Mazlum Abdi: Suriye artık ABD ve İsrail’e karşı cephede değil
SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi, "Suriye içeride değişime mecbur, değişim olacak. Merkezi olmayan temelli bir değişim olacak" dedi.

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi, Yeni Yaşam gazetesinden Mehmet Ali Çelebi ve Doğan Cihan’ın sorularını yanıtladı. Pazartesi günü ilk kısmı yayımlanan söyleşide Abdi, Türkiye ile doğrudan ilişkide olduklarını, iletişim kanallarının açık olduğunu ve ilişkileri daha da güçlendirmek istediklerini belirtti.
8 Aralık 2024’te cihatçı örgüt Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) yönetimi ele geçirmesiyle Suriye’nin İran ve Rusya blokundan “karşı bloka” geçtiğini söyleyen Abdi, “Suriye yakın zamanlara kadar Ortadoğu’da Amerika ve İsrail’e karşı stratejik ve siyasi olarak farklı bir cephede yer almıştı. Bu temelden değişti” dedi.
Ayrıca Suriye’nin şimdiye dek merkezi hükümetle yönetildiğini belirten Abdi, “Suriye içeride değişime mecbur, değişim olacak. Merkezi olmayan temelli bir değişim olacak” ifadelerini kullandı.
10 MART: SURİYE’Yİ BÜTÜNLEŞTİRMEMİZ GEREKİYORDU
HTŞ ile SDG arasında 10 Mart’ta imzalanan mutabakata dair de konuşan Abdi, bunun aralık ayından beri süren görüşmelerin sonucu olduğunu söyledi. HTŞ lideri Ebu Muhammed el Colani (Ahmed el Şara) kendisini ‘Cumhurbaşkanı’ ilan etmeden önce görüşmeye başladıklarını belirten Adbi, anlaşma için şunları dile getirdi:
“O dönemde Alevilere karşı şiddet olayları yaşanıyordu. Suriye bir iç savaşa doğru gidiyordu. Genel olarak Suriye’de ateşkes sağlanabilmesi için SDG ile Suriye hükümeti arasında bir anlaşmaya ihtiyaç vardı. Kuzey ve Doğu Suriye olarak bizim de ateşkese ihtiyacımız vardı. Çünkü Karakozak ve Tişrin Barajı’nda Türk devletine bağlı güçlerle bir savaşın ortasındaydık. Bir anlaşmaya vardık Suriye’nin genelinde ateşkes olması ve Suriye’nin yeniden birleşmesi için. O zamana kadar Suriye dört parçaya bölünmüştü. İdlib hükümeti, Şam hükümeti, Türkiye’ye yakın geçici hükümet ve Özerk Yönetim vardı. Suriye’yi bütünleştirmemiz gerekiyordu. Entegrasyon gerekiyordu. Kürtler ve Araplar arasında, Aleviler ve Sünni Araplar arasında bir savaş çıkabilirdi ve bir anlaşmaya vararak gerginlikleri ortadan kaldırmayı amaçladık.”
“TÜRKİYE 10 MART ANLAŞMASINA ENGEL OLMADI”
ABD’nin söz konusu toplantının gerçekleşmesine yardımcı olduğunu, Türkiye’nin de ‘engellemediğini’ söyleyen Abdi, “Amerikalılar toplantılarda olmasaydı, toplantı bu düzeyde gerçekleşmeyebilirdi. Türk devleti reddetseydi bu toplantı gerçekleşmezdi. Türkiye bu anlaşmaya doğrudan dahil olmadı. Şam hükümetiyle bir ilişkileri var, birlikte çalışıyorlar. Ancak bu anlaşma Türkiye’nin onayıyla olmasa da engel de olmamışlar gibi görünüyor” dedi.
“TÜRKİYE İLE DOĞRUDAN İLİŞKİLERİMİZ VAR”
10 Mart Anlaşması sonrası Colani ile yüz yüze görüşmediklerini söyleyen Abdi, “Suriye hükümetiyle görüştük ama bu ölçüde bir görüşmeye gerek görmedik” diye konuştu.
Abdi, “Türkiye ile doğrudan temas oldu mu” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Türkiye ile doğrudan ilişkilerimiz var ve kanallarımız açık. Bu olumlu bir şey. Birbirimizle doğrudan konuşma fırsatları var. Bu düzeydeki ilişkileri daha da geliştirmek istiyoruz.”
“TÜRK DEVLETİNİN OLUMLU ROL OYNAYACAĞINI UMUYORUZ”
Türkiye ile görüşmelerin içeriğine dair ise şunları dile getirdi:
“Türkiye bize, ‘Siz ve Şam’ın bir araya gelip anlaşmanız gerekir’ diyor. 10 Mart Anlaşması hayata geçirilmeli. Türkiye’nin SDG’ye ilişkin askeri güçler konusundaki görüşlerinin biraz farklı olduğunu biliyoruz. Bu konuda aynı düşünmüyoruz. Biz Suriyeliyiz, güçlerimiz doğal olarak Suriye ordusunun bir parçası olma hakkına sahip. Suriye güçleri birleşirse, biz de bir parçası oluruz. Şu anda istediğimiz bu. Türkiye bu konuda farklı düşünüyor. Şu ana kadar Türkiye’nin bu konuda pratikte herhangi bir engelini görmedik. Türk devletinin olumlu bir rol oynayacağını umuyoruz. Şu anda Suriye hükümetiyle yapılan görüşmelere ABD, Fransa ve İngiltere katılıyor.”