yurttaşa karşı büyük bir tehdit oluşturan bu saldırganlık ve nefret söylemi bilinçli bir hedef göstermedir. Bu da yeni Çorum, Maraş ve Sivas katliamlarının yolunu açma çabasından başka bir şey değildir.
Ülkemizde Suriye üzerinden gericiliğin zaferini ilan edenler, kazandıklarının ancak bir “pirus zaferi” olduğunu ve laik demokratik bir Cumhuriyet için ayağa kalkacak yurttaşların, tarihte daha önce de olduğu gibi, bugün de neler yapabileceğini göreceklerdir.
Bu oyunu bozmanın yolu emperyalizmin ve işbirlikçisi siyasi iktidarların bölgedeki “barış ve demokrasi” hamasetinin ardında gizlenen asıl projeyi deşifre ederek, emperyalizme ve onun taşeronu olan dinci gericiliğe karşı ayağa kalkarak laiklik ve bağımsızlık mücadelesini örgütlemekten geçmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının büyük çoğunluğu, bölgemizde oynanan oyunların ve tehlikenin farkındadır. Ancak, bugün siyasi iktidar ve çevresinde “zafer” nidaları eşliğinde, laikliğe ve Cumhuriyet’e son darbeyi vurmak için “yeni anayasa” çağrıları yapılsa da, yüz yıldır topraklarımızda kök salan laiklik, özgürlük ve bağımsızlık ruhundan asla taviz vermeyecek birikimin, bu mücadeleyi daha da yükseltecek iradenin varlığı unutulmamalıdır.
Şu çok iyi bilinmelidir, ülkemizi bir kez daha teslim almayı hedefleyen tüm emperyalist projeler, işbirlikçi siyasal İslamcılarla birlikte, bu topraklardan yine sökülüp atılacaktır.
Laiklik Meclisi, ilerici, yurtsever bütün yurttaşları laikliği kazanmak üzere mücadele etmeye bir kez daha çağırır.
Sinan Ateş suikastında, "tasarlayarak öldürmeye azmettirme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Ülkü Ocakları…
İç kanama şüphesiyle hastaneye kaldırılan şarkıcı Edip Akbayram, ameliyat edildi. Akbayram, yaklaşık 1 saat süren…
Suriye’de yaşanan bir devrim değil. Tersinden İsrail’i tanımayan ve ABD emperyalizmine boyun eğmeyen, Fransız mandasından…
DEM Partili Akdeniz Belediyesi Eş Başkanları Hoşyar Sarıyıldız ve Nuriye Arslan ile belediye meclisi üyelerinin…
Diyanet Vakfı’nın Avusturalya'da 702 bin Avustralya doları (15 milyon TL) değerinde villa satın aldığı ortaya…
Evinde geçirdiği kaza sonrasında iç kanama geçiren usta sanatçı Edip Akbayram, yoğun bakıma alındı. Entübe…